Çarşamba, Ekim 20, 2021

İngilizce Kelime Esprileri - English Puns

Oldum olası dil ile ilgili her şeyi çok severim. Öğrencilik yıllarımda Türkçe ve edebiyat derslerine bayılırdım. Bu sevgim öğrendiğim her yeni dille daha da arttı. Diller, kuralları, sanatları, değişik kullanımları beni adeta mest ediyor. Türkçede kullanılan edebi sanatları ne kadar seviyorsam İngilizcedekileri de o kadar seviyorum diyebilirim. Sevgili Momentos blogunda tevriye sanatından bahsedince benim de aklıma İngilizcedeki "pun"lar geldi hemen. Pun yaparken ya birden fazla anlamı olan kelimeler kullanılıyor ya da yazılışı farklı ama telaffuzu birbirine çok yakın kelimeler kasıtlı olarak bir diğerinin yerine kullanılıyor. Biraz Türkçe'deki soğuk esprilere benziyor :))) Türkçe örnek vermem gerekirse mantığı aşağı yukarı şu tip esprilere yakın:

- En inatçı peynir hangisidir? 

- Keçi peyniri


- Bir problem, bir probleme ne demiş?

- Benim problemim daha zor demiş.


Aşağıya sevdiğim birkaç İngilizce pun örneği yazayım :) Baştan uyarayım İngilizce ile içli dışlı olmayanlar için anlamsız gelebilir, olanlar için bile bazıları epey cheesy pun (dandik espri). 

Umarım linç edilmem :)))))


I still miss my ex but I'm getting better and better at aiming. 

(miss: özlemek / ıskalamak -  aiming: nişan almak)

What’s the difference between a hippo and a zippo? One is really heavy and the other is a little lighter!

Why is six scared of seven? Because seven eight nine! 

(6 neden 7'den korkar. Çünkü yedi dokuzu yemiş. Türkçe'de nasıl 7 = "yedi" kelime olarak "bir şeyi yedi" ile benziyorsa İngilizcede de 8 = eight --> ate ses benzerliği var :)   

What did the sushi say to the bee? Wasabee!

The past, the present, and the future walk into a bar. It was tense!

One lung said to another, “we be-lung together!” (belong together: birbirimize aitiz  -  lung: ciğer)

What did the father buffalo say to his son when he left for college? - Bison. (Bison--->Bye son)

I want to be cremated as it is my last hope for a smoking hot body.

Ladies, if he can’t appreciate your fruit jokes, you need to let that man-go.








18 yorum:

  1. Hahahahahahah.. mükemmel bir ingilizcem yok ama inan biraz kendim, biraz google translate ile hepsine çok güldüm. :)) özellikle Man-go :)))))
    Ya ben çok sevdim başlangıcı, bence sen bir şeyler yaparsın ;P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de böyle "offf bu ne be?!" diye gülüyorum çoğuna :))) Bakalım geldikçe aklıma yazarım ben de İngilizce kelimelerden :) Daha önce yazdığım birkaç tane var galiba. Bazı kelimeleri çok seviyorum, yine denk gelince yazarım o kelimelerden ;)

      Sil
  2. Sana bir bilingual pun yapayım, M.’dan öğrendim: “Zwei Fische treffen sich. Ein sagt “Hi!”. Die andere sagt “Wo?” Ha ha ha :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahahha.. bu bizim Akbank reklamı gibi :)))

      Sil
    2. İki balık karşılaşıyor, biri merhaba diyo diğeri nereye diyo ama espriyi yakalayamadım 😅😅😅 neyi kaçırdım acaba? söylesene yoksa meraktan çatlarım şuracıkta :)))

      Sil
    3. İki balık karşılaşıyo, biri “Hi!” diyo (Hi Almanlar’ın da son dönem Hallo kısaltılmışı olarak kullandıkları merhaba) diğeri nerde? Diyo (Hai Köpekbalığı demek, okunuş aynı) Ayh sen sil bunu allaşkına ya saçma sapan bişi işte

      Sil
    4. Yav saçma değil, "pun" tam da bu işte! Ben "köpekbalığı" anlamını bilmediğim için anlayamamışım. Şimdi anladım :))))

      Sil
  3. bu miss, özlemek, ıskalamak, bond filminde vardı, pierce brosnan, sophie marceau, bond kıza silah çekiyor, kız, you will miss me diyor, bond da ı wont miss you diyor, çevirisi hayır ıskalamam, halbuki beni özlersin, özlemicem demek istiyordu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatırlıyorum o sahneyi ama konuşmalar tam ters olarak kalmış aklımda 🤔

      Sil
    2. Baktım sahneye :D Senin dediğin gibiymiş ama Kız "You would miss me --> Beni özlersin" diyor ama Bond kızı vurup "I never miss" diyor yani "Asla ıskalamam" diyor :)

      Sil
    3. bu filmin altyazısının redaksiyonunu yapmıştım tv kanalları için, o zaman düzeltmiştim, doğrudur, netteki çeviriler farklı olabilir :) çeviri yaparken filmi izlemek gerekmiyor, metin üzerinden çeviri yapılıyor, metinde açıklamalar oluyor :)

      Sil
    4. Filmi izlemeden çeviri yapmak zor bence. Çünkü sahneye göre çeviri değişebilir. Bazen film izlerken çok gülüyorum ben, eşim noldu diyor tabi. Burda aslında şunu diyor ama yanlış çevirmişler diye anlatıyorum :) Hep merak ediyordum izlemeden mi yapıyorlar acaba diye, sayende öğrenmiş oldum. Teşekkürler :)

      Sil
    5. çevirmene bağlı bu, çok film izleyen çevirmenlerin filmi izlemesine gerek olmuyor, metinde parantez içinde açıklamalar oluyor, odaya alaylı gülerek girdi, gibi, yani çevirmen zihninde canlandırıyor filmi, ama nette özellikle, çeviri yapanlar genelde öğrenciler, onlar yanlış çeviriyor tabii, örnekse jesus christ a isa demek gibi, halbuki aman allahım filan demek istiyor o sahnede, filmlere, dile, hatta amerikan kültürüne yabancı olan çevirmenler bol hata yapıyor, nette, tv de de oluyor, film şirketleri çeviriyi çeviri şirketlerine veriyor, onlar da çevirmene, şirketler çeviri ucuz olsun diye deneyimsizlere çevirtiyorlar, o nedenle hata oluyor, bazı yayınevlerinde de böyle, zaten çeviri gelince, diyelim bir film, vizyona geldi, cuma oynucak, sana çarşamba perşembe geliyor, en fazla bir günde hatta bir gecede çevirmen gerekiyor, text geliyor, çeviriyon, bazense text olmuyor, film geliyor sadece, o zaman daha kötü, numaratörde sürekli durdurup dinleyip çevirmen gerekiyor :) bir de örnekse, çeviri geliyor o anda hemen çevirmen gerekiypr, örnekse, reklemlar oluyor, diyelim nat geo wild, reklamlar, hemen o anda dublaj olcak, anında çeviriyon :) iyi çevirmenler var, kötüler var, bazı çevirmenler haftada beş on film çevirisi yapıyor, hızlı ve iyi olanlar :)

      Sil
    6. Kesinlikle tecrübe önemli. Deneyim kazandıkça izlemeden de açıklamalarla doğru çeviri yapılabilir tabi Netteki dizi sitelerinde genelde ya öğrenciler ya da amatör çevirmenler yapıyor alt yazıları. Onlar dediğin gibi dediğin dümdüz çeviriyor her şeyi.

      Sil
  4. Özellikle film çevirmenlerinin kâbusu bu cümleler :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya nasıl zor?! Anlamı versen kelimeler alakasız, uygun kelime arasan aynı anlama ulaşmak çok zor.. Of cidden kabus :D

      Sil
  5. Benim favorim: Why is six scared of seven? Because seven eight nine!:))

    YanıtlaSil

İkigai

İkigai, şu anda okuduğum kitabın adı. Kitabın alt başlığı "her güne mana ve neşe katmak".  Kısaca açıklamak için  Wikipedia 'y...