Cuma, Ağustos 30, 2019

1 Değil 2 Mim Birden :)

O kadar ferahladım ki beklediğim haberi alınca şimdi 1 değil 2 mim birden cevaplayacağım :)

Mimlerden ilki İrem Can'ın "Kitap Mimi". O kadar çok blogger cevaplamış ki ilk kimde gördüm hatırlayamıyorum (Taha olabilir ama emin de değilim pek) maalesef ama bunlar da benim cevaplarım:

1) Kitap size ne kattı?

Of anlatmakla bitmez ki! Günlerimi, gecelerimi aydınlattı, dertleri unutturdu, yaralarımı sardı, ufkumu genişletti, bambaşka dünyaların, bambaşka hayatların var olduğunu gösterdi, önce büyüdüğüm şehirdeki en iyi Anadolu lisesini, sonra da istediğim üniversiteyi kazanmamı sağladı. Kısaca kitaplar tüm hayatımı, hayallerimi, kişiliğimi şekillendirdi ve hâlâ hayatıma ışık oluyorlar.

2) Kitap arkadaş mıdır sizce?

Bence kitap sıradan bir arkadaştan öte can yoldaşım. Alır götürür beni uzaklara ne zaman kaçmak istesem dünyadan. Arkadaşlarımın bile bana ulaşamadığı, yanımda olamadığı anlar olur ama kitap her zaman elimin altında. Kapağını açıp içine sığındım mı korkmam artık. Başkalarını bilmem de benim için hep böyle oldu :)

3) Neden kitap okuyorsunuz?

Yoksa çekilir mi şu tek düze hayatlarımız? Tek bir hayat yeter mi? Kitapların her biri başka bir hayat. Ne kadar çok okursam o kadar çok hayatım oluyor. Tek bir hayata sığmayacak hayallerim kitap karakterlerinde can buluyor. Kitap beni besliyor. Kitaplarda kavuşamadığım hayalleri de oturup kendim yazıya döküyorum. Kitapsız bir hayat düşünemiyorum. Kitap okumanın, farklı dünyalara/rüyalara dalmanın tadına henüz varmamış olanlara çok üzülüyorum. Neler kaçırdıklarından haberleri bile yok!

4) Kitabı ne sıklıkla okuyorsunuz?

Öğrenciyken çılgınca okurdum. Derslerde bile sıranın altında açık olurdu romanlar. Üniversiteden sonra iş hayatına dalınca azaldı okumalarım ama sonra arkadaşlarımdan biri whatsapp üzerinden bir kitap kulübü kurarak yıllık hedefler belirlememizi ve birbirimizle paylaşmamızı sağladı. Yine de istediğim kadar çok okuyamıyordum ki eşim bana bir e-reader aldı ve dünyam cennete döndü. Şimdilerde gece gündüz, yerde, gökte, evde, yolda, uçakta, plajda, okulda sürekli okuyabiliyorum. Çantamda her daim minumum 80-90 kitap var! Seç, beğen, oku! Bildiğim en muhteşem bağımlılık :D

5) Hangi tür kitapları okuyorsunuz?

Of çok zor soru! Son yıllarda feci bir bilim kurgu fanatiği haline geldim. Aldous Huxley, Asimov, Frank Herbert favorilerim. Vakıf ve Robot serisi, Dune serisi, Yeni Cesur Dünya... Sonra George Orwell ve 1984 distopyası! Ah o kadar çok kitap yazasım geldi ki şimdi buraya. Ama bunlar dışında da çok sevdiğim romanlar var tabi ki! Agatha Christie ve Hercule Poirot'sunu çok severim. Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunu olup da Poe'yu es geçmem mümkün değil tabi ki. Seçmeli İngiliz Edebiyatı derslerimiz sağ olsun ucundan kıyısından Shakespeare'e bulaşıp da sonelere vurulmayan var mıdır acaba? Sonra fantastik edebiyat severim Drizzt Do'urden serisi favorilerimdendir. Türk yazarlara gelince Sabahattin Ali beni tam kalbimden vurmuştur. Şair ve şiir sevdam Özdemir Asaf'ın "Mum Alevi ile Oynayan Kedi'nin Öyküsü" ile başlayıp Orhan Veli'nin "Ciğerci'nin Kedisi"ne kadar uzanır. Ah anlata anlata bitiremem ki ben burada sevdiğim kitapları :( Ben en iyisi bir tane sevdiğim yazarlar/şairler/kitaplar postu yazayım uzuuuuuun uzun :D

6) Kitap yazmayı düşündünüz mü?

Yazıyorum. Hali hazırda bir biyografi ve bir de iki farklı karakterin gözünden anlatılan çift taraflı yazılıp okunacak bir roman olmak üzere 2 ayrı kitap yazma girişimim var. Bitmeleri çok zor ama yazması keyifli. Ayrıca eşimle ortak bir kitap yazma hayalimiz de var. Bir de tüm kısa öykülerimi bir kitapta toplama hayalim de var tabi :)

7) En sevdiğiniz yazar kim?

Ama olmaz ki! Böyle sorulmaz ki! Seçemiyorum ki! 5. sorudaki cevabıma göndereyim ben sizi ama orası da buz dağının görünen kısmı sadece diyeyim siz anlayın halimi :D

8) Kitapları ciltler misiniz?

Hiç gerek duymadım. Her kitabın kendi özgün kapağını severim. Renginden, boyundan tanırım taaa uzaktan bile görsem :)

9) Gezi kitaplarını sever misiniz?

Sevmem. Mümkünse kendim gezip görmek isterim. Kendim gezemiyorsam da hiiiiiç görmeyeyim, boş yere içim gitmesin, aklım kalmasın :P Eskiden Atlas dergisini alırdım, hep içimde ukte kaldığı için bir süre sonra bıraktım. Sadece çok sevdiğim arkadaşlarımın gezi yazılarını okurum ara sıra.

10) Kitap alırken kapağına göre mi seçersin?

Hayır. Yazarına göre, türüne göre seçerim ya da okuduğum/güvendiğim bir incelemeye göre. Bazen de arkadaş tavsiyesi ile :)

Ayyy ne kadar uzunmuş bu mim ya :))))

İkinci mim ise beni Aysu'nun davet ettiği Can Uzunyol'un hayata dair sorularından oluşan "Bir Mim Gelir Bir Mim Gider" :

1) Yaşınız 60-65 geldiğinde yaşamak istediğiniz yer?

Hımmm. Bilmiyorum. O yaşta nerde, nasıl yaşamak isterim kestiremiyorum ama o yaşa gelmeden önce mutlaka yaşamı deneyimlemek istediğim yerler var. Mesela Floransa, Barselona, Kuzey ülkeleri... Sonra kendi memleketim, eski adıyla Pergamon, şimdiki haliyle Bergama... Son durak neresi olur bilmiyorum ama oraya varana dek gitmek istediğim çok yer var.

2) Bir hedefiniz var mı? Varsa ne/neler?

Evet kısa vadeli ve orta vadeli hedeflerim/hayallerim var. Katıldığım ve katılacağım toplamda 3 farklı bilim kurgu yarışmasından en az birinde ilk 5'e, hatta belki de ilk 3'e girmek ilk hedefim. Bir de öğretmenler arası Anadolu konulu bir kısa hikaye yarışmasına katılacağım. Onda da il çapında dereceye girsem değmeyin keyfime :) Orta vadeli hedeflere gelirsek daha sakin bir anne olmak, Arya'yla anne-kız ilişkimizin inatlaşmalara değil de güvenli sağlam temellere dayanmasını sağlamak.
En uzun vadeli hedefime gelirsek sanırım eninde sonunda bir gün iç huzurumu bulup denge kurabilmek.

3) Bloggerla nasıl tanıştınız? 

Ben ortaokul 2'den beri çok okuyup, liseden beri de hep yazarım. Kompozisyon ve şiirle başlayan tutkum kısa öyküler ve hâlâ bitmeyen roman denemelerim ile devam ediyor. Üniversite yıllarımda ankira.com (yanlış hatırlamıyorsam tabi) diye bir edebiyat sitesi/forumu vardı. Öykülerimi orda yayınlıyordum. Nicknamemim "Lilith"ti. Lilith'in ağzından yazıp anlatıyordum isyankar gençlik hezeyanlarımı. Epey de takip edenim vardı. Hatta yazmayınca üzülen, hadi yazsana diye baskı yapan fanlarım vardı. Gençlik işte :D Ama bir süre sonra ankira.com kapandı. Ben de öykülerim kaybolup gitmesin diye çare ararken blogger'ı keşfettim. Sonra da öykülerimi buraya yazmaya başladım. 2009 senesinden beri de devam ediyorum blog yazmaya. Bu blogdan sonra bir tane yemek blogu, bir tane anne-bebek blogu açtım.  Bir tane de yakın arkadaşlarımla birlikte sağlıklı yemek sitesi açtık ki çok da iyi giderken hayat bizi bambaşka dertlerle bambaşka yerlere sürükledi ama site hâlâ duruyor.

4) Gurur duyduğunuz başarılarınız varsa neler?

Var :) En çok gurur duyduğum şey kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek! Sonra feci bir kitap kurdu olmak, okuduklarımdan beslenip yazmaya heves etmek. Yıllarca sadece kendim için, kendi kendime yazdıktan sonra bir gecede yazdığım bir öykü ile yarışmaya katılıp ilk denemede ucundan ilk 10'a girip 9. olmak, ardından katıldığım ikinci yarışmada 7. olmak :) Şimdi yeni yarışmaların peşindeyim.

5) Boş vaktinizde neler yapıyorsunuz?

Kitap okuyorum, müzik dinliyorum, öykü yazıyorum, blog sayfalarında geziniyorum. Arkadaşlarımla buluşup hayatı paylaşıyorum. Hava güzelse derede yüzmeye bayılıyorum. Balkonumdan ya da mutfak penceremden muhteşem gün batımları izliyorum. Tek sıkıntı çalışan bir anne olduğum için öyle çok boş vaktim yok ama fırsat buldum mu hiç boş geçirmiyorum :)


Dipnot: Buraya kadar okuduysanız vallahi helal olsun! Bu kadar uzun tutacağını hiç düşünmemiştim ama oldu artık n'apalım :D

11 yorum:

  1. Sonuna kadar okudum tabii:)) Dolu dolu bir hayatınız var, ne güzel. Özellikle kitaba dair düşünceleriniz ve okuduğunuz kitaplara hayran kaldım. Yazarlık konusunda epey mesafe katetmişsiniz, başarılar:)

    YanıtlaSil
  2. Yeni gördüm, gördüğüm gibi geldim, okudum. Çok güzel yazıyorsunuz okurken nasıl bittiğini anlayamadım. Ve yanıtlarınız da çok güzel. Kitaplar konusunda da çok deneyimlisiniz sanırım, ne hoş :)

    YanıtlaSil
  3. Bu kadar güzel yazmanızın sebebi bu kadar çok okumanız heralde. Uzunluğu hiç önemli değil su gibi aktı zaman okurken, elinize sağlık :) yazılarınızı çok keyifle okuyorum ve heyecanla yenilerini bekliyorum. Siz bu sitenin en iyi bloglarından birisiniz!

    YanıtlaSil
  4. Seviyorum çok okumayı, çok yazmayı :) bir de iyi haberler alıp mutlu olunca daha da zevkli oluyor yazmak :)

    YanıtlaSil
  5. Merhaba
    Ben de merakla okuyup sonuna geldim yazının.
    E-kitap okuyucuyu, akıllı telefon ve tablet ile (okuma kalitesi bakımından) karşılaştırabilir misiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tablet ve telefon ile kitap okumak bence işkence gibi. Gözleri yoruyor, başı ağrıtıyor, hiç kitap hissi vermiyor. Ama e-reader gerçekten kitap gibi, göz yormuyor, baş ağrıtmıyor. Işığı ortama göre otomatik değişiyor. Telefonla zaten kıyaslanamaz çünkü telefon ekranı kitap okumak için çok ufak, çok yetersiz. İmkanınız varsa mutlaka e-reader tavsiye ederim :)

      Sil
  6. Bol bol okuyup bize böyle güzel yazılar yazmaya devam et <3

    YanıtlaSil
  7. Ben de o blogdan o bloga gezip çok güzel yazılar okuyorum son birkaç gündür. Elimden geldikçe yorum da bırakıyorum. Burdan da yazayım bir kez daha, herkesin eline, kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
  8. En güzel aşk kitapları arayanlar için en güzel aşk romanları şeklinde bir liste hazırladım ve paylaştım. Tıklayın ve inceleyin >>> en güzel aşk kitapları

    YanıtlaSil
  9. En güzel aşk kitapları arayanlar için en güzel aşk romanları şeklinde bir liste hazırladım ve paylaştım. Tıklayın ve inceleyin >>> en güzel aşk kitapları

    YanıtlaSil
  10. En güzel aşk kitapları mı arıyorsunuz? Tıklayın: en güzel aşk kitapları

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...