Pazartesi, Ağustos 26, 2019

Bir Mektup (Vol. 2)

Eve döndüğümde bir gariplik olduğunu anlamam uzun sürmedi. Verdiğim komutlara cevap alamayınca sistem merkezine baktım. Sistemin merkezinde günlükteki sayılar akıyor, ara ara şekiller belirip yok oluyordu. Manuel müdahale ile sistem analizi yapmayı denedim ama GERTA buna engel oldu. Yardım için bir teknikere ulaşmayı denedim ama o anda dış iletişim kapatıldı. Tam evden çıkmak üzereydim ki karşımda 30’lu yaşlarda CainTECH üniformalı bir kadın belirdi ve konuşmaya başladı: “Merhaba, adım Arya Carman. Ben bir GERTA teknikeriyim. Bu mesaja ulaşan biri olacak mı bilemiyorum. Eğer şu an mesajımı görebiliyorsan günlüklerimden birini bulup kodları ve görsel şifreyi GERTA’ya yüklemeyi başarmışsındır.  Jason McCain beni ele geçirmeden önce gerçeği anlatmak için tek ve son şansım sen olabilirsin. O yüzden şimdi beni iyi dinle.”

Kapının önünde neredeyse nefes almayı unutacak kadar hayrete düşmüş bir şekilde ne kadar süre hareketsiz durdum hatırlamıyorum. Görüntü kaybolduğunda ne yapacağımı bilemiyordum. Duyduğum şeyler doğru olabilir miydi? Öğrenmenin tek bir yolu vardı: Arya Carman’ın dediklerini yapmak. İlk önce Arya’nın verdiği yönergeleri takip ederek günlükteki diğer sayıları ve şemaları doğru sıralama ile GERTA’nın sistemine gömdüm. GERTA bir anda değişip başka bir sürüme geçti. Arya Carman mesajı hazırlarken GERTA üzerinde bir dizi değişiklik yaptığını, kendi başına bir şey gelirse gerçeklerin bir şekilde gün yüzüne çıkması için bir plan hazırladığını söylemişti. Doğru adımlar atılana dek kimse bu farklı sürüme erişemeyecek ya da onu yok edemeyecekti. Her şey şu ana dek neredeyse mucizevi şekilde ilerlemişti. Doğru tuşlara basmış, doğru notaları çalmıştım. Şimdiyse yeni sürüm beni yönlendiriyor, hikâyenin geri kalan detaylarına ulaşmamı sağlıyordu.

Arya Carman, GERTA üzerinde çalışan ilk teknikerlerden biriymiş. Sistemi geliştirmek için denemeler yaparken normal olmayan bazı kodlara denk gelmiş ve incelemeye başlamış. Bu kodların ne olduğunu çözüp Jason McCain’e sunmak üzere bir rapor hazırlamayı planlamış. Ama işler hiç ummadığı bir yere varmış. Uzun süren incelemeler sonucunda bu kodların belirli zaman dilimleriyle ve o zaman dilimlerinde yapılan değişiklikler ile ilgili olduğunu çözmüş. Öyle ufak tefek değişiklikler değil, uluslararası yasalarla belirlenmiş kısıtlamalara aykırı, çok büyük değişiklikler. Arya, işlenen suçların büyüklüğünü kavrayınca rapor hazırlamaktan vazgeçmiş ve hemen McCain’le görüşmek istemiş. McCain’in o sırada Evrensel Ulus Kongresi’nde konuşma yapmak için şehir dışında oluşu her şeyi değiştiren dönüm noktasıydı belki de. Arya, McCain dönene dek araştırmasını derinleştirip vakit kaybetmeden bu suçun sorumlularını bulmaya karar vermiş. Bunun için yapılan değişikliklerden fayda sağlayan kişi ve kurumları listelemeye başlamış. Araştırması derinleştikçe bu kurumlarla CainTECH arasında sıkı bağlantılar olduğunu keşfetmiş. Analizleri sonucunda tüm bu değişikliklerin bunca zaman hiç fark edilmeden sadece bir kişi tarafından yapılabileceğini ve ancak o kişinin yetkisi ile gizlenebileceğini fark etmiş. Değişikleri yapan McCain’miş. Arya araştırması sırasında en az bu değişiklikler kadar korkunç olan bir şey daha keşfetmiş.

Biliyorsun zaman yolculuğu, GERTA’nın geliştirilmesi ile mümkün hâle geldi ama herkesin bildiği üzere bazı aşılamamış sınırlar var. Eskilerin deyimiyle M.S. 2200 yılından geriye dönüş yapılamıyor, uzay-zaman sıçramaları belirli galaksilerden öteye geçemiyor ve geçmişten hiçbir canlı ölümcül sonuçlara yol açmadan günümüze getirilemiyor. Ayrıca hiç kimse kendi için belirlenmiş zaman diliminin ötesine geçemiyor. Bugün biz zaman yolculuğu yaparken hâlâ bu sınırlar dâhilinde ve evrensel zaman yasalarına uygun hareket edebiliyoruz. Oysa Arya’nın yoğun araştırmaları sonucu bulduğu,  derinlere gömülen kodlar gerçeklerin çok farklı olduğunu gösteriyormuş. Sıkı dur! Tüm o sınırlar koca bir yalanmış!

Öğrendiklerimden sonra, Arya’nın bu keşfinden kimseye bahsetmeye fırsat bulamadan McCain’in tarafından yakalandığı ve tüm kanıtların ortadan kaldırıldığı sonucuna varmak çok da zor değildi. Asıl zor olan tüm bu öğrendiklerim ile ne yapacağım sorusuna cevap bulmaktı. İlk önce tüm bu bilgileri evrene yaymayı düşündüm. Ama bu seçeneğin bir sonuca varacağı şüpheliydi. Önceki bilgilerime göre Jason McCain çoktan ölmüştü ama ortada zaman yolculuğu ile ilgili bu kadar yalan varken McCain’in bizim zaman dilimimize yolculuk yapabileceğini düşünmek çok da çılgınca gelmiyordu. Böyle bir durumda ben her şeyi evrene duyurduğum an McCain zaman dilimini değiştirip beni engelleyebilir hatta beni yok edebilirdi. Jason McCain olmasa bile onun varislerinden biri, yani CainTECH’in günümüzdeki sahiplerinden biri de aynı şeyleri yapabilirdi. Bu yüzden her şeyin başladığı zamana gidip Arya’yı bulmalı ve kontrolü McCain’in elinden almalıydım. McCain’i ele geçirmeden hiçbir şey düzeltilemezdi. Devam edebildiğim ve durumumda herhangi bir değişiklik olmadığı sürece henüz varlığımdan haberdar olunmadığını ve doğru yolda olduğumu varsayabilirdim. Her şeyi gözden geçirip bir sonraki adımı atmak için hazır olduğumda yakalanmadan Arya’ya ulaşmak için bir plana ihtiyacım vardı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...