Perşembe, Şubat 13, 2020

Kar Sonrası Gelen Yağmurlar

Bembeyazdı günlerdir tüm sokakları şehrin. Karlara gömülüp beyazın tadını çıkardı tüm şehir. Şimdiyse karanlığa gömülüyor kardan sonra gelen yağmurla.

Hayat ne ilginç! Mevsimler renkten renge boyuyor şehirleri. Sonbaharın kızılı, sarısı, turuncusu; karın kışın beyazı, yağmurların grisi, baharın yeşili, yazın sapsarı güneşi, masmavi denizi... İçimizde olmasa bile dışımızda uzun soluklu ve alışılmışın dışında bir gökkuşağı var aslında. Renkler arası geçiş zamanı uzun olduğu için farkına varıp tadını çıkaramıyoruz belki de gökkuşağının.

Madem ki yağmurdan bahsettim, madem ki dışarıda griye boyamaya devam ediyor yağmur tüm şehri, o zaman aynı sesten iki farklı yağmur şarkısı dinleyelim :)




*İlk şarkıyı yeni keşfettim ama ikinci zaten bilinen bir şarkı :)


P.S: Son zamanlarda yazdıklarım boş, bir şey anlatmıyor gibiyim. Aslında o kadar çok şey anlatıyorum ki... Yazarken anlıyorum ben kendimi, yazarken kendime anlatıyorum kendimi. Kağıda, kaleme, yazıya yansımıyor pek ama kusuruma bakmayın bu aralar ancak bu geliyor elimden :)


6 yorum:

  1. kışı sadece kar için seviyorum galiba, yoksa bu ayaz çok fena :) Galiba yavaş yavaş da veda ediyoruz. Doğa gerçekten tam bir ressam, şehirlerle beraber insanın ruhuna da birkaç damla renk veriyor. Ben yazın sarı-mavisini çok seviyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yazın sarısını, mavisini çok seviyorum ama bu yıl öyle güzeldi ki sonbahar, ilk kez tanışmış gibi çarpıldım, vuruldum tüm o kızıllara, sarılara, turumculara :)

      Sil
  2. eveet böyle işte hayat, yaşadığımız anın farkına varmalı tabiii :) olsun sen kendine anlat kendinii, aslında hepimiz seniz, yani, belki biz de sen seni anlarken kendimizi de anlayabiliriz. hayat güzel yaniiiii mevsimlerlee yağmurla karlaaa şarkılarlaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayat güzel gerçekten! Tüm renkleri ve şarkılarıyla birlikte :)

      Sil
  3. Kar güzeldir, yağarken, ilk yağdığında. Saf, bembeyaz, tertemiz. İlk Ankara'nın karını görmüştüm. Ağaçlar beyaz bir gelinlik giymiş, her yer yumuşacık bir halıyla kaplanmıştı adeta. Kar havanın soğuğunu da kırmıştı üstelik. Bir müddet sonra durum değişmişti. Güneşin ısıtmayan sıcaklığı nasıl oluyorsa karları eritmeye kâfi gelmiş, o güzelim örtü eriyip cadde ve sokakların tozuyla karışmış, her taraf çamur deryasına dönmüştü. Sabah ayazında yeniden donan buz tabakası üzerinde yürümek benim gibi kar görmekten yoksun kişiler için tam bir eziyetti. Kösele ayakkabı tabanları buzun üzerinde en küçük bir sürtünme yaratmadığından her adımımda bir dansözün değişik figürlerinden örnekler veriyor bazen o da yetmiyor gelişi güzel yere yuvarlanıyordum.
    Her zaman buzun üzerinde son derece rahat ve kendine güvenen bir şekilde yürüyen insanlara imrenerek bakardım o zamanlar. Nihayetinde işin sırrını çözdüm. Bütün iş ayakkabı tabanında ve korkmadan, ayağı sağlam basmaktaydı. Hemen altı kauçuk bir ayakkabı aldım kendime. Artık ben de diğerleri gibi cesur bir şekilde, düşme korkusu olmadan yürüyebiliyordum.
    Sonraki yıllarda çok karlar, buzlar gördüm. Günlerce yollardan kalkmayan buz tabakası üzerinde araba kullandım. Her taraf bembeyazdı. Üstelik kesif bir sis içinde sınırları kar örtüsü altında kapanmış ve her metre ilerleyişte bir sürprizin beklediği maceralı yolculuklardı.
    Şimdi hepsi birer anı olarak kaldı hafızamda.
    Yaşadığım yer kara hasret, hava birkaç gündür yazı aratmıyordu, şimdi yağmura döndü. Özellikle ikinci klip çok sevdiğim bir parça. Onu dinlerken yağmuru seyretmek daha bir hoş.
    Sonbaharı sizin sevdiğiniz kadar sevdiğimi söyleyemem. Hazan, hüzün, melankoli çağrıştırıyor bende. Özellikle düşen yapraklar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedense kış gelince sonbahardan daha çok yaprak dökülüyor gibi geliyor bana. Özellikle de şu sıralar. Sonbahar deyince aklıma hep yağmur çamur, çırılçıplak kalmış ağaçlar gelirdi önceden. Oysa ki bu sonbaharın değil, kışın tarifiymiş. Çünkü sonbahar bol güneşli ve bol renkli geçti. Ne zamanki bitti Kasım, işte o zaman başladı gri bir mevsim. Ağaçlar son renklerini de döktü yerlere ve kış yağmurları çamura boyadı her yeri. Nedense şimdiye dek hiç fark etmemişim ama sorun sonbaharda değilmiş :) Yine de kışı da sevmeye çalışıyorum. Kar güzel, yağmurlar değil ama yağmur sonrası açan güneş güzel, gökkuşağı güzel :) Üstelik biliyoruz ki kışın sonu bahar :) "Başı bahar, sonu bahar, ortası kara orman olsa ne yazar?" diyerek kafa tutuyorum kışa kendimce :)

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...