Arin,
Umarım bu mesaj eline geçer. Mesaj sana ulaşana dek GERTA’nın uzaktan müdahale edilemeyen bir alt alanında saklanacak ve sen dinler dinlemez iz bırakmadan silinecek. Gelecekte her şey sana bağlı olabilir. Bu gece olacaklardan kurtulamazsak son umudumuz doğru zamanda açılacak bir zaman birimi olacak. Mesajımı planlanan zamanda alırsan 502. yılın 3. döngüsünün ilk tutulmasında GERTA’nın sana vereceği koordinatlara gidip zaman birimini aktif hale getirmelisin. Aksi takdirde bir daha görüşemeyebiliriz. Bu olasılığı göz önüne alarak nereye ve neden gittiğimi sana anlatmak istiyorum. Haber vermeden ortadan yok olduğum için kızgın ve kırgın olacağını tahmin ediyorum. Ayrılırken olanları açıklayacak vaktim yoktu ama şimdi başıma gelenleri ve tüm gerçeği bilmen gerekli. Her şey yolunda giderse bu mesaja gerek kalmayabilir ama şu an en kötüsünü düşünerek hareket etmeliyim.
Biliyorsun, bir süredir yeni kitabımı yazmak için sıra dışı ilham kaynakları arıyordum. Nereye baksam hep aynı şeyleri görüyor, aynı şeyleri duyuyordum ve bir daha asla yeni bir şeyler üretemeyecek gibi hissetmeye başlamıştım. Bu yüzden yazmaya çalışmaktan vazgeçip okumaya yöneldim. Elime geçen bir sürü ıvır zıvır arasında çok eski bir günlük vardı. Günlüğü aktarıcıya yerleştirip duşa girdim. Duştayken GERTA’nın kitabı okumasını istedim. Başlarda anlatılanlar sıradan, günlük detaylardı. O an için bunun basit bir teknikerin sıkıcı hatıraları olduğunu sanmıştım. Ancak tam duştan çıkmak üzereyken bir şey oldu. GERTA okumayı sonlandırdı. Ne olduğunu sorduğumda görüntüyü kabinin içine yansıtarak bu sayfadan sonra yazı olmadığını, sadece anlamını çözümleyemediği bir takım şekiller, sayılar ve resimler olduğunu söyledi. Ekrana baktığımda ne demek istediğini anladım ama bu işte bir gariplik olduğunu düşündüm. Evrendeki tüm veri tabanlarına ulaşabilen, yetkin bir dil uzmanı ve şifre çözücü olan bu son sürüm yapay zekâ o şekilleri ve sayıları nasıl çözümleyememişti bilmiyorum ama olmuştu işte.
Ekranda görünen şekiller, sayılar ve resimler tamamen anlamsız olamayacak kadar özenle hazırlanmış görünüyordu. Rastgele sayılar, şekiller gibi gözükse de her şey büyük bir titizlikle yazılıp çizilmişti. Ne olduğunu tam olarak anlayamadım ama içinde belli belirsiz bir örüntü olduğunu kavramıştım. O an ekranı kapatıp günlüğü tümden unutabilirdim ama içimden bir ses bunun tam da aradığım o sıra dışı ilham kaynağı olabileceğini söylüyordu. GERTA’ya yeni bir dosya açmasını söyleyip kaydetmesini istedim. Günlüğü okumaya başladığım andan itibaren olan her şeyi aynı bir günlük tutar gibi aktardım. GERTA, yanıldığını anlattığım bölümde, “Sanırım yanlış anlatıyorsunuz ya da yeni kitabınız için gerçeği bilerek çarpıtıyorsunuz” diyerek yanıldığı bilgisine itiraz etti. Durumu açıklamakla uğraşmadım ve yeni dosyayı kapatıp günlük üzerinde çalışmaya başladım. Öncelikle tekrar eden sayı dizinlerini ayırıp bu dizinlerin sistemde araştırılmasını istedim. GERTA ilk andan itibaren bu verilerin anlamsız olduğunu söylediği için dizinlerle ilgili bir şeyler bulma olasılığının çok düşük olduğundan emindim. Giyinip Görsel Hafızalar Kütüphanesi’ne gitmeye karar verdim. Hatırlarsan o sıralarda Görsel Hafızalar Kütüphanesi’ne dışardan erişim kısıtlaması getirilmişti. Sebebinin, son günlerde sisteme sürekli saldırı yapan bir grup cyber teröristin kütüphanedeki üst düzey yetki dosyalarını hedef alma olasılığı olduğu söylenmişti. O saldırıların arkasındaki amacı daha sonra keşfettim.
Kütüphaneye ulaştığımda temel hafıza katlarını es geçip direk üst düzey görsel hafızalar katına çıktım. Kendi yetki alanım dâhilinde bir şeyler bulabileceğimi düşünmüştüm. Günlükteki şemaları ve resimleri kütüphanenin arşivi ile karşılaştırarak bir eşleşme bulmayı umuyordum. Yaklaşık 1 saatlik bir beklemenin ardından ekranda “Hiçbir eşleşme bulunamadı” yazısı belirdi. Çok şaşırmamakla beraber yoğun bir hayal kırıklığı hissettiğimi hatırlıyorum. Vazgeçip eve dönebilirdim ama engellerle ve bilinmezliklerle karşılaştıkça kendimi o eski gizli ajan filmlerinden birinde gibi hissetmeye başlamıştım. “En kötü ne olabilir ki, bir günümü sonu olmayan bir hiç uğruna harcamış olurum” diyerek araştırmaya devam ettim. Yeni hedefim 2. Seviye Görsel Hafızalar katıydı. Bu bölüme sadece 2. Seviye Yönetici Yetkisi ile giriş yapılabiliyordu. Ian’ın yetki şifresinin değişmemiş olmasını umarak giriş butonuna bastım. Umarım Ian, o işlemi yapanın kendisi değil de ben olduğumu kanıtlamayı başarmıştır.
2. seviye görsel hafızalarda eşleşme bulmaya çalışırken birden ekranda bir uyarı belirdi ve ekranın köşesinde bulunan kameraya yaklaşarak ikili kimlik doğrulaması yapmam istendi. Bir an tehlike çanlarını duyar gibi olmuştum ama o noktada geri çekilemezdim. Kameraya yaklaşıp kimlik doğrulaması için beklemeye başladım. Hayatımda ilk kez Ian ile birebir aynı öncel-kurgulanmış DNA”ya sahip olduğum için mutlu olmuştum. Doğrulama gerçekleştikten sonra ekranda beliren eşleşmeyi görünce Ian’ın senatodaki görevini de ilk kez faydalı buldum. Bulunan eşleşme eski bir CainTECH teknikerinin hafızasına aitti. Bu kişinin elimdeki günlüğü yazan kişi olduğunu sandım ama öyle olmadığını çözmem çok uzun sürmedi. Bulduğum eşleşmeden yola çıkarak hafızayı taradığımda arattığım görsellerin o teknikerin iş arkadaşlarından birine, Arya Carman’a ait olduğunu öğrendim. Hâlihazırda Görsel Hafızalar Kütüphanesi’nde iken Arya Carman’ı araştırmayı denedim ama ekranda yeni bir uyarı belirdi: “BU BİLGİ YETKİ ALANINIZ DIŞINDA”. Alt tarafı eski bir teknikerle ilgili bilgiler neden bir senato üyesinin yetkisi dışında olsun ki? Bu soru zihnimi kemirmeye başlamış olsa da bir üst seviye hafıza katına giriş yapamayacağım için kütüphaneden ayrılmaya karar verdim ama ayrılmadan önce bulduğum eşleşme bilgilerini GERTA’ya aktarmayı ihmal etmedim.
*Bu öykü benim bir yarışmaya gönderdiğim ilk öyküm ve bu öykü ile ilk 10'a kıyısından da olsa girerek 9. oldum :) Yarışma www.yazak.org tarafından düzenlenmişti.
Hadi etkinliğe geeeeel !
YanıtlaSilhttp://edischar.blogspot.com/2019/08/kesf-i-blogger-etkinligi.html
Etkinlik süper, bir sürü blog keşfettim sayenizde :)
SilYazı ve kitap dolu blogunuzu keşfettim :)
YanıtlaSilHoşgeldiniz :) ben de sizin blogunuzu 1-2 gün önce keşfettim :)
Sil