Son günlerde sana ilham veren ne okudun, izledin, gördün ya da dinledin?
İster listele, ister tek tek anlat. Senin yaratıcılığına kalmış.
Gülümseyen fotoğrafının yanı sıra "The girl with the Curls" başlığıyla bile kalbimi ısıtan Ezgi'nin başlattığı meydan okumanın 6. gününde gelen bu soru tam yerini buldu bence. "6" benim en sevdiğim sayı. Şimdi son zamanlarda en sevdiğim ve en çok ilham aldığı 6 kişiyi / şeyi paylaşacağım.
1) Ezgi
Son günlerde yazmaya devam etmemi sağlayan en büyük şey Ezgi'nin başlattığı bu 16 gün / 16 yazı meydan okuması. Önce onun bloguna bakıp günün konusunu okuyorum sonra o ne yazmış diye bakıyorum merakla. Hep pozitif, blogu iç açıcı, gülümseyen fotoğrafı kalp ısıtıcı... Özellikle bugünkü yazısı... Fotoğraflar, renkler... Mutlaka bakın, kendinizi daha iyi hissedeceğinize garanti veriyorum.
Ne yazsam, ne anlatsam az. Hem benziyoruz, hem çoooook başkayız. Birbirini hiç görememiş iki kardeş gibiyiz. Mesafelerin anlamı yok, kalplerimiz bir. O yazıyor, benim beynimde kalbimde fırtınalar kopuyor. Adım adım izliyorum öykülerini, vuruluyorum anlattığı karakterlere.
O yazıyor, ben de ilham perileri uçuşuyor. Ne zaman konuşsak ya bir öykü adı çıkıyor ortaya ya bir özlü söz düşüyor kucağıma :)
3) Handan Abla
Öyle sade, öyle güzel, öyle olduğu gibi anlatıyor ki her şeyi... Her gün ilk baktığım bloglardan birisi onunki :) Peki ben ondan nasıl ilham alıyorum? Foto-şarkı fallarına bayılıyorum ve tam isabet her seferinde o günkü ruh halime uygun sevdiğim bir şarkı geliyor şansıma. İşte o fotoğraf, o şarkı bana ilham oluyor. Ben de ara ara saklıyorum fotoğrafların arkasına o şarkılardan :)
4) Mr.Kaplan
Yazılarını ayrı, yorumlarını ayrı seviyorum. Medenice tartışmayı başaran çok az sayıdaki medeni insandan birisi o! Aynı fikirde olmak mutluluk, farklı fikirde olup tartışabilmek ayrı bir mutluluk :) Yazılarını, hayat hikayesini, Çöl çiçeğini, Korona istatistiklerini, Ağaç Ev Sohbetlerini merakla bekleyip severek okuyorum. Tüm yazıları beni düşünmeye sevk ediyor. Düşündükçe de bir sürü ilham geliyor tabi ki :)
Corona sebebiyle evde kalmaya başladığımızdan beri günümün büyük kısmını Instagram'da geçiriyorum. Herkes canlı yayın yapıp elinden geldiğince vakit geçirmeyi eğlenceli ve faydalı hale getirmeye çalışıyor. Ben de bundan yola çıkarak ne yapabilirim diye düşünüyorum. Bir yandan da Coursera ve Udemy üzerinden online derslere katılıyorum. İkisini birleştirince ben de İngilizce anlatayım dedim ve hemen internetten bir akıllı tahta folyosu sipariş ettim. Yarın uygun bir yer seçip tahtayı hazırlayınca ilk videoyu çekmeyi planlıyorum. Bakalım umarım işe yarar bir şeyler yapabilirim.
6) Mizah
Absürd komediden nefret ederim ama zekice yapılmış espri severim. Youtube'ta 3Y1T ve Post 42 kanalını takip ettiğimden daha önce bahsetmiştim. Ne zaman Post 42 ile soğuk savaş videosu izlesem benim de aklıma dünyanın en soğuk, en pis şakaları hücum ediyor. Zihnim istemsizce formatlanıyor. "Ufff, pufff, çok kötü ya!" diye diye gülüyorum ve kendime geliyorum.
Karikatür sevgim üniversiteden kalma. Hâlâ her hafta Uykusuz alıyoruz eve. Aşağıdaki karikatürün verdiği ilhamla yeni bir öyküye başladım: "Tarihi Geçmiş Aşklar Zehirler Adamı".
Ve tabi ki müziksiz olmaz. Madem konumuz ilham, şarkı da Muse'dan gelsin o zaman.
Handan güzel kadın 😘 seviyorum onu 😊🌼ne kadar güzel anlatmışsın öyle gönlüne sağlık sevgiler 🌼😊
YanıtlaSilTeşekkürler 🌸💜
SilAdımı listede görüp benim için yazdıklarınızı okuyunca çok mutlu oldum. Teşekkür ederim:) Aynı şekilde sizin yazdıklarınız, yorumlarınız ve tartışmalarımız benim için de çok değerli.
YanıtlaSilBende ufak tefek bazı değişiklikler var Mrs Kedi:) Film izlemeye başladım. Bugün daha önce en az iki kez izleyip anlamakta zorlandığım bir filmi üçüncü kez eşimle birlikte izledim ve olayı çözdüm. Nicole Kidman, Julianne Moore, Meryl Streep'in rol aldığı, Virginia Woolf'un hayatından ve onun başyapıtı sayılan Mrs.Dalloway'den beslenen film, "Saatler"
İkinci değişiklik; yeni bir roman çevirisine başladım. Bu epey vaktimi alıyor, bu nedenle bloga istediğim kadar zaman ayıramıyorum.
Karantinadan yana bir sıkıntım yok yani:) Zaman yetmemeye başladı yine:)
Ağaç Ev Sohbetlerinin konusunu bu hafta senin belirleyeceğini bekliyordum. İrem Can basit bir konu seçmiş. Ben yine de bir şeyler yazacağım ama sanırım kısa olacak.
Yeni bir öyküye başlamana sevindim. Blogta bölümler halinde paylaşmayı düşünüyor musun? Bu arada karikatür gerçekten ilham verici:))
Çok sevindim Mr.Kaplan :) Çevirinizi çok merak ettim. Bu arada ben de sonunda okuma alışkanlığıma geri döndüm. Eskisi gibi aralıksız ve büyük bir tutkuyla değil ama dingin bir huzurla okuyorum. Bugün bitiriyorum ilk kitabımı. Kararlıyım :) Bir de ucundan ucundan hikaye yazmaya da başladım. Spor konusunda oldukça istikrarlıyım. Maşallah bana :))) Bir de 5 günlük bir IELTS essay writing challenge.a katılmıştı, her gün ders ve ödev vardı. Dün gece bitirdim. Tekrar bir şeyler yapmak iyi geldi :)
Sil35.haftayı az önce yazdım. 36.Hafta Ağaç Ev sorusu bende :)
Ay ay ay, öptüm seni kocaman kocaman :)
YanıtlaSilŞarkı da nasıl güzel geldi, biraz Muse dinleyeyim bugün ben.
Ben de öptüm sizi kocaman. Bu arada ben ne zaman mesaj yazsam sonuna hep "Öptüm kocaman" yazarım. Hatta bir arkadaşım "Ben de Rüya gibi kocaman öpmek istiyorum bazen insanları." diyor 😁
SilÇok tatlısın.. Kendime bile ilham olamadığım bir dönemdeyim halbuki :) Mizah gerçekten çok önemli bir kalkan. Tuhaf ama benim de Denize Bakan Ev'in yazanı olmadığım zamanlarda tek kurtarıcım.. Bu arada aşkın ömrü 18 ay derlerdi, 3 yıla mı çıkmış :D iyi o zaman.
YanıtlaSil18 ay da azmış ya :D
Sil3 yıl idare eder bence :))))
Çok teşekkür ederim, bu kadar güzel sözleri hakedecek ne yaptım diyorum<3 Öyle kalpten teşekkür ederim ki anlatamam...
YanıtlaSilBence hepimiz birbirimizi öyle besliyoruz ki. Bu mahalle bir başka güzel...
Ve bir de en son bana yazdığın yorumdan dolayı yazıyorum.. Başınız sağolsun. Allah sabır versin, çok zor zamanlar..
Sevgilerimle <3
Ben de öyle kalpten yazdım işte <3
SilÇok sağolun! 🙏🏻💜