Salı, Ağustos 24, 2021

Ağaç Ev Sohbetleri #105

 Haftanın konusu Deep'ten:

"Neden kitap okuyorsunuz?"

Konu o kadar güzel ki... Of ki of!

Neden okumuyoruz ki kitap... Nefes almak için, yaşamak için, hissetmek için, bazen kaçmak için, bazen bulmak için... Yeni dünyalar, yeni maceralar için... Büyümek için, koskocaman evrende ne kadar küçük olduğumuzu hatırlamak için...

Deep yazısında "Kitap, 'okumak' için okunur" demiş. Katılmamak elde değil. Kitap okumak başlı başına bir keyiftir. Öyle bir haz verir ki insana, işte o haz için okunur kitap. Belki de bu yüzden kitap okumayanları, kitap okumayı sevmeyenleri(?) anlayamıyorum. Düşünsenize önünüzde yeni dünyalara, yeni maceralara açılan sayısız kapı var ve siz birini bile açmadan geçip gideceksiniz. Mümkün mü?

Okunacak o kadar çok kitap, keşfedilecek o kadar çok dünya var ki... Ben ömrüm yetmeyecek diye üzülürken birilerinin kitap kapağı bile açmadan bir ömür geçirmesini anlayabileceğimi pek sanmıyorum. Tek tahminim o kişilerin doğru yazar, doğru kitap, doğru zamanlama unsurlarından en az birini kaçırmış olma olasılığı. Eğer bir kez doğru kitabı/yazarı/türü bulsalar ve gerçekten severek okusalar yani okumanın zevkini bir kez alsalar bir daha bırakmak akıllarından bile geçmezdi.

Benim ve benden önceki jenerasyon kitap okuma alışkanlığı kazanma konusunda şanslıymış sanırım. Çünkü televizyon, telefon, internet, bilgisayar, tablet gibi elektronik cihazlar çok nadir ve ulaşılması şimdiye kıyasla çok zor şeylerdi. Boş vakitlerimizde yapılacak en güzel şey kitap okumaktı. Bir şey öğrenmemiz gerekince gitmemiz gereken yer kütüphaneydi. İnternet başında saatlerce oradan oraya sürüklenmiyorduk. Evlerimizde ansiklopediler vardı. Gazeteler kuponla ansiklopedi ve ünlü yazarların eserlerini verirdi. Öyle bir ortamda büyüyünce kitap okumak kendiliğinden gelişen bir alışkanlık oluyordu çoğu zaman. Ama şimdi hiç öyle değil maalesef. Her şey için internete başvuruyoruz. Kütüphaneye giden öğrenci kaldı mı bilemiyorum. Evlerdeki ansiklopediler çoktan toz oldu.  

Yeni nesile kitap okuma alışkanlığı kazandırmak eskiye nazaran katbekat zor. Ama imkansız değil. Çocukların, gençlerin sevecekleri kitapları bulmak için rehberlik etmek, bizzat kitap okuyarak örnek olmak yapabileceğimiz en iyi şeyler. Sürekli "Hadi kalk şu ekran karşısından da biraz kitap oku" demekse tam tersi bir etki yaratabilir, aman dikkat edelim. Unutmayalım amacımız kitap okumanın hazzını yaşatmak, zorlayarak hepten uzaklaştırmak değil :) Sabırlı olalım, boş anlarını yakalayalım, elektrik kesintilerini değerlendirelim mesela. Hatta arada çaktırmadan şalterleri indirebiliriz belki de :p Canım sıkıldı dedikleri anda "Ben biraz kitap okuyacağım, istersen sana da bir kitap bakalım, belki seveceğin bir şeyler buluruz." diyelim çok ısrarcı olmadan. Tabi bunun için önceden ince bir hazırlık yapmamız lazım, çevremizdeki çocukların/gençlerin seveceği türde kitaplar bulunduralım kitaplığımızda :) Bunun için şu yazıda bazı önerilerim mevcut :)

Daha önce de kitapla ilgili mim ve ağaç ev sohbetleri olmuştu. Her defasında sevdiğim, içinde olmak istediğim, elimden bırakamadığım, beni çok etkileyen kitaplardan bahsetmiştim ama ne yazarsam yazayım, ne kadar anlatırsam anlatayım kitap okumaktan aldığım keyfi tam olarak anlatmam mümkün değil gibi geliyor. Kitap okumayı benim kadar sevenler anlayacaktır :) 

Yazarken fonda Sertab çalıyordu :) 


Günahın Boynuma - Sertab Erener

Dipnot: İçimdeki "Öğretmen Hanım" gaza geldi, konuyu "Neden kitap okuyoruz"dan tuttu, nasıl kitap okuma alışkanlığı kazandıralıma getirdi :D Ama n'apayım canım, gelecek nesiller kitap okuma hazzından mahrum kalmasın istiyorum sadece :)

27 yorum:

  1. Çok iyi anlatmışsınız, tam düşündüğüm şeyler. Ben özet geçmiştim. :)
    Yeni dünyalar tanımak keyifli. Kitabı kapatıp gerçekliğe dönünce her şey sıkıcı oluyor bir an ama yapacak şey yok. :) Anne babalar TV, bilgisayar karşısından ayrılmayıp çocuklara az TV izle, internetten uzak dur, kitap oku diyor. Dinler mi bu şekilde çocuklar. Örnek olmak lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bizzat canlı örnek olmadan, boş keseden atıp "Kitap oku" demek çok manasız ve faydasız. "Ele verir talkını, kendi yutar salkımı" atasözü geliyor aklıma hep bu mevzu açılınca. Velilere de açık açık "Eğer siz evde kitap okumuyorsanız hiç beklemeyin boş yere çocuklarınızın okumasını." diyorum.

      Sil
  2. Valla kızımın kitap düşmanı olabileceği hiç aklıma gelmemişti ama nefret ediyor kitap görmekten, okuma kısmı ise tam bir işkence. 2sf okurum ama sonra yarım saat oynarım falan gibi koşullarla ancak.. Sanırım çevresinde okumakla biraz da ben neden oldum, çok okuyorum çocuk sürekli kitap görmekten belki de tepki duyuyor.. Ama oynuyorum da ya :( Ay ne yapacağımı bilmiyorum okumuycak bu gız :)))) Ki ile de’yi ayıramayanlardan olacak!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay bu arada tablet ekran falan da yok bizim evde tv de izlenmiyor.. Yani bilmiyorum ya bazı şeyler galiba içten geliyor kuzum örnek de olsan bazı şeyleri almıyor çocuk belki de….

      Sil
    2. Ceren şöyle bir düşünüyorum... Tablet, TV, ekran yok, oyun var, kitap okuyan anne, lego yapan baba var... Daha ne olsun diyorum ama işte öyle olmuyor demek ki :( Arya da bayılıyor, koşa koşa gidip okumuyor ama sevdiği bir kitap olunca eline aldı mı bırakmıyor. Geceleri de yatmadan önce beraber okuyoruz, yani o kendi kitabını, ben kendi kitabımı.

      Bebekken hiç sevmiyordu benim ona kitap okumamı. Kısacık hikayeleri bile bitiremiyordum sıkıldığı için. Sonra yavaş yavaş alıştı benim ona okumama. Kendi okumaya başlayınca artık sen oku dedim. Uzunca sürede hayır sen oku diye inatlaştı ama bir noktada kırdık inadı.

      Her çocuk farklı Maya için nasıl bir yol işe yarar bilemiyorum ama zaten senin denemekten vazgeçmeyeceğine eminim :) Elbet bir noktada su akıp yolunu bulacak :)

      Sil
    3. Ha bmyle anlatınca sanki Arya kitap aşığı sanılmasın :)))) Nerde o günler! İte kaka da olsa okuyor işte kendi çapında :) Ben D büyüdükçe daha çok okur diye umut etmek istiyorum sadece :D

      Sil
    4. Hadi inşallah diyeceğim sadece..

      Sil
  3. eveet güzeeel, bence meselası alplerde kayak yaptıktan sonra kahve içip okumalı ya da akdenizde ibiza ya filan giderken teknede okumalı, amazonlarda gezerken ağaca yaslanıp okumalı. böylece hem gezmiş hem okumuş oluruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya da yerimizden hiç kalkmadan, sadece okuyarak tüm o dediklerini yaparmış gibi hissedip aslında yapma imkanımız olmayışına üzülmek yerine hayal ederek farklı hayatlar yaşamanın tadına varmalı :)

      Sil
  4. okumak en keyifli eylem, ne güzel anlatmışsınız:)

    YanıtlaSil
  5. O kitap okumayı sevmeyenleri ben de hiç anlamıyorum. Hatta yeğenlerimden var sevmeyen. Eskiden benimkiler seviyor diye onlara da sürekli kitap alırdım baktım hep suratları düşüyor bıraktım. Değerini ne kadar anlıyorlar ya da anlayacaklar bilmiyorum ama çocuklarıma kattığım en büyük değerin bu olduğunu düşünüyorum. Hep elimde kitap oldu, tv hiç açmazdım hala açmam, onlara küçücükten beri kitap okudum. Ve büyük bir kitaplığım var. Pandemiye kadar kitap fuarlarına da götürdüm hep. Zorlama gibi değilde hissetsinler, sevsinler istedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence kitap en güzel hediye ama işte herkes öyle düşünmeyebiliyor. Olsun biz yine de devam edelim sevdiklerimize kitap hediye etmeye, içine küçük notlar yazmaya, sevgimizi paylaşmaya :)

      Sil
  6. Doğru kitap , doğru yazar , doğru tür denklemine kesinlikle katılıyorum.Gözlemlerim de destekliyor bu fikrimi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru unsurlar bir araya gelince kitaptan zevk almamak çok zor olur bence :)

      Sil
  7. Bazen "kaçmak",bazen "bulmak" için okumak tanımını çok sevdim.o kadar doğru ki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen de ikisi bir arada oluveriyor :) Gerçek hayatta kaçınmaya çalıştığım bazı şeyler okuduğum kitapta da karşıma çıkıveriyor ansızın. Hayat ilginç! Kitaplar hayatın tadı tuzu :)

      Sil
  8. Kitap okumayı sevmek sanırım yanlış bir çıkış noktası. Evcil hayvan sever gibi, cici kitap diye sevemeyiz ki kitabı! Kitap okumanın getireceği üstünlükleri görmek, anlamak lazım. Bu bakımdan haftanın sorusu sanki tam bu konuya açıklık getirmesi için sorulmuş. Kitap okumayan bir kişi (ders kitaplarından bahsetmiyorum) üniversite mezunu olabilir, kafası çalışıyorsa çok da para kazanabilir. İşte o zaman hayat bizden ne bekliyor, yaşam amacımız ne soruları geliyor akla. Eğer mutlu bir yaşam sürmekse amaç, cehaletin çoğu zaman mutluluk getirdiğini görüyoruz. Para kazanmak, iyi yaşamaksa bunların da anahtarı okumak değil. Zira çağımızda internet ve teknolojik gelişmeler bilgiye çok daha kolay ulaşma imkanı veriyor. Belki de bu yüzden çocuklara ve gençlere okumayı aşılamak şimdi daha zor.

    Hepimizin ortak kitap okuma sebepleri olduğu gibi farklı hedefler için de kitap okuyabiliriz. Kimimizin önceliği bilgi ve tecrübe edinmek, kimimizin hoşça vakit geçirmek, hayal kurmak olabilir. Fakat okuyan insanların çoğunun ahlâklı, adaletli, saygılı ve komplekslerden kendini arındırmış sevgi dolu olduğunu söyleyebilirim. Bu saydıklarımı meziyet olarak gören insanlar okuma ihtiyacını hisseder. Okumak insanın içinden gelen bir şey olsa da çevrenin etkisi yadsınamaz. Bizim gibi geri kalmış toplumlarda ahlak, adalet duygusu, saygı ve sevgi düzeyinin yerlerde sürünmesinin temel nedeni halkın okuma özürlü olması. Bu yüzden de güdülmeye mahkum bir toplum olarak dünyada yerimizi alıyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan, "kitap okuma" eylemini sadece bir çeşit görev ya da yükselmek/gelişmek için bir çeşit basamak gibi tasvir ediyorsunuz sanki. Sadece kitap okumayı sevemez mi insan? Başka bir amaç gütmeden sadece okumak için okumaz mısınız hiç :) Ben çok yaparım :)

      "... Fakat okuyan insanların çoğunun ahlâklı, adaletli, saygılı ve komplekslerden kendini arındırmış sevgi dolu olduğunu söyleyebilirim. Bu saydıklarımı meziyet olarak gören insanlar okuma ihtiyacını hisseder..." demişsiniz. Bahsettiğiniz gibi olup yine de zerre kitap okuma ihtiyacı duymayan çok sevdiğim insanlar var :) Yine çok kitap okuyan ama hiç de bahsettiğiniz gibi olmayan tanıdıklarım da var maalesef. Kitap okumak tabi ki çok şey katar insana ama herkes okuduklarını aynı oranda özümsemiyor. Basite indirip Kitap okuyan = İyi ya da Kitap okumayan = Kötü diyemeyiz bence. Siz de öyle demiyorsunuz zaten, çoğunluktan bahsetmişsiniz, istisnaları göz ardı etmediğinizi anlıyorum tabi ki :)

      Okumayan çok şey kaybeder kesinlikle bu konuda sonuna dek size katılıyorum.

      Sil
    2. Şöyle anlatmaya çalışayım Mrs. Kedi; kitap okumak görev değil tabii ama kesinlikle karşılığını alacağımız bir şey olduğuna inanıyorum. Eğlenmek için gider deniz kenarına oturur, rakı balığımın yanında arkadaşlarımla sohbet eder, çalan müziğin eşliğinde coşarım. Fakat ertesi gün, ondan sonra bundan ne kazancım olur? Sadece o an belki birikmiş stresimi alır, güzel vakit geçirmiş olurum. Kitap öyle mi ya, okudukça insan olarak değerin artar. Şu amaç için okurum diye bakmam ama okuduğum kitabın bana artı değer kazandıracağını bilirim. Bütün kitaplar için değil tabii bu. Ama iyi kitapların değerini anlamak için kötü kitapları da bilmek gerekiyor.
      Diğer konu ile ilgili olarak istisnalar kaideyi bozmaz:) Benim kitap okumaktan kastım düşünerek okumak, tartarak, sorgulayarak okumak. Kitap olarak tek bir inanç, tek bir ideolojiyi dayatan kitap okurları ya yandaş ya militan olur. Sözgelimi, hiçbir dine inancım olmasa da en hoşlandığım türlerden biri de dini içerikli kitaplar. Burada uydurma kıssaları ve akla ziyan konuları dışarıda tuttuğumu belirteyim. Kitap okuyan diye okuduğunu ezberleyen değil sorgulayan insanlardan bahsediyorum. Benim kişisel gözlemlerim bu dediğim şekilde:)

      Sil
  9. Kesinlikle bir noktada bir şey kaçırıyor kitap okumayanlar. Okumayınca da tek bir hayata mahkum ediyorlar kendilerini. Oysa kitaplar binlerce farklı hayat sunuyor okuyana :)

    YanıtlaSil
  10. Yeni nesilin kitap okuması zorlaşıyor. Tablet ve telefonlardan kitaba geçmeleri çok zor. Ama uğraşmak gerek.

    YanıtlaSil
  11. Okumuş olmak için okurum, kafamı dağıtmak için okurum, kafamı toplamak için okurum, vakit geçirmek için okurum, vaktimi değerlendirmek için okurum, unutmak için okurum, hatırlamak için okurum, hüzünlenir okurum, sevinir okurum, okurum işte... Kolumun altında kitap olmadan hiçbir yere gitmem, darısı okuyamayanların başına 🤗🙏😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle ben de adım atmam kitapsız :) şimdi e-reader taşıyorum, yanımda her daim 100 küsur kitap var :D

      Sil
  12. Doğru tür önemli. Türü bulduk ama doğru yazar da önemli. Hatta o yazarın doğru kitabı bile önemli :) Bu uygun üçlüyü bulduğu an herkesin kitap okumaya başlayacağını düşünenlerdenim ben de. Sorun bunu bulmayı denemememizde sanırım, onun yerine televizyona bakmak daha kolay. Hangi neslin daha şanslı olduğu konusunda kesin cevap veremiyorum yine de. Şimdi dikkat dağıtıcı şeyler daha fazla evet ama imkanlar da aynı şekilde. Kitaplara, kütüphanelere ulaşmak daha kolay, ebeveynler daha bilinçli. Bana hep çocuklar ansiklopedileri sıkıcı büyük kitapları olarak düşünüyorlar gibi gelirdi, tüm çocuklar öyle değilmiş demek ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşim 80'li, ben 86. İkimiz de evdeki ansiklopedileri baya okumuşuz :) O A'dan başlayıp sistematik gitmiş, ben kafama göre elime hangi harf, hangi sayfa gelirse ordan devam ederdim. İkimize de ailemiz "HBB" (her b.ku bilir) der eskiden beri çünkü olmadık yerde ansiklopedik bilgi veririz :)))) Biz ikimiz de o kadar seviyoruz ki sıkıcı olduğunu düşünenler kesinlikle hiç açıp içine bakmamıştır :))

      Lisedeyken en yakın arkadaşımla sürekli scrabble oynardık ve çok severdik. Başka arkadaşlarla oynarken yanımıza kocaman Türkçe sözlük alırdık çünkü hep öyle bir kelime yok derlerdi, biz de önce anlamını söyleyip hâlâ inanmazlarsa açıp sözlükten gösterirdik :) Üniversitede "şaşkınlığa gark etti" kelimelerini kullandığımda arkadaşlarım "Gark ne? Geğirmek gibi:))))" diyerek gülmüşlerdi epey ama son gülen tabi ki ben oldum :) Hepsi kitaplar sayesinde :) Uzun yazdım, kusuruma bakmayın :)

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...