Perşembe, Şubat 27, 2020

Being Extraordinary - Ağaç Ev Sohbetleri #26

Bu haftanın konusu Deep'ten geldi. Başlık neden İngilizce diye sorarsanız, bilmiyorum. İçimden öyle geçti.

Konumuz: “Sıradan olmak, farklı olmak. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sıradan olmak gibi bir korkunuz var mı?”

Yazarken cevapları düşünmeye devam ediyorum. Henüz karar vermedim. Benden önce yazan arkadaşlarımın sayfalarında tartışmalar alevlenmiş, çarşı karışmış, mevzu epey ilerlemiş. Hepsine yetişmem mümkün değil ama genel olarak fikir ayrılıklarının "sıradan" kelimesinin farklı algılanmasından, sözlük anlamındansa zihinlerde oluşan farklı çağrışımlardan yola çıkılarak seçim yapılmasından kaynaklanmış olduğunu sanıyorum. Bu durumda kelimenin önce sözlükteki anlamına sonra da bana çağrıştırdıklarına bakalım.

Sözlük anlamı:

Sıradan: Hiçbir özelliği ve niteliği olmayan, bayağı, değersiz, niteliksiz. (Uvvvv epey sert :)

Çağrışımları:

Sıradan: Her an, her yerde karşılaşılabilinecek olan. Benzerlerinden daha değerli olmasını sağlayacak belirgin bir niteliği, bir özelliği olmayan. Bu noktada eklemem gerekir ki benzerlerinden farklı olmamasını çok da negatif bir durum olarak değerlendirmiyorum.

Görüldüğü üzere sözlük anlamı hayli acımasızken bendeki çağrışımı daha ortadan, daha nötr :) Kelimenin sözlük anlamı hayli negatif. Oysa ben sıradanlığı o kadar negatif bulmuyorum sanırım. Sonuçta "sıradan" diye bir şey olmasa "sıradışı" diye bir şey de olmaz zaten.

Genel olarak bakılınca sıradanlık çok cazip gözükmese de bence sıradışılık da çok gerçekçi bir hal değil. Bence dünyada belli archetypelar var ve hepimiz öyle ya da böyle o archetypelardan birine uyuyoruz. Yani hepimiz farklıyız ama o kadar da farklı değiliz. Böyle anlatınca biraz karışık oldu. Demek istediğimi biraz açayım. Şimdi diyelim ki dünyada 100 tip insan var. İşte hepimiz bu 100 tipten biriyiz. "İnsanlar çift yaratılmıştır" derler. Yani dış görünüşü size tıpa tıp benzeyen biri dışarıda bir yerlerde yaşıyor olabilir. İşte ben de kişiliklerimizin de daha doğrusu en genel anlamda benliklerimizin de birebir aynılarının mevcut olduğunu düşünüyorum. Sınırları belli olan bir Dünya ve Hayat söz konusu iken ne kadar sıradışı olunabilir ki zaten? 

Sıradanlıkla ilgili genel fikrimden sonra gelelim haftanın sorularına. Sıradan olmak mı, farklı olmak mı? Sıradan olmak istiyor muyum, sıradan olmaktan korkuyor muyum? Sıradan olmak yukarıda da bahsettiğim üzere negatif bir şey değil benim için ama kendimi sıradan biri olarak değerlendiremiyorum. "Sıradışıyım, olağanüstüyüm, muhteşemim!" demek değil bu asla. Aksine olması gerekenden negatif yönde farklı olduğum için çok sorun yaşamışlığım var. Bazı zamanlarda çaresizce sıradan olmayı, sıradanlığı, rutin hayatı, bir topluluğun benzerlerinden ayırt edilemeyen bir parçası olmayı çok istiyorum. Ama nedense bu konuda pek başarılı olamıyorum. Sıradan olmaktan değil sıradışı olmaktan korkuyorum bile diyebilirim. Ama bu noktada "Dikkat çekmek değil amacım, sadece var olmaya çalışmak!" diyen Mr. Kaplan'ın kulaklarını çınlatarak asıl sorunun sıradan ya da sıradışı olmak değil "kendim olmak, ben olmak, var olmak" olduğunu vurgulamak istiyorum. Keşke hepimiz ister sıradan, ister sıradışı olarak ya da en güzeli hiçbir kalıba sığmaya uğraşmadan sadece kendimiz olabilsek hiç korkmadan, hiç tereddüt etmeden. 

Bu haftaki konuda çok net cevaplarım yok. Sıradanlık mı zor, sıradışılık mı bilemiyorum. Hatta bu kavramların gerçekten var olup olmadıklarını bile sorgulayan sayfalarca yazı yazabilirim gibi geliyor ama şu anki zihinsel durumum bir şeyleri toplayıp bir araya getirmeme pek izin vermiyor. Hafta bitmeden iyi kötü bir şeyler yazabildiğim için sevinmekle yetiniyorum şu an :)

Haftaya yeni bir Ağaç Ev Sohbeti'nde buluşalım :)




10 yorum:

  1. konu eveet çok dallandı. gelcam okumayaa. belki sen haftaya bir konu bulmak isteyebilirsin kiii :)

    YanıtlaSil
  2. hmm. topluluğa uymak ya da kendi burnunun dikine gitmek. alt kavramı: özgürlük, kazanılan ve hissedilen.
    mevzunun karışması normal çünkü ne kadar özgürsek o kadar kendimiz gibiyiz ama ne kadar özgürlüğümüz tehdit altına girerse, o kadar sıradanlaşıyor herkes gibi oluyor ve topluluğa uyum sağlayarak göze batmadan yuvarlanıp gidiyoruz. Değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eh ben seni özlemeyeyim de ne yapayım be DBE!!! Hep var ol, nefesinle nefes ol, 2 satırınla boğulmaktan kurtulalım :)

      Sil
  3. Niyetim yazıya eklediğiniz müzik parçalarını dinledikten sonra yoruma başlamaktı. Ancak sanırım İdlib'teki menfur saldırı sonrasında sosyal medyayı kontrol altına almak istemeleri sebebiyle halâ youtube'a girilemiyor!
    Öncelikle yazınızın başlığına değinmek isterim. "Being extraordinary" Biliyor musunuz ben de bazen yabancı sözcüklerle kendimi daha iyi ifade ettiğimi düşünürüm. Türk Dili ve Edebiyatı erbabı eşim, kendi dilinizi katlediyorsunuz deyip kızar buna:) Fakat ben bildiğimi okurum. Örneğin "paloma blanca" deyince beyaz bir güvercinin avucumun içinde sıcaklığını hissediyorum. Oysa "beyaz güvercin" dersem gökyüzünde kanat çırpan sıradan bir kuş gelir aklıma. Neyse gevezeliğim tuttu yine, konuya dönelim:)

    Sıradan olma fikrini sözlük anlamıyla kendine yakıştıran normal bir insan olamaz herhalde. Kendini değersiz hissetme, niteliksiz görme depresif bir ruh hali olmalı. Diğer taraftan aynı sözcüğün çağrışımları kişiye göre değişebilir elbette. Sıradan olma fikrini siz normal, diğerlerinden bir üstünlüğü olmama hali olarak aldığınızda genişleyen çember içine kendinizi de alıyorsunuz. Ancak "normal" tanımı da kişiye göre değişebilir. Birine normal gelen davranış diğerine göre uçuk, ayıp, günah, çıkıntılık olarak değerlendirilebilir. Bildiğiniz üzere toplumun değer yargıları genel anlamda "normal" sözcüğünün sınırlarını belirler. Genellikle yaşadığımız toplumun hal ve gidişinden memnun olanlar normal yani sıradan insanlardır. Sizde yaptığı çağrışımdan yola çıkarsam ben kendimi sıradan olmaya zorlanan ancak farklı olmaya çalışan biri olarak nitelendirebilirim.

    İfade ettiğiniz üzere sizi sıradanlık değil farklı olmak korkutuyor. Bu gayet doğal. Çünkü gücü elinde tutanlar sıradan olmamızı ister. Bizler de onların gazabından kaçınmak için sıradanlığa saklanırız. Oysa farklı olan değerlidir, cesurdur, akıllıdır, özgür olmak ister. Farklı olmak diğerlerini küçümsemek, büyüklük taslamak değil, farkında olmaktır.

    İşin aslına bakarsak belki uç noktalarda dolaşıyoruz. Sıradan sözcüğünü en aşağılık anlamı yani değersiz, niteliksiz olarak algılarken, sıradışı olmayı bir üstünlük, bir büyüklük olarak algılıyoruz. Oysa kabul etmek gerekir ki hepimiz de o uçlarda değiliz, her iki ucun arasındaki griliğin içinde kendimizi arıyoruz galiba:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sözlükteki tanımı ile hiç kimsenin sıradanlığı kabul etmeyeceği konusunda hem fikiriz Mr. Kaplan. Sıradanlık, günlük kullanımda "normal" ya da "ortalama" sıfatları ile ilişkilendiriliyor sanırım. Normal nedir? noktasında da anlaşmak mümkün değil tabi ki :D Ben de sıradan olmakta zorlanan, farklı olmaktan da çok yorulan biriyim sınırım. Son cümleniz aslında her şeyi özetliyor. İki uca da ait değiliz, aradaki grilik de bir olur yol bulup kendimiz olmaya çalışıyoruz. Sıradışılık da özgürleşip kendimiz olduğumuz an başlıyor Sevgili DBE'nin söylediği gibi. Her birimiz nev-i şahsına münhasır kişileriz belki de ama keşfetmek bir ömür sürüyor. Hatta bazen ömür yetmiyor.

      Sil
  4. heey mademsii uğradıın, o zamaan şeyi okusana, dünkü yazım, aile evleri, daha önce feriha hanım öykümde geçmişti kortejo, ilgini çekmişti :) ay zamanın olursa madeem, çöpteki fotoğraflar yazım ile feriha hanımın devamını oku barik :) dizi the ranch bakayım tımams. dizi istediğin zaman bana söyleee :) hepsini izliyom çünküü :) suç seviyosan örneğin, visavis ve killing eve kaçırma, komedi seviyosan mom bir efsane, anne kız, ikisi de birbirinden berbat ha haa :) veya, you güzel dizi, the end of the fucking world veya. dizi, kitap film, müzik, dergi, bunlardan her zaman önerebilirim. başka bişeyle ilgilenmiyom hihihi :) iyi tatilleer :) being unusual kikikiki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsini okudum zaten :) Takipteyim. Bu aralar yazma, okuma, izleme konusunda çok berbatım. "You" izliyorum. Love is Blind diye bir reality izledim en son Netflix'te. Böyle sabun köpüğü gibi uçucu, manasız, boş şeyler bakıyorum zaman geçirmek için. Düzelince döncem ciddi dizi mevzularına :)

      Sil
  5. demek yani, negatif sıradışılık da var, belki seri katiller olabilir bu hihihi :) sıradışı olmaktan korkulabilir bencesi dee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım her şeyin negatifi var hayatta. "İyi"nin bile fazlası rahatsız edebilir, negatif gelebilir bazen. Misal hep söylerim, ben istemeden "iyilik" olsun diye yapılan "yardım"ı iyilik değil de alanıma müdahale gibi algılarım maalesef. Yapanın niyeti öyle olmasa bile benim böyle düşündüğümü bildiği için yapmamasını, o kadar "iyi" olmamasını beklerim.
      Biliyorum biraz(?!) uyuzum :)))

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...