Pazartesi, Şubat 10, 2020

Beslemeli Ruhu

Ölmek nedir?
Son bir kez nefes almak ve son nefesle beraber terketmek bedeni.

Ruh ne zaman terkeder bedeni?
Nefes alacak yer bulamayınca.

Alan açmak lazım ruha, nefes alacağı kapılar, pencereler lazım yaşaması için :)
İşte okumak, yazmak, çizmek, müziği son ses açıp gaza basmak ya da en sevdiğin filmi açıp tekrar izlemek, ağlamak, gülmek...

Bugünlük birkaç şarkı bırakıyorum ruhlarımızı beslemek için :)





P.S: Gitmiyorum. Gidemem. Tam burdayım. Ben yazmadan duramam, yazmadan nefes alamam. Yazamadığım zamanlar da bile "Yazamıyorum" diye isyanımı yazıya döker, alırım nefesimi :D

 Sonbaharı çok sevdim. Yapraklar kızılın, sarının, kahvenin her tonunu tüm güzelliğiyle serdi önüme. Şimdi mevsim kış. Ağaçlar döktü son yapraklarını da. 
Ama her kışın sonu bahar elbet :) Yemyeşil yapraklar, rengarenk çiçekler var az ilerde :)  Açan ilk çiçekle güzelleşecek yeniden Dünya :) 




7 yorum:

  1. Benim kışın en sevmediğim şey üstüme esen, saçımı başımı, aklımı, sinirimi alt üst eden rüzgar. Bir de yağış varsa... Offf dünya ayaklanır üstüme yürümüş, doğa bile benimle savaşıyor gibi geliyor. Fazla kişisel algılıyorum sanırım ileri adım atmama engel olan ve aynı anda yüzümü gözümü yağmur/kar içinde bırakan kış rüzgarlarını maalesef :) Ben de yazdıkça kim olduğumu bulmaya yaklaşıyorum :) Yeterince cesur olduğum gün ne varsa yazıp döküp "Ben buyum!" diyebileceğim kendime :)

    YanıtlaSil
  2. Hayaller ve gerçek bıçak sırtında. Yaşadıklarımız, yaşayacaklarımız bir hayâl, gerçek olan ise ölüm.
    Hayâller yaşatır bizi, gerçeği unutmak isteriz bu yüzden. Yazarken, okurken, müzik dinlerken ve hatta film seyrederken hayâl kurarız. Kendimizi ararız bir şiirin mısralarında. Hayaller tatlı, gerçek acıdır. Pamuk ipliğine bağlıdır hayatımız, ölüme yakın olduğumuz kadar yakınız gerçeklere...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan biraz karamsarlık seziyorum son günlerde cümlelerinizde. Alışık değilim, hafiften garipsiyorum. Evet, pamuk ipliğine bağlı hayatımız ama o pamuk ipliğiyle sarıp sarmalıyoruz sevdiklerimizi. Ne olursa olsun ipi sıkı sıkı tutmak gerek. Arada bir gevşetip dinlenmek, nefes almak çok güzel ama Dünya döndükçe, Hayat devam ettikçe, gerçekler acı da olsa, güzel şeylerin, güneşli günlerin hayali umut veriyor, ipe daha sıkı sarılma isteği uyandırıyor insanda değil mi :)

      Sil
    2. Sizde benim tam aksine bir rahatlama, bir yükselme görüyorum. Ve bu beni çok mutlu ediyor:) Tahteravalli'nin yukarıda olan kısmındasınız. Belli ki sizi mutlu edecek bir yol bulmuşsunuz ama bu yolu bir sır olarak saklıyorsunuz. Çünkü bu yol bana ait, herkes kendi yolunu bulmalı diyorsunuz.

      Mrs. Kedi, unutmayınız ki ölümden bahseden sizsiniz yazınızda. Ölümden kaçmanın yolu nefes almak, ruhumuzu beslemek diyorsunuz. Size hak veriyorum.
      Karamsarlık...? Yok, sanmıyorum. Kötü şeyler gelmiyor aklıma. Realist olmaya çalışıyorum. Minimalist düşünmeye çalışıyorum. İnanın ki ölümden korkmuyorum. Çunkü o bir gerçek. Kaçış yok ondan. Ölümü düşünmüyorum. Ne zaman gelirse gelsin, umrumda değil. Fakat yaşayacağım süre içinde mutluluğu hedeflerimi küçültmek, mükemmeli aramamakta buluyorum bu aralar. Meselâ ateş kırmızısı bir spor mercedes'im olmasın kapımın önünde. Gelir biri çizer diye huzursuz etmesin beni. Çok varlığım olmasın derdine düşecek. Azıcık aşım kaygısız başım olsun. Sağlığım yerinde. Evet, yazmaya ara verdim. Çünkü, son üç dört aydır kitap okuyamıyordum. Şimdi güzel bir kitaba başladım. Bu bana kendimi daha iyi hissettirdi. Evet, karamsar değilim ama kafam da net değil. Hiç hoşlanmadığım gri bir tondayım belki. Okumak, yazmak, öğrenmek, anlamak, müzik dinlemek için çok istekliyim. Mücadelem zamanla. Yazmak konusunda sizin sayfalarınızda misafiriniz olmak istiyorum bu ara, tabi rahatsızlık vermeyecek isem.
      Kendinize iyi bakın, hep mutlu kalın:)

      Sil
    3. Kendi sayfanız, kendi eviniz gibi dilediğinizce yazabilirsiniz Mr.Kaplan :) İnsan dört gözle bekliyor halden anlayan dost yorumlarını. Tahteravalliye gelirsek, onun doğasını anlayıp kabullendim. Uçsam da, düşsem de olumlu kalmaya, iyi hissetmeye çalışıyorum. Düşerken nasıl olsa tekrar uçacağımı hatırlatıyorum kendime. Çünkü hayatın ve tahteravallinin doğası böyle :) Ben de bir süredir düzenli okuyamıyorum. Yazmaya fazla düşünce okumak ikinci planda kalıyor sanırım. İnsan okusa bile üstüne bir şey söylemek, yazmak, fikir paylaşmak istiyor. Halihazırda beni bekleyen 3 yarım kitap var yanıbaşımda. Elbet onlara da gelir sıra :) Bu arada karamsarlıktan bahsederken aklımdan sizin için geçen kelime tam da "realist" idi :) Ben de genel olarak realistim ama zaman zaman hayata hep toz pembe bakan uslanmaz romantikleri kıskanıyorum :)))

      Sil
  3. eveet sanat tabiii, bi de bol temizlik yapmak, boşluklar yaratmak, insan çevre ruh kalp beden akıl temizlikleri yapmak :) ay bundan iyi ağaç ev konusu çıkabilir :)

    YanıtlaSil
  4. As reported by Stanford Medical, It's indeed the ONLY reason this country's women get to live 10 years more and weigh an average of 42 pounds lighter than us.

    (Just so you know, it is not about genetics or some hard exercise and EVERYTHING related to "how" they are eating.)

    BTW, I said "HOW", and not "WHAT"...

    Tap this link to discover if this brief test can help you find out your true weight loss possibilities

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...