Perşembe, Nisan 09, 2020

Günler Geçerken



Tanju Okan'dan dinlemek isteyenleri şöyle alayım.


Ben bu aralar Instagram'daki canlı yayınları sebebiyle Yalın'ı çok samimi ve sempatik bulduğum için bu versiyonu koydum ama dileyen tabi ki hemen altındaki linki tıklayarak orjinaline ulaşabilir.

Bugün müziğe çok ihtiyacım var. Her zamankinden daha çok! Saatlerdir klasik müzik çalıyor fonda. Normalde fanatiği değilim ama ara ara dinlediğim ve sevdiğim parçalar var. Bugünse sakinleşmek için dinliyorum. Günlerdir sakindim aslında ama...





Birkaç gün önce halamızın kayınpederi vefat etti Corona yüzünden. Bu sabah da kayınvalidesi. Henüz orta yaşların başında olan kayınbiladeri Yavuz abi, yoğun bakıma alınmıştı 2 gün önce. Şimdi onu da solunum cihazına bağlamışlar. Bu kadarı bile yeterliyken bir de en yakın arkadaşlarımdan birinin annesi başka bir şehirde yoğun bakıma alındı. Arkadaşım kaymakamlık izni ile yola çıktı annesinin yanına gitmek için. 

Kötü haberler üst üste gelince moralim iyice bozuldu. Gerçekleri inkar etme üzerine kurduğum savunma mekanizmam arıza verdi. Bugüne dek ne aldıklarımı yıkadım, ne kendimi sakındım. İlk kez ve sadece bir kez zorunlu olduktan sonra markete giderken maske taktım. Eve gelen poşetleri, kargoları her zaman olduğu gibi çıkarıp öylece kullandım. Ama... Evet işte kocaman bir AMA! Az önce netten sprey dezenfektan aldım.

Hopa'da Corona vakası yok ama İstanbul'da ve diğer büyükşehirlerde vakalar günden güne artıyor. Buraya her şey o büyük şehirlerden geliyor. Corona da oralardan gelecek. Hâlâ aldığım her şeyi 3 gün balkonda bekletip ya da çamaşır suyuyla yıkayıp kurulayıp kullanabileceğimi düşünmüyorum. Ama işte en azından şöyle bir dezenfektan sıkarım, kendimi avuturum diye aldım bir şişe sprey dezenfektan. Bir de buralarda bulamadığım ne varsa Trendyol üzerinden  Migros sanal marketten sipariş verdim. Tahmini teslimat tarihi 22 Nisan diyor ama zaten burda hiç bulamadığım için geç gelmesinin çok bir kayıp yok benim açımdan. İnternetten alışveriş yapmak da kargoculara ekstra iş yükü oluyor diye tedirgin ve üzgünüm ama şu an gerçekten ne yapmam gerektiğini bilemiyorum. Burada bulamadığım ve evden çıkamadığımız bu günlerde elzem olan şeyleri istedim. Ya da şu an sadece vicdanımı kandırmaya çalışıyorum.

Bunun dışında günlerimin büyük kısmı Arya'nın ödevleri ile geçiyor.  İyi de oluyor, oyalanıyorum. Ödevler bitince biraz gitar çalıyorum. Spor yapıyorum. Her gün başka bir şey deniyorum. Bir gün Muay Thai, bir gün yoga, bir gün kickboks, bir gün HIIT... Önüme ne çıkarsa ya da o an vücudum neyi başarabilirse. Tüm bunlardan sonra bloglara bakıyorum. Bir sürü blog okuyorum. Okuduğum blogların yazarlarının takip ettiği diğer bloglara göz atıp onları da okuyorum. 




Kendi blogumu açıp yazmaya çalışıyorum ama işte olduğu kadar. Öykü yazmmayalı asırlar oldu sanki. Taslaklar birer cümlelik hiç yazılamayan öykülerle doluyor. Başlıklar ve birkaç cümle... Hâlâ kitap okuyamıyorum ama uyumak için kullanıyorum kitapları. Uykum kaçınca açıyorum bir kitap, okumamak için direk uyuyor bünyem. Eskiden kitap bitmeden gözümü kırpamazdım, şimdi gözümü kapatmak için adice kullanıyorum kitapları. Çok ilginç! İnsan denen varlık cidden çok ilginç!

Şimdilik bu kadar. Görüşmek üzere...


16 yorum:

  1. Yakınlarınızın vefatına üzüldüm:(
    Korkarım başımızda dolaşan bela düşündüğümüzden daha büyük. Ben de bugünlerde yazmanın insanı rahatlatacağını düşünüp herkese salık verirken yazmaktan kaçınıyorum. Çünkü yazacağım şeyler okuru rahatlatacak şeyler olmayacak, biliyorum. Bazen birkaç ay sonra her şey bitecek, hayat normale dönecekmiş gibi geliyor, bazen sanki bu illetin yıllarca yakamızdan düşmeyeceğini düşünüyorum.
    Ben de hala kitap okuyamıyorum, hatta her geçen gün bir şey yapamamaya ayırdığım zamanım artıyor:) Evden dışarı çıktığım yok. Daha ziyade Koronavirüs konulu haberleri takip ediyorum. Çünkü konuşulan tek konu bu. Aynı şeyleri dinlemek sıkıcı fakat arada yeni bir şeyler öğrenmek için sıkıcı konuşmaları da dinlemek zorunda kalıyorum.
    Bazen müzik dinliyorum, bazen yayınlamayı düşünmediğim bir şeyler yazıyorum. Yani boşuna geçiyor zamanım. Durumuma hayret ediyorum aynı zamanda. Kendimi gayet iyi hissediyorum ruhsal açıdan üstelik. Bu normal bir durum olmamalı. Sizim gerçekleri inkar etme üzerine kurduğunuz savunma mekanizmasının tam aksine gerçekleri kabul etme şeklinde gelişiyor bendeki durum. Nereye kadar gidecek bu, bilmiyorum.
    Koronavirüs senaryoları üretiyorum kafamda. Yıllar sürüyor etkileri, biri bitmeden diğeri çıkıyor ortaya. Kendimi bilim adamıymış gibi görüp tezler, komplo teorileri geliştiriyor ve bunların ne amaç ve sonuçları üzerinde yoğunlaşıyorum. Yeni ilaç ve aşıların üretimleri için ahkam kesen profesörlerin bazılarına hak veriyorum, bazılarını saçmaladıklarını düşünüyorum.

    Yani, olağan üstü bir dönemden geçiyoruz, bu durumun herkeste etkisi farklı oluyor. Bendeki de anlattığım gibi işte:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mr. Kaplan günlerdir girip tekrar tekrar okudum yorumları cevap yazayım diye ama elim gitmiyor. Çok düştü direncim ve moralim. Toparlayıp inkar bile edemiyorum. Canım sıkkın, moralim bozuk. Halim yok. Başka şeylerden bahsetmek istiyorum ama ona da enerjim yok. Arya'nın ödevlerine ve spora verdim kendimi. Eşim bir şeyler izleyelim diyor vakit geçirmek için, ondan bile kaçınıyorum. Velhasıl kelam iyi değilim.

      Sil
    2. Şimdi baktım "günlerdir" demişim ama günler geçmemiş. Sadece asırlarca sürmüş gibi gelen 1 gün geçmiş :(

      Sil
  2. Ölenlere Allah rahmet eylesin, kalanlara sabır versin.

    Okul arkadaşım hasta olmuş, iyileşti. Başka bir vaka ile karşılaşmadım şimdilik, çok şükür.

    Benim de hiç kitap okuyasım gelmiyor, yapboza sardım iyice.

    Bizim poşetler balkonda bir gün bekliyor :) Geçen gün dondurma sipariş etmişim, teee akşamın bir vakti aklıma geldi ( sipariş dört gün sonra gelince unutuyorum tabi) bir koşuşum var balkona, dondurma uğruna virüsü kapacaktım :D Neyse zaten unutmuşlar dondurmayı koymayı, ertesi gün getirdiler. Hemen evdeki temiz poşete koyup buzluğa attım. İki gündür Bilgiç yemeyi bekliyor. Daha kutuyu sabunlayacağım, bekle diyorum :)

    Hepsi geçecek, biz de hayal gibi hayırlacağız. Hatta yine evde kalsaydık diye özleyeceğiz falan. İnsanoğlu hep böyle, başka anların peşinde işte :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan abla dondurma demişsin ya çok yaşa. Şu an mutfak kapısını kapattım, arkasına piknik tüpü çektim ve buzluktaki son dondurmayı yiyorum.

      Sil
  3. Kendimizi hayatla oyalıyoruz dediğim tam bu işte... Ölenler için Allah'tan rahmet, sizlere sabır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ki online spor dersleri ve Arya'nın ödevleri var.

      Sil
  4. başınız sağolsun yaa, yakınlardan duyunca kötü tabii, ilk defa sende okudum bak yakın çevreden bir olay ve ölüm. valla herkes domatesi muzu bile sabunlu suyla yıkıyor. daha en azından bir iki ay böyle evdeyiz yani hepimiz alışırız bu temizliğe yani, maske kullananlar da artıyor hergün. ayyy aryayı öp ısır mıncır benim için :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yiyecekleri sabunla, bulaşık deterjanı vb ile yıkamak da zararlı ama işte... Arya'ya sarılıyorum sıkı sıkı her sabah ve her gece. Gün içinde geçinemiyoruz pek ama sabahları ve gece yatmadan önceleri iyi geliyor sarılıp koklaşmak.

      Sil
  5. Başınız sağ olsun, Allah sabırlar versin tüm yakınlarına, sizlere. Tüm dünya ile aynı acıları yaşıyor, aynı eşiklerden geçiyoruz. Ne demek gerekiyor bende hiç bilemiyorum artık.. Önlemleri alıp en kısa zamanda bu sürecin son bulmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acılarımız, korkularımız, dileklerimiz aynı. Tüm insanlık olarak ortak noktalarda buluşmaya ilk kez bu kadar yakınız sanırım.

      Sil
  6. Ben de ne yazayım, ne diyeyim bilmiyorum artık.

    YanıtlaSil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...