Salı, Mayıs 05, 2020

5 Mayıs ve Hıdrellez

Mayıs ayı hızlı geçiyor sanki. Bugünün Hıdrellez olduğunu sanıyordum ama az önce yaptığım arastirmaya göre Hıdrellez, 6 Mayıs'mış. Farklı yerlerde epey de ilginç ritueller ile kutlanıyormuş. 

5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece dilek dileyip, resmini çizip gül dalına bağlamak ya da gül dibine gömmek ya da doğrudan gülün altına resmetmek gibi âdetleri hepimiz duymuş, görmüş hatta yapmışızdır eminim :D Annem dün gece hatırlatıp dileklerini düşün deyince önce sağlık olsun yeter dedim. Sonra aldım kalemi elime içimden geçenleri yazdım tek tek. Baktım o kadar basit istekler ki... Dünyalar yok içinde. Sağlık var, sevgi var, anlayış var, huzur var. Bunları dilemek için Hidrellez'i beklemeye de gerek yok aslında. 

Sezen sevmeyene Nazım Hikmet şiirlerinden parçalar bırakıyorum :) Ama yine de benim için Sezen'den "Git"i bir dinleyin. 4.dakika gibi başlıyor, 6.dk civarı favorim :)))))




HASRET


Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli
Belini sarmayalı
Gözünün içinde durmayalı
Aklının aydınlığına sorular sormayalı
Dokunmayalı sıcaklığına karnının
Yüz yıldır bekler beni

Bir şehirde bir kadın
Aynı daldaydık aynı daldaydık

Aynı daldan düşüp ayrıldık
Aramızda yüz yıllık zaman
Yol yüz yıllık
Yüz yıldır alacakaranlıkta

Koşuyorum ardından

                                                                                      Nâzım Hikmet 

7 yorum:

  1. Benim dilek kâğıdımda genelde sadece :) olur, bir de <3 olur.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel şarkılar. Bundan güzel hediye olamazdı bana:) Teşekkürler Mrs. Kedi.
    Çocukluğumun Hıdrellez'lerini hatırlıyorum. Gül ağacına değil de annem bir gece önceden bir ev ve kartondan bir araba maketi hazırlayıp kapının önüne bırakırdı. Hıdrellez gecesi İzmir sokakları yangın yerine dönerdi. Ateşleri dolaşır üzerinden atlardık çocuksu bir sevinçle. Bazen kasaları öyle üst üste atarlardı, alevler gökyüzüne o kadar yükselirdi ki, korkardık o zaman yanına yaklaşmaya. Kürt mahallesinin arka tarafındaki tarlalardan dala dikenler toplardık. Erkek kız fark etmezdi. Çünkü kızların etekleri varsa bizim de kısa pantolonlarımız vardı. Koşullar eşitlenmişti yani. Birbirimizin bacaklarına değdirip oyun yapardık. Ama ne yakardı canımızı o yeşil dal parçaları.
    Bizim zamanımızın minik serçesi. Ne güzel şarkıları vardı. Keşke hep öyle kalsaydı!
    Nazım, Nazım, Nazım bize böyle insanlar lazım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de en çok ateşten atlamayı ve şarkılar söyleyip dans etmeyi severdim. Keşke yine yapabilsek Mr. Kaplan :) Nazım konusunda da %100 katılıyorum size.

      Sil
  3. bayılırım hıdrellezeee. bahçedeki ağaca bir sürü dilek astım ben deee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben içimden geçirmekle yetindim :) hepimizin dilekleri gerçek olsun :)

      Sil

İkigai

İkigai, şu anda okuduğum kitabın adı. Kitabın alt başlığı "her güne mana ve neşe katmak".  Kısaca açıklamak için  Wikipedia 'y...