4 gün evden çıkamayacağımız için liste yapıp ufak tefek alışveriş yaptık. Yumurta, et, süt, yeşillik, meyve... ve bira. Evet 4 günlük yasağı alkol ve yemek desteğiyle atlatmayı planlıyoruz. Başka neler yapabiliriz diye şöyle bir düşündüm. Ailecek kelime anlatmaca, Uno, sessiz sinema, mangala, tavla gibi oyunlar oynayıp patlamış mısır eşliğinde film izleyebiliriz. Gitar ve org çalışabiliriz, Arya'nın ödevleri, benim online derslerim, Evrim'in online seminerleri olur yine muhtemelen. Sayılı gün çabul geçer zaten :) 2,5 aydır öyle ya da böyle evdeyiz çoğunlukla 4 gün nedir ki :)
Umarım 4 günlük süreçte sevdiğim bloglar aktif olur. Bol bol okuyup yazışırız :)
Şimdilik bu kadar çünkü kalkıp yoğurt mayalamam lazım :)
Haluk Levent'ten devam ediyorum :)
Epeydir dinlememiştim "Zor Aşk"ı, özlemişim :) Haluk Levent'i Haluk Levent yapan şarkıların başlarında bence. 4 gün uzun bir süreç değil, aslında herkesin normalde de zorlanmadan yaşayabileceği bir şey. Ama şu an çıkmamamız gerektiği için, algısal olarak da meseleyi yukarı taşıyoruz. Sağ salim geçsin şu salgın günleri de, biraz daha evde oturmaya, doğadan uzak kalmaya devam edebilirim :) Yeter ki sağlık olsun :) Neşeli sevgilerle :)
YanıtlaSilEvet tamamen algısal bir sorun. Evden çıkmadan günlerce yaşayabiliriz ama işin içinde "yasak" olunca zor geliyor. Sağlıklı ve daha neşeli günlere az kalmıştır umarım :)
SilPeki ya büyük şehir olmayıp itilip kalkılan Zonguldak .
YanıtlaSilBen Zonguldaklıyım 2.5 aydır çıkamıyoruz :(
İnşAllah böyle devam etmez yoksa ağustosta fındıkta delicez yasağı .
Evin etrafı ağaçlık ormanlık ama sen bana sor bahçeye çıkılıyor mu köyde bile jandarma 5 dkk da bir önümzden geçiyor .
Ah sitemlendim valla artık delirdik bitsin virüs geçsin her şey .
Şarkılar da çok güzel :)
Yazılarının devamını bekliyorum.
Zonguldak'ın risk bölgesi olmasından kaynaklı maalesef. Hastalık ciğerleri hedef alıyor ve Zonguldak madencilik sebebiyle halihazırda ciğer hastalıklarına açık ve bu konudan kaynaklı bağışıklık da düşük. Benim de çok yakın arkadaşım var orada. Dilerim fındık zamanına dek düzelir durum. Sabır diliyorum hepimize :)
SilTürkiye'deki sistem hakikaten ilginç ama sayılar doğruysa işe yarıyor! Buna odaklanalım, sayılı gün hızla geçer (bira varsa daha hızlı geçebilir hihi).
YanıtlaSilBen de dün şunu düşündüm. El sıkma adeti bence bitti! Yani zor gelir bir daha gibime geliyor. Hatta düşününce saçma bile gelmeye başladı. Size bir film önereyim mi. Daha doğrusu üst üste birkaç bölüm, ilk filmden başlayın, eski film bunlar. "The Purge". Saçma sapan bir konu, hiç bir "düşünsel ve sanatsal" yönü yok ama çok sürükleyici ve zaman süper hızlı geçiyor :)
Filmi Evrim'e söyledim, "Sen o filmi hayatta izleyemezsin. Dayanamazsın filme. Filmle kavga edersin, sonra da benle edersin" dedi :)))) Adam beni biliyor :p Korku/gerilim filmi diye geçiyor ki bem asla izlemem :D
SilNetflix'te Atypical diye bir dizi var. Otizmli bir gencin ergenlik hallerini çok eğlenceli şekilde anlatıyor. 2 sezon izlemiştim, 3. Sezon çıkmış onu izlicem. Bir de Working Moms ve Valerie izliyorum :)
SilAhahahah Evrim'den özür dilerim. Korku değil ama çok pis gerilim. Konusu şu; artan nüfus ve suç oranlarını düşürmek için yılın 1 günü "Purge" ilan ediliyor ve gece 6'dan sabah 6'ya dek 12 saat boyunca herşey mübah. Gıcık olduğunu avlıyorsun ve hiç ceza almadan devam ediyorsun. işte avlayan avlanan vs. Biraz "The funny Games"i hatırlatıyor ama sanatsal yanı yok :D
SilNetflix'te aynı isimde bir de dizi var ama o değil. O çok kötüymüş...
SilDağ yolları mı tepe mi�� Ya biz İstanbul'larda ne haldeyiz biliyor musunuz? Dışarıya yasak olmadığında bile çıkamiyoruz ki. Her an birileriyle iç içesin:( O kadar kalabalık. O kadar uzun zaman oldu ki ormana gitmeyeli. 2 defa dışarı çıkmak zorunda kaldım onda da garip hissettim. Düşünün o kadar evdeyim �� O yüzden merak etmeyin biz sık sık yasağa maruz kalanlar olarak sayılı gün çabuk geçer diyerek sizi rahatlatalım�� En olnadı bi camdan bakın o bile yeter. Bizim camdan mazaramız karşı komşunun evinin duvarları çünkü:((
YanıtlaSilBiliyorum sizlerin koşullarına kıyasla benim yaptığım kapris, nankörlük... Hatta belki de düşüncesizlik kaynaklı bir ayıp! Ama ben zamanında son derece evcimen olan eşime -o zaman daha sevgiliydik-, "Ya köpeğin varmış gibi düşün, her gün çıkarıp yarım saat dolaştırman gerekiyormuş gibi" demiş biriyim . Dışarı çıkmaya olan psikolojik ihtiyacımı siz düşünün artık. Adam anlasın diye köpek olmayı göze almışım!!! Bu biraz benim çocukluk travmalarımla alakalı bir durum sanırım. Evdeki kargaşadan uzaklaşmak için kendimi her fırsatta dışarı atmaya çalışırdım hep. Öyle öyle evde duramaz oldum.
SilÜniversitede okurken Vezneciler Kız Öğrenci yurdunda kalıyordum. Beyazıt tramvay durağından bir başlardım yürümeye Tophane'ye kadar, hiç olmadı Eminönü'ne ya da Karaköy'e kadar :) Hatta bazen oradan da vapurla Kadıköy'e geçip Acıbadem'e kadar yürümeye devam ederdim :) Şimdilerde de haftada 2-3 gün dağ yoluna çıkp 11-12 km yürüyorum. Umarım bu pandemi günleri geçer, herkes özgürlüğüne kavuşur tez zamanda.
Estağfirullah:) Herkes kendi yaşam koşullarınca kiyaslanmali bu gibi durumlarda. Bem de umarak size katılıyorum,bu zaman çabuk geçsin lütfen
SilBence senin,dağ yoluna gitmende bir sakınca yoktur ki. Bizde sokağa çıkma yasağında herkes sitenin bahçesinde. Zaten yürüyerek ekmek almaya, markete falan gidilebiliyor.(En azından bugün öyle) Kimliğimi vs mi alıp anneme gidiyorum mesela, üstelik de daha güzel, kimseyle karşılaşmadan. Sakin kendi halinde bir mahalle olduğundan şanslıyım sanırım. Senin de dağda yürüyüşünden kime ne diyeceğim geliyor bu yüzden :D Çıkıp ceza yersen faturyı bana gönderme ama bak :D
YanıtlaSilBen de böyle düşünüyorum Handan abla ama gel de anlat işte bunu polise/jandarmaya :D
Siloooo yoğurt mayaliying :) (cem yılmaz)
YanıtlaSilTerapi gibi! Sabah kalkıp da olmuş yoğurtlarla karşılaşmak büyük mutluluk :D
Sil