Salı, Nisan 28, 2020

Öğrenmek ve Hayalimdeki Robot - 16 Gün / 16 Yazı - 13. ve 14. Gün

Dün yetişemedim. Bugün ikisi bir arada oldu.


13. Günün konusu öğrenmek.

"Öğrenmek çok kıymetli, bilgiye giden yol ise herkes için farklı. Senin öğrenme yolların nedir, çok merak ediyorum."

Küçükken evlerimizde ansiklopediler vardı: Meydan Larousse ve Temel Britannica. Nasıl güzeldiler! Ne zaman canım sıkılsa rastgele açıp okur, türlü türlü şey öğrenirdim.  Ortaokula geldiğimde halk kütüphanesine üye olmuştum. Oradaki ansiklopediler aklımı almıştı. "O kadar çok ki hepsini nasıl okuyacağım?" diye düşünüp üzüldüğümü hatırlıyorum. Sonraları sadece ansiklopedilerden değil romanlardan da çok şey öğrendiğimi fark ettim tabi ki.

İlkadım Mahallesi içinde, ikinci el satılık 1985 Meydan Larousse ...

internet yokken bilgiyi ansiklopedide aramış nesil #247512 ...

Kitaplardan öğrenmeyi çok severim. İstediğim zaman açıp çoğu zaman hiç bilmediğim başka başka dünyalara dalmak sihir gibi gelir bana hep. Mevcuttan kopmak, hayata mola verip kaçmak, başka boyutlara saklanmak, başka hayatlara sığınmak mucize gibi bence.

Zamanla kütüphanelerin yerini Google aldı maalesef. Bu geçiş bence nesillerin merak duygusunu ve öğrenme potansiyelini yok etti. Eskiden ansiklopediden bir şey bakacağımız zaman onu ararken gözümüze çarpan, ilgimizi çeken başka bir sürü şey de görür ve öğrenirdik. Ama şimdi ne arıyorsak onu yazıyoruz ve karşımıza çıkan şeyi okuyup geçiyoruz ya da ödev vb. için lazımsa copy-paste yapıp çıktı alıyoruz. Oysa eskiden ansiklopediden bulduğumuz şeyi okur, anlar, defterimize ya da A4 kağıda yazardık anladığımız kadarıyla aklımızda kaldığı şekilde. Tabi ki internete ve bilgiye kolayca ulaşmaya karşı değilim, ben de artık öyle yapıyorum ama işte bazı şeyler eskiden daha iyiydi. Bilgiye ulaşmak için çaba harcamamız gerekirdi ki bu süreçte de o bilgi dışında başka şeyler de öğrenir ve gelişirdik. Düşünsenize araştırma yapmak için gittiğimiz kütüphanede dikkatimizi çeken onlarca kitap nasıl da zenginleştiriyordu bizi. Şimdi internet öyle derya deniz ki isteyen gezer öğrenir diyenler çıkacak tabi ki ama sanırım eski nesil, eski kafayım ben biraz :)

Güncel olarak öğrenme için kullandığım kaynaklara gelirsek, Coursera, Udemy, FutureLearn ve Youtube'u sayabilirim. Hepsinde ücretsiz yüzlerce içerik mevcut. Tek sorun kendinize uygun olanı keşfetmek. Bir yerden tutturursanız devamı geliyor. Ben en çok gitar, spor, beslenme, İngilizce eğitimi/öğretimi gibi online kursları takip ediyorum. Öğretmenlerin kişisel gelişimi için ÖRAV da çok güzel bir kaynak. Khan Academy'i de yine çok duyduğum, ara ara girip baktığım ama nedense kendime göre bir şey bulup devamını getiremediğim diğer bir platform. Edit: Derken bir bakayım dedim ve ilgimi çeken bir şey buldum hemen :) Bu platformlarda dil seçeneğini İngilizce yaparsanız çok daha fazla ücretsiz kurs bulma imkanınız var. İngilizcem iyi değil diyorsanız da alın size fırsat, bir sürü ücretsiz online İngilizce dersi var bu sitelerde.

Kaynakları paylaştım. Bir de nasıl öğrendiğimi paylaşayım. Ben mutlaka yazarak öğrenirim. Elimin altında kağıt kalem olmalı mutlaka. Online kurslar tüm dökümanları kaydedilebilir ve çıktı alınabilir şekilde sunduğu halde kendim not almazsam eksik kalmış gibi geliyor bana öğrenim sürecim. Aldığım notlar kısaltmalar ve altı çizili anahtar kelimelerden oluşur genelde. Başkası için çok anlam ifade etmez belki ama benim gözümde o notlar birebr canlanır ne zaman o bilgilere ihtiyacım olsa.

Benim öğrenme serüvenim böyle :) Öğrenmek başlı başına bir zevk benim için :)



Gelelim 14. Günün sorusu:
Amazon.com: LEGO Minifigures Series 11, Lady Robot: Toys & Games

Bugün bir robot tasarlıyor olsan, tasarım robotunun hangi özellikleri olsun isterdin?

Corona'dan önce çok başka bir robot hayal ederdim belki ama şu anda birebir bana benzeyen ve yerimi alabilecek bir robot tasarlamak istiyorum ki çaktırmadan kaçayım, kayıplara karışayım. Robotun ben olmadığı asla anlaşılmamalı. "Öyle bir teknoloji keşfedip bunu tüm dünyadan saklamayı mı tercih edeceksin?" diye sorabilirsiniz. Özgürlüğün bedelinin bundan az olmasını beklemiyorsunuz değil mi? Az buz bir şey mi? Siz ortadan kaybolacaksınız ve yerinize bıraktığınız robot herkesi mutlu etmeye, alışılagelmiş düzeni sürdürmeye devam edecek. Okula gidecek, ders anlatacak, eve dönüp ev ve aile ile ilgilenecek, eş-dost-akrabalar, tüm sorumluluklar... İçine benimkinden bir parça daha fazla özveri ve pozitiflik koysam her şeye daha iyi olur ama o zaman dikkat çekebilir. Eminim 3. gün bu Rüya olmaz, içine uzaylı falan mı girdi acaba diye merak eder beni tanıyanlar. O yüzden aslıma sadık kalıp biraz densiz, fevri ve karamsar -bence sadece realistim ama- yapmalıyım robotumu :))))
Bir gün başarıp başaramadığımı anlatırım diyeceğim ama... Cıks!  Bu tüm fikrin özüne aykırı olacağı için anlatmam :))))))))

6 yorum:

  1. Benim hâlâ duruyor ansiklopedilerim, oğlanlar ödev yapacakları zaman internetten önce onlara da bakarlar. Kaynakça kısmı için iyi oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarken ben de düşündüm keşke evde olsaydı diye. Canımız sıkılınca rastgele bir sayfasını açar okurduk. Arya da bizden göre göre alışırdı. Baktım nette satılanlara, her an alabilirim bir set ansiklopedi :)

      Sil
  2. yaa böyle bir film izledim benzerii, multiplicity, michael keaton, çok komik, adam kendini klonluyoo, o da klonluyaa, dört kişi oluyolar ha haaa, izleee :) khan academy ve futurelearn bilmiyodum saool :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. FutureLearn'i seviyorum. Khan academy çok kullanışlı gelmiyor bana nedense :)

      Sil
  3. Öncelikle böyle bir etkinliğe katılıp samimi ve paylaşımcı cevaplar verdiğiniz için sizi tebrik ederim:)
    Meydan Larousse ve Temel Britannica ansiklopedileri bizim zamanımızın temel başvuru kaynaklarımızdı ama sizin yaşınız itibarıyla onlardan bahsetmenize şaşırmadım desem yalan olur:) Bilgisayarın ülkemizde esamesi okunmadığı yıllarda gazeteler kupon karşılığında bu ansiklopedileri her evlerin en nadide mobilyaları olarak salonlardaki kitaplıklarda boy göstermesini sağlamışlardı. Fakat ondan sonra o kadar hızlı bir değişim içine girdik ki, başımız döndü. İnternet ve bilgisayar başta olmak üzere bir sürü teknolojik ve bilimsel gelişmeler, savaşlar ve iç çatışmalar sonucunda dünya coğrafyasının değişmesi zamanla kitaplıkları süsleyen o ansiklopedileri güvenilmez hale getirmişti. Artık internet en büyük bilgi kaynağıydı. Evet, her bilginin bu ortamda doğru olduğu iddia edilemezdi ama güvenilir kaynakları bulabilme ya da bilgiyi farklı kaynaklardan teyit etmek imkanı sayesinde tek yanlı hazırlanan ansiklopedik kaynaklardan dahi daha güvenilir bir alternatif olarak elimizin altındaydı. Üstelik bilgiye ulaşmak için sayfalar dolusu kitap karıştırmak yerine bir tuşa basmak yeterli oluyordu.
    Bu yüzden zararlı yanlarını göz ardı etmeden çağımızda ansiklopedilerin internetin yerini alamayacağını düşünüyorum. Öyle ki ekşi sözlükte bile bazen muazzam bilgiler bulabiliyorum. Kurslar ve youtube konusunda size katılıyorum. Buna bir de "Quora" yı eklemeliyim. Dünyanın bir ucundaki kişilerin yaşamları ve fikirleri hakkında bilgi sahibi olmak ufkumu açıyor.
    Robot fikri ilginç:) Ne yani robotu eve tıkıp sen kendini dışarı mı atacaksın? Sonra polis yakalayınca, ben aslında robotum, beni arıyorsanız evde sosyal mesafemi koruyorum mu olacaktı verdiğin cevap? O zaman demezler miydi polisler sana, biz de aslında robot polisleriz, gerçeklerimiz cumhurbaşkanına eskortluk ediyor:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lise çağıma kadar bilgisayara elimi sürmeyi geçtim, bir tanesini yakından görmedim bile Mr. Kaplan. 86'lıyım ama kader utansın :)))

      İlk kez lisede arkadaşların gazıyla gittiğim bir internet kafede kullandım bilgisayar ama üniversiteye kadar kendi bilgisayarım olmadı. Üniversitede hem çalıştım hem okudum. İlk fırsatta taksitle bir laptop aldım kendime. Ansiklopedi sevdam ise hiç bitmedi. Her an bir set alıp koyabilirim eve :D

      Bu akşam yürüyüşe çıkmıştım - sokağa çıkma yasağı yok Hopa'da şükür - yanımda polis arabası durdu ve "Sahilde yürümek yasak." dedi polisler. "Tamam o zaman karşı caddeden yürürüm ben de!" dedim ve karşıya geçip yürümeye devam ettim. Bu arada sahil bomboş ve temas ihtimalim olan bir allahın kulu yok ama işte yasak yasaktır sonuçta. Mesela o polisler robot olsaydı onları bir dizi paradox yağmuruna tutar, zihinlerine kısa devre yaptırabilirdim ki çok da eğlenceli olurdu :)))

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...