Cuma, Mart 20, 2020

Ağaç Ev Sohbetleri #30 - Koronavirüs Gündemi

Bu haftanın konusu Menfi Ebru Taş'tan gelmiş: Koronavirüs Gündemi.

Corona bizim gündemimize ülke gündeminden önce girdi maalesef. Çünkü İtalya'dan Amerika'ya İngiltere'den Almanya'ya, bir sürü ülkede arkadaşımız var. Onlardaki gelişmeleri takip ederken benzer durumların bizde ne zaman ortaya çıkacağını konuşmaya başlamıştık bile. Peki şu anda ne durumdayız?

Hayatlarımız artık bir filmden sahneler gibi. Gerçeklik algım ve dengem sınırda geziyor. Ciddiye alıp depresyonun dibine vurmakla, yok sayıp her şey normalmiş gibi yaşamaya devam etmek arasında gidip geliyorum. Bu yazacaklarımdan sonra muhtemel eleştirileri tahmin edebiliyorum ama yine de yazacağım.

Biz henüz "sosyal mesafelendirme"ye riayet etmiyoruz. Hopa küçük bir yer ve yapılacak çok fazla aktivite yok. Bu yüzden burada dostluklar çok önemli ve çok güzel. Bizim de 10-12 kişilik bir yakın arkadaş grubumuz var. Eşli, çoluklu çocuklu hep bir aradayız 4 yıldır. Geçen yıl tayin olup Antalya'ya giden arkadaşlarımız birkaç gün önce buraya geldiler ve o kadar özleştik ki görüşmemek bizim için bir seçenek bile değil. Grup olarak Corona'yı tartıştık aramızda Whatsapp üzerinden ve çoğunluk olarak görüşmeye karar verdik. Aramızdan bir çift grip belirtileri gösterdikleri ve birinin kronik rahatsızlığı da olduğu için evlerinden çıkmak istemedi. Hepimiz de bu kararlarını destekledik zaten.

Görüşmek üzere uzlaşan ekiple Salı sabahı kahvaltı yaptık, dün gece de yine bir masanın etrafında toplanıp şarkılar söyledik, hasret giderdik ve bir an hepimiz birbirimize bakıp şu an burada gitsek hiç üzülmeyiz dedik aynı anda. Aramızda bir anlaşma yaptık: ekipçe başka kimse ile görüşmüyoruz. Kendi aramızda görüşünce de öpüşüp koklaşmıyoruz. Tabi ki bu yeterli demek istemiyorum asla. Ama biz durumu etraflıca konuştuk ve bu yolda anlaştık. Başka türlüsüne hazır değiliz henüz. Buluştuğumuzda video çekip neler hissettiğimizi, bugünleri nasıl geçirdiğimizi kayıt altına alıyoruz ileride çocuklarımıza, torunlarımıza izletmek için. Genel olarak ortak fikrimiz bu virüsten kaçamayacağımız yönünde. Yani öyle ya da böyle yakalanacağız ama umarım zor da olsa atlatıp hayatlarımıza devam edeceğiz.

Biliyorum çok tedbirsiz hatta çok sorumsuzca davrandığımızı düşünenler olacak. En iyi ihtimalle fazla iyimser yaklaştığımızı, daha mantıklı davranmamızı söyleyeceksiniz. Sadece kendinizi değil, toplumu da tehlikeye atıyorsunuz diyenler de olabilir. Mümkün oldukça dışarıdan kişilerle temastan kaçınıyoruz. Zaten mevcut koşullarda herkes herkesin kişisel alanlarına ve kararlarına fazlasıyla saygı gösteriyor. Tüm bunları konuştuk. Birbirimize şu soruları sorduk: Hayatın neyi cazip, değerli olan ne, yaşamaya değen anlar neler? Cevaplar: Hayat mutlu olduğumuz anlar kadar değerli, hayat sevdiklerimizle güzel, hayatı yaşanmaya değer kılan anlar hep sevdiklerimizle birlikte olduğumuz anlar. Bunlardan feragat etmeye hazır değiliz. "Bir zahmet dişinizi sıkın, bu virüs derdi / riski / tehlikesi geçince görüşürsünüz." diyecek olanlara bir şey sormak istiyorum:

Şu hayatta neyin garantisi var? Kim biliyor yarına çıkıp çıkmayacağını? 3 gün görüşmeyelim derken bir daha hiç görüşememe riskini nasıl alabiliriz göze?

Demem o ki Corona'nın bizdeki etkileri çok derin aslında. Sevdiklerimizi ne kadar çok sevdiğimizin farkına varıp daha yakın olmak istiyoruz. Hayatın ailemizle, dostlarımızla, sevdiklerimizle güzel olduğunu iliklerimize kadar hissediyor ve bakışlarımızla, sözlerimizle, endişeyle "Nasılsın?" diyen seslerimizle ölçüyoruz olasılıkların ağırlığını. Öyle 2 haftalık bir "sosyal mesafelendirme" ile çözülebilecek bir sorun değil bizce bu durum. Daha ağır sonuçlara da içten içe hazırlanıyoruz.

Mevcut mesafelendirme uygulamasının bir sonraki adımda ciddi bir ev hapsine dönüşebilme olasılığını göz ardı etmemek lazım. Henüz fırsat varken yaşamı değerli kılan anlardan nasibimizi almaya çalışıyoruz. Hepimiz kocaman insanlarız, risklerin farkındayız. Evde kalana, tüm tedbirleri alana saygı duyuyoruz hepimiz. Biz de mümkün olan, elimizden gelen tedbirleri alıyoruz ve grup dışındaki kişilerle temas kurmamaya özen gösteriyoruz. Şimdilik herhangi bir semptom gösteren yok aramızda. Umarım böyle de devam eder.





Bahardan, çiçekten, böcekten, kedilerden bahsetmemiz gereken şu günlerde Corona'dan bahsetmek... Umarım bahar bitmeden yakalarız ucundan.

Bir de şuraya 3 tane film önerisi bırakmak istiyorum. Filmlerin aklıma gelme sebepleri Momentos ve Deep'e teşekkürler :)

Sefertası
A Hologram For The King
Terminal

Tom Hanks'e sevgimizi evrene bırakırsak hep birlikte eminim iletir bir şekilde :)

17 yorum:

  1. Halkımızın yapar gibi görünmesi, neyi niçin yaptığını bilmemesi... Yöneticilerin kolay aldanması! ve aldatması... Egoist karakterimiz... Evet, ülke olarak bütün bu özelliklerimizin yanı sıra onca boş konuşan uzmanın! dışında hiçbir kuruluşa, kişiye bağlı olmayan, cesur ve mantıklı açıklamalarıyla olayı değerlendiren az sayıda insan bizi çoğunluktan farklı düşünmemize neden oluyor kanaatimce.
    Yani, yönetime tam güvenimiz olsa, halkımız neyi niçin yapmasını bilecek kadar eğitimli olsa ve açıklamalar bizi net bir şekilde tatmin etse, gerekirse bir yıl evlere kapanırız gibi geliyor bana. Fakat bunlar olmadığı için boşuna kürek çekmiş olacağımızı düşünüyorum. Herkes senin gibi düşünürse bu iş yürümez diyen çok olacaktır. Benim gerekçelerim son derece açık!
    Hani hükumet Coronavirüs ne ki, sıkmayın canınızı, dış güçler bizi kıskanıyor deseydi, inanın ki çok sıkı tedbirler alıp eve kapanırdım:)
    Halkımız hasta olmayanın takması önerilmeyen maske stoklarını tüketti, esas kullanması gereken hastalar ve sağlık görevlileri maske bulamıyor!

    En önemlisi, şunu demelerini beklerdim: Bu virüsle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Sağlık malzemesi ve personel sayımız bu virüsü karşılamaya yeterli değil. Bu yüzden mümkün olduğunca kendinize virüs bulaşmasını geciktirin ki hepinize yetişme imkanımız olsun. Bunun ilacı kalabalık yerlerden kaçınmak, hijyen kurallarına dikkat etmenin yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirmek. Devletimiz bunun için size gereken desteği verecek, marketlere akın etmeyin, yeterli gıda ve yiyecek stokumuz mevcuttur, hep birlikte bu problemi en az hasarla atlatacağız.

    Bir de virüsü kapıp hastalanan kişilere ne tür tedavi uygulandığı yeterince açıklanmadı. Belki de hali hazırda bilinmiyor. Hastalara AIDS ve sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlar uygulanıyormuş. Ne derece etkili bunlar belli değil. Hiçbir tedavi uygulanmasa da kendiliğinden vücut kendini onaracak belki. Benim bilmediklerimi Sağlık Bakanlığının bildiğinden emin değilim. Virüsün tedavisi amaçlı üretilen bir ilaç yok henüz.

    Bence mesele güvensizlik ve eğitimsizlik. Böyle olunca yaşanacaklar Coronavirüs'ün insafına kalmış maalesef.



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik tanı Hrtc diye bir yöntemle çekilen akciğer filmi ile konuluyormuş. Virüs çift taraflı pinomoni yapıyormuş. Çift taraflı pinomoni varsa direk Corona teşhisi konuluyormuş. Tedavi yok henüz. Dadece bağışıklık sistemini destekleyici ilaçlar ve ileri seviyedekilere de solunum cihazı desteği veriyorlarmış. İzmirde çalışan Radyoloji uzmanı arkadaşım anlattı. Durum böyleyken dünyadaki mevcut sağlık sistemlerinin bu boyutta bir salgına hazır olmadığı aşikar maalesef.

      Sil
  2. Ne demek istediğinizi anlıyorum.Insan sevdiklerinden uzak kalınca yapayalnız ve depresif hissediyor.Ama bir yandan da şu illet.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Psikolojik sağlığımız da önemli. Çok şükür ki İnternet var, görüntülü konuşma olanaklarımız var, canlı yayın konserler var, online müzeler var. Yoksa her şey çok daha zor olurdu.

      Sil
  3. İnsan sıcaklığı.. Sağlık, gıda, barınak'tan sonra ilk gelen sanırım insan sıcaklığı.
    Yanlış bir davranışını göremiyorum, çünkü: Evlerde, açık hava ve deniz kenarında az sayıda insanla buluşmak, bisiklete binmek, sosyal ilişkilerden alınan haz, bunlar bağışıklık sistemini yükselten davranışlar. Evde yaşlınız ve riskli grubunuz da yoksa, şu aşamada bence yeterli. Çok düşünme.
    Benim görüşüm, hepimiz o ya da bu şekilde geçireceğiz.. Hafif geçirelim, sorumluluk sahibi davranalım ve kimselere zarar vermeyelim benim temennim bu.
    Seni seviyorum kedicim <3 Dün öyle ailecek ve arkadaşınızla görünce benim bile T-hücre sayım arttı :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de seni çoooook <3 <3 <3 Umarım çok daha güzel günlerde, böyle kutlama sofralarından konuşacağız birbirimizle hatta aynı sofrayı paylaşıp bol bol arttıracağız T-hücrelerimizi :)

      Sil
  4. Sanırım bir çoğumuz aynen böyle böyle düşünüyor.
    Ülkemiz ve bizler için bir an evvel geçip giden bir musibet olur umarım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Corona dediğiniz gibi bir an önce geçip gider ama oluşturduğu bilinç ve yardımlaşma duygusu baki kalır.

      Sil
  5. Selamlar..Pazartesi işe gidiyorum..Kronik hastalığı olmayan arkadaşlar ben yokken çok fedakarlık yapmış ve yorulmuş şimdi ben gidicem onlar dinlenecekmiş ahahaaaa sesli kahkaha atıım ve bunu yapan kurumsal bir banka ..Nasıl? Hiç sağlık bakanlığına şikayet edin demeyin zor buldum işi kaybedemem özel sektör anında kapının önünde bulurum kendimi..:):)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne diyeceğimi bilemedim. Mümkün olsa ben gideyim yerinize diyeceğim. Umarım en kısa sürede adaha kalıcı çözümler üretilir.

      Sil
  6. Çok teşekkür ediyorum paylaşımınız için. :) Herkes evinde olsa güzel vakit geçirse çabucak bitecek ama ciddiye alınmazsa maalesef süreç uzayacak.. Umarım bir an önce bu virüsten kurtuluruz, güneşli günler bizi bekliyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim haftanın konusu için :) Evde kalmak sadece erteleyecek kaçınılmaz olanı ve benim anladığım kadarıyla öyle 2 hafta evde kalmakla dünyadan silinip gitmeyecek bu Corona virüsü maalesef ama yanlış anlaşılmasın boşverin evde kalmayın, çıkın dışarı, normal hayata devam edelim demiyorum. Kontrollü olmakta fayda var ama halen yapabiliyorken de az da olsa açık havaya çıkıp nefes almak lazım bence.

      Sil
  7. hologramı izleyim. sefertası ile never look away. bu iki filmi, 2010'ların en iyi iki filmi olarak seçtim. terminali hatırlamadım bi bakıyım :)

    YanıtlaSil
  8. iyimiş sizin arkadaş grubu. iyi yapıyonuuz. sevgi, neşe iyidir bağışıklık için en önemli şey moral :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle moral önemli, en iyi gelen şey de sevdiklerimiz :)

      Sil
  9. Umarım dediğiniz gibi tehlikeden uzak kalırsınız. Ben pek doğru bulmuyorum açıkçası yaptığınız şeyi; ama söylediklerinizde de haklısınız. Tercih meselesi, sağlıkla kalın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de doğru olduğunu iddia etmiyorum aslında. Sadece elimden başka türlüsü gelmiyor. Tüm gün sokağa çıkma yasağı hakkında konuştuk arkadaşlarla ve şu an nefes alamıyorum. Yasak gelirse sanırım ben Corona'dan önce delirerek hastanelik olabilirim. Panik atak geçirmeme ramak kaldı. Gerçekten Corona'dan çok ev hapsi olasılığından korkuyorum :(

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...