- Cıks. Yemiyor Hayat!
...
Deniyorum. Her gün sıfırdan, sil baştan. Bazı günler harikayım. Başarıyorum. Bazı günler ne yapsam olmuyor. Yerlerdeyim. Geceler mi? Onu hiç sorma! Ben mi şu karanlık denizin içindeyim, yoksa o karanlık deniz mi benim içimde bilemiyorum.
Bir tepesindeyim tahteravallinin, bir yerlerdeyim yara bere içinde. Fırtınanın ortasında kalmış bir küçük tekneyim kimi zaman. En büyük fırtınalara bile göğüs gerebilecek kocaman bir geminin pruvasıyım tüm cesaretimle başka bir zaman. Ayaklarım yerde, aklım havada! Ya da denizde galiba. Kış soğuğuna rağmen saçlarıma tuzlar yapışsın istiyorum sonbahardaki gibi. Ama işte gece olmasın. Kararıyor her şey.
Kendimi aramaktan o kadar çok yoruldum ki bitsin istiyorum ama bitmesini ne kadar çok istiyorsam, ben olmayı da o kadar çok istiyorum. Aynı anda hem ben olmak hem de huzur bulmak, kimseyi üzmemek istiyorum ama ne mümkün! Çok yaman bir çelişki! Keşke zararı sadece bana olsa! Maalesef öyle değil.
O karanlık denizden kaçmak yerine aydınlatmak için kendimi, evi, içindekileri, dışındakileri, şehirleri, yeri göğü, dağı tepeyi de yakıyorum usul usul. Bir yangın başlıyor kimsenin bilmediği bir yerde. Bir yangın yakıp kül edecek değdiği her şeyi herkesin gözü önünde.
Dipnot: Ne zaman tamam çözdüm desem, denklemi değiştiriyor Hayat. "Aaa şurda da şöyle bir parantez vardı canım. Unutmuşum ben. Ekledim. Bir daha çözüver sen." diyor sanki. Acımasızca ama itiraz da edilemeyecek bir kibarlıkla alay ediyor adeta. Belki de hepsi benim iyiliğim için ama ben henüz göremiyorum tam olarak. İstese çok daha sert vurabilir ama insaflı davranıyor şimdilik. Bakalım beni adam (?!) edebilecek mi göreceğiz birlikte.
:) normalsin yaa kendine yüklenmeyi seviyon sadece :) bi sal gitsin yaaa :) bırak kendinle savaşmayı ayolcuum :)
YanıtlaSilKendimle savaşmıyorum, kendim olmak için Hayat'la savaşıyorum :) Tam kazandım derken Hayat level atlıyor, ben yine eksiye düşüyorum :))))
Silbazen akışına bırakmak gerekiyor. oldu mu olmadı mı, harika mı yerlerde mi... düşünmeden. düşün yine ama düşüncelerin de aksın akışta. bilmiyorum ki ben de ne olacak, ben de çözemedim bir şeyleri kendime dair.
YanıtlaSilZaten biz ne dersek diyelim hayat devam ediyor akıp gitmeye :) Kabul etsek de etmesek de biz de kapılıp gidiyoruz o akışa. Ama durduramıyor işte insan yine de bu boşuna çabayı :)
SilHer şey oluyor bir şekilde. Biz üzerine düşünsek de düşünmesek de, kaçsak da kovalasak da. Saklanıp kaçsak da bir yerlere, buluyor yine bizi kaçtığımız şeyler. Olacağı ne ise, o oluyor bir şekilde. Belki de çok düşünmeyip bırakmak gerek akışına. Yoksa gün geçiyor, hayat geçiyor sanki. Geç kalmamak da gerek sanki yaşamaya.. :)
YanıtlaSilYa ben de çok istiyorum, düşünmeyeyim, bırakayım akışına ama olmuyor ki! Ya bir dursa şu kafamda açılan yeni sekmeler, düşünmesem, yaşasam sadece... Her şey daha iyi olacak eminim. Umarım beceririm eninde sonunda :)
SilBazen oluruna mı bırakmak gerekiyor? Bilmiyorum ki. Anormallik sizde değil =)
YanıtlaSilBazen değil her daim oluruna bırakmak gerekiyor belki de ama işte ben bilmiyorum nasıl duruluyor da oluruna bırakılıyor. Bunu öğrenmem lazım. Sanırım zihin boşaltma teknikleri üzerinde biraz araştırıp uygulamaya çalışacağım :)
SilBen artık hayat felsefemi değiştirdim...
YanıtlaSilSu akar yolunu bulur diyorum çözemediğim şeyler için
Su akıp yolunu buluyor cidden. Acaba eskilerin "Su gibi ol!" demesinin sebebi bu mu? Su gibi olmak, akışa kapılıp yolu bulmak lazım. Sanırım su gibi olmayı öğrenmek lazım önce :)
SilKoyver gitsin demeyeceğim ben:) Çünkü biliyorum hayatı tutan ellerimiz değil. Hayat bizi almış sürüklüyor. Bence içimizdeki huzuru bulmak hayatı kabullenmekten geçer. Üzüleceğiz, sıkılacağız, yeri gelecek canımız yanacak. Acıların en büyüğü de yaşamın içinde. Bütün bu negatif öğeler sessizce kabul edilmiyor, biliyorum. Sabırlı olacağız zor da olsa dayanmak, gerekirse göz yaşlarımızdan korkmayacağız. Bileceğiz ki başımıza gelen bu sıkıntılı dönemler sonsuza dek sürmeyecek. Biz değil onlar yorulsun, bırakıp terk etsinler bizi. Sonra neşe dolsun içimize, sevinelim, coşalım. Fakat bilelim ki bu güzel günler de sonsuza kadar sürmeyecek. Gelmişken tadını çıkartmaya bakalım. Hayat bazıları için hep iyi, güzel bazıları için hep kötü ve çirkin değil. Hepimizin hayatı sinüzoidal dalgalar gibi. Dalga yükseklikleri dayanma gücümüze göre otomatik olarak ayarlanmış. Duygularımız, yeşil renkli EKG monitöründe gördüğümüz dalgalara benzer, kırık çizgiler bir iner bir çıkar. Kalbimizin vuruş seslerini duyarız, bip, bip, bip diye. Sonra an gelecek, dalgalar yok olacak o ekranda, dümdüz bir çizgi belirecek. Bip bip sesleri kesilecek. Uzun bir biiii...p sesi duyulacak. İşte o zaman bize ayrılan zamanın sona erdiği, yaşamımızın bittiği andır.
YanıtlaSilMrs. Kedi, hayatı kabullenmek zorundayız, onu anlamasak da. Ta ki kesiksiz biiip sesimiz duyulana dek.
Biliyorum her şey kabullenmekle başlıyor. Kim olduğumuzu, elimizdekileri, hayatı. Sonra seçmek gerekiyor. Tarafımızı, yolumuzu, kim olmak istediğimizi. Elimizdeyse değiştirmek ne ala! Ya değilse ve susmak bilmiyorsa içimizdeki mızmız çocuk? İşte Mr. Kaplan, bu noktada elimdekilerle zihnimdekiler, ruhumdakiler çatışıyor. Dün kabul ettiğim bugün olmuyor. Kendimden bıktım. Su gibi olup akışa kapılmak, akıp gitmek, yolumu bulmak istiyorum. Olacak eninde sonunda ama önce su gibi olmayı öğrenmem lazım. Şeffaflıkla başlayabilirim sanırım.
SilSeni seviyorum, şu an sadece bunu yazmak istedim :)
YanıtlaSilZaten iyi gelen tek şey de bu :) Sevgi <3
SilKarşılıklı hislerimiz :)