Hımmm bu haftanın konusu şu olsun:
"Hayal etmek mi, elde etmek mi? Elde edince hayal ettiğimiz, o hayale ulaşmak için çabaladığımız günleri unutuyor muyuz? Elde edilen şeyin değeri zamanla azalıyor mu?"
"Dost acı söyler." derler ama o sözün satır arası var bence "Dost acıyı, tatlı söyler." olmalı doğrusu. Evet birbirimize gerçekleri söylemeliyiz ama acı değil, acıyı tatlı eyleyerek söylemeliyiz. Şimdi ben de acıyı tatlı söylemeye çalışacağım. Evet, elde edince değeri zamanla azalıyor her şeyin - sert mi oldu biraz acaba?-. Ama bu kötü bir şey değil. Hayatın gerçeği bu sadece.
Peki o değer neden zamanla azalıyor?
Çünkü biz kafamızda o kadar uzun süre hayal ediyor, o kadar çok şey atfediyoruz ki hayalini kurduğumuz şeye... O kadar büyük bir değer biçiyoruz ki gerçek olması pek mümkün değil. İşte o hayalini kurduğumuz -hayalimizde besleyip büyüttüğümüz- şeyi elde edince verdiğimiz değer ile mevcut değer çarpışıyor, bölünüyor, eksiliyor. Yani aslında mevcut olan şeyin değeri azalmıyor, bizim kafamızda kurguladığımız kısım yavaş yavaş terk ediyor bizi. Gerçekleri görüyoruz.
Ah şu okulu bir kazansam... Kazanıyoruz. Eee? Ah bir mezun olup işe girsem, kendi ayaklarım üzerinde dursam... Duruyoruz. Ama işler bundan sonra kızışıyor zaten :)))) Ah aşk... Aşık olsam, o da beni sevse... Seviyor. Evlensek. Evleniyoruz. Eee? İşler bir kez daha civcivleniyor :))))
"Kaçan kovalanır.", "Kaçan balık büyük olur." ve "Kör ölür, badem gözlü olur." gibi atasözleri boşuna söylenmemiş :)))) Elde edemediklerimizin peşinden koşarız, elimizden kaçanın ardından ağlanır, elimizdeyken kıymetini bilmediklerimizi kaybedince de ağıt yakarız. İnsanoğlu böyle de garip bir tür işte :D Elde ettiklerimiz artık "çantada keklik" olur bizim için.
Tarihe bakalım hep kavuşamayan aşıkların aşkı anlatılır. Kavuşsa çok bir olay yok zaten. Masalları saymıyorum, onlar masal adı üstünde. Tarihi bırakıp şiirlere bakalım. Şair hep özlemini anlatır şiirlerinde. Ya kavuşmayı umut eder ya da gitme diye yalvarır sevdiğine.
Hayalini kurmak daha güzel sanırım bazı şeylerin. Özdemir Asaf'ın dediği gibi "Bazı şeyler yokken güzel." :) Hayalini kuralım, acısını sevelim, bizim olsa hayalimizdeki gibi olmayacağını bilelim.
Şarkılar da Melek Mosso ve Evrencan'dan gelsin. Daha önce de paylaşmıştım. Bazı şarkıları dönüp dönüp dinlemeyi seviyorum ben :)
Konu çok güzel, ele alışkınız da öyle. Yüreğinize sağlık 👏🤚
YanıtlaSilSiz de yazdınız mı diye sayfanıza baktım. "Biraz da Bilim" yazınızı okudum ve şoktayım. Teknoloji ne kadar çabuk uyum sağlıyor her şeye! Telefonla hastalık teşhisi çok iyiymiş cidden. VR teknolojisi ilk çıktığı zamanlarda denemiştim. Gerçekten roller coastera binmiş gibi hissetmiştim kendimi :)
SilBence elde edilince büyüsü bozuluyor.
YanıtlaSilO sihri kafamızda biz kurguluyoruz. Hayal gerçeğe dönüşüyor bazen ama o sihir ete kemiğe bürünemiyor maalesef :)
Silşiirlerle müziklerle evet hıhım acıyı tatlı anlatmışsın, gerçekleri dile getirmişsin. ama en güzeli günlüğündü. çok sevdim :) yazdım ben da. güzel konuydu tişkir :) bol bol konu bul teeen :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) 3 tane konu daha var aklımda. Arada pas at sen bana ;)
SilÇok güzel bir konu!!! Hemen yazacağım. :)
YanıtlaSilTeşekkürler:) Ben de hemen merakla okuyacağım :)
Silpek güzel yazmışsınız, pek güzel okudum. tez vakitte ben de anlatayım istedim (:
YanıtlaSilÇok teşekkürler:) Tez vakitte anlatın, hemen okuyalım :)
SilEvveeet, önceden okuduğum için sondan başlayayım:) Melek Mosso'nun ve Evrencan Gündüz'ün yorumlarına bayıldım. Ve elbette konuya ilişkin seçtiğin güzel şiirlere de...
YanıtlaSilOrhan Veli'nin Nahit Hanım'a aşkını anlatan 15 Temmuz 1947 tarihli mektup oldukça ilginçmiş:) Senin yer vermediğin bölümlerine hayli şaşırdım:) Buraya almadan rahat etmeyeceğim:)
"...O büyük, o yegâne saadet için Allah’a mı, talihe mi, yahut herhangi başka bir şeye mi, neye inanmak lazımsa inanmak istiyorum."
"... Hani biraz evvel Allah’a inanmaktan filan bahsettim. Allah’a inanan insanların nasıl inandıklarını, nasıl sevdiklerini biliyoruz. Ben seni herhalde daha fazla seviyorum. Daha fazla inanabilirim de..."
Gerçekten muazzam bir aşkmış:) Neyse, dönelim sohbete;
"Dost acı söyler" deyince benim şu meşhur "Douce souffrance" dilemma sorunsalı geliyor aklıma. Deep'in de katıldığı "tatlı acı" yı bir türlü yerine oturtamamıştık:) Dost ne kadar acı söylerse söylesin bana tatlı gelir, çünkü bilirim ki onun dediği benim hayrıma dır. diyelim:)
Evet ne kadar sert olursa olsun kabul etmek gerekir ki, elde edince değeri zamanla azalıyor her şeyin. Ama sor bakalım neden?:)
Azalan bir değer falan yok bence de, aslında hayallerimiz biraz abartılı. Yahya Kemal'in Deniz Türküsü şiirinin son mısrasında yazdığı gibi "insan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar." mı acep doğru olan? Bir de hayal kırıklıkları olmasa:)
Orhan Veli'nin mektubu cidden çok ilginç. Daha fazla inanabiliriz de... Aşkın gözü kör, kulağı sağır, diğer duyuları ise aldatıcı olabiliyor sonuçta :D
SilŞu "İnsan, âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar" mısrasına bayıldım. Şiiri bulup okudum, şiire de bayıldım :)
Tam da dediğiniz gibi hayallerimiz abartılı, gerçeklerse olması gerektiği gibi ölçülü ama işte insan -özellikle de kadın cinsi- bazen abartıya kaçmayı seviyor :D Bu kadar uzun süre ara vermeyin lütfen yazmaya. Sıkılıyorum buralarda :)
Deep'in bloğundan geldim .
YanıtlaSilÇok güzel bir konuyu ele almışsınız yüreğinize sağlık .
Hayırlı ramazanlar
Çok teşekkürler. Size de hayırlı ramazanlar :)
SilÇok güzel bir konu olmuş. Alıntılar, şarkılar ayrı bi hava katmıs. Ben de bir şeyler yazmak istiyorum bu konuda çok heveslendim
YanıtlaSilHadi heveslenmişken hemen yazın, okuyalım :)
SilÇok güzel bir konu teşekkürler! :)
YanıtlaSilŞiirler çok güzel melek mosso ve evrencan gündüz dinlemeyi severim çok hoşlar :) Çok güzel bir konu bu çok sevdim hayal kurmayı çok severim ben de yazdım az önce :) sanırım çok farklı yönleri olduğu için herkes başka açıdan bakabilir yine bu konuya diğer sohbetlerde olduğu gibi derin bir mesele :)
YanıtlaSil