Pazartesi, Eylül 06, 2021

Günü Kurtarmak

Dışarıdan bakınca her şey güllük gülistanlık. Oysa ufak tefek, bazen de kocaman kocaman neler geçip gidiyor hayatımızdan. Günü kurtarıyoruz da kendimizi kurtarabiliyor muyuz acaba geçip giden günlerden?

Bazen bir bakıyorum bugün yarın derken mevsimleri deviriyoruz. Her gün uğraştığımız ufak tefek bin tane şeyi tek tek anlatmak da mümkün değil. Kısacası "Hayat" işte!

Son yazımda takıldığım, aşamadığım duvarlardan, hapsolduğum çıkmaz sokaktan bahsetmiştim. Kafamın o durumla meşgul olduğu zamanlarda hayat ile arama giren kocaman bir bulut oluşuyor sanki. Duruma göre bulut büyüyüp küçülüyor. Bazen kolumu kaldırıp bir şey yapasım gelmiyor, bazen oto-pilota alıp her şeyi yapabiliyorum. Ama bir süredir bazı şeyleri yapmayı hepten bıraktım. Mesela artık boş yere çenemi yormuyorum. Değiştiremeyeceğim şeyler hakkında konuşmuyorum. Yazmıyorum demedim, dikkatinizi çekerim :)))))

Çenemi yormuyorum dediğim şeyler neler mi? Mesela eşimin yatıp kalktığı saatler, servisi kaçırma ihtimali, bilgisayar başında harcadığı saatler, gerektiğinde Arya'nın ödevlerine yardım etmemesi, Arya oyun oynamak istediğinde her defasında şimdi olmaz demesi... Artık hiiiiiç umursamıyorum. Uykusunu almayabilir, servisi kaçırabilir, işe geç kalabilir, zamanında haber vermezse temiz, ütülü iş kıyafeti olmayabilir. Boş vakitlerimiz hafta boyunca denk düşmeyebilir. İşten fırsat bulup denk düşsek de o an o başka şeyler yapmayı - benim asla izlemeyeceğim türde dizi / film / anime izlemek ya da bilgisayar oyunu oynamak gibi- tercih edebilir. Onun umursamadığı bu küçük detayları ben de artık hiç düşünmüyorum. O kadar kazançlıyım ki... Bir kere boş yere beklentiye girmiyorum, boş yere stres olup gerilmiyorum, boş yere her seferinde en az 3 kez söyleyip kâle alınmayıp işin yine olacağına varmasına şahit olmak zorunda kalmıyorum. Enerjinin korunumu yasası, izole bir sistemde toplam enerjinin değişmeyeceği bilgisine dayanır. Ben de kendimi izole ederek enerjimi korumuş oluyorum. Boşa harcanan enerjiye yazık, tasarruflu olmakta fayda var :D

Enerjimi konuşarak harcamamak için kendi yapabildiğim bir işi başkası yapsın diye beklemiyorum çünkü 10 kere söyleyip en 1-2 saat bekleyeceğim yerde 10dk.da işi halledip önüme bakıyorum. Oh mis, işlem tamam, enerjimin çoğu bende, kafam rahat :)

Bu yıl dünya ile arama giren o bulut sayesinde daha sakin biri olmaya başladım. Belki yaşla da alakası vardır, bilemiyorum. Belki de kabullenmek ile ilgili. Şu sözü çok seviyorum:

"Tanrım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."

Sözün kaynağı ile ilgili bir sürü farklı bilgi var nette. Hitit Duası, Stoa Duası, Marlo Morgan, Reinhold Nieburh... Hangisi doğru emin olamadım ama sözün çok doğru olduğu kesin. 



16 yorum:

  1. Babam derdi ki tırnağın varsa başını kaşı. Budur yani:)

    YanıtlaSil
  2. ooo erdin seeen aferiiiim :) yani, sen de insansın tabiii, salla gitsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ercem ben daha tam eremedim yazdığıma göre :))) Ama az kaldı, hissediyorum geliyor gelmekte olan :)))))

      Sil
  3. Ehehehe; daha taa en başlarda, birbirimizin bloglarını yeni keşfettiğimiz zamanlarda bir yorumumda yazmıştım ben bunları Kedi. İşte oluyorsun yavaş yavaş 😁. Bende de süreç böyle işlemişti 😁😂😂😂. Sonuç; bayağı bayağı sakin, dingin, o yazdığın sözü uygulamaya döken bir Sevda var karşında 😁😂😂👍🧿😘❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep'in de dediği gibi sallıyorum, gidiyor gerçekten 😂😂😂 Enerjimi dırdıra değil, sakinliğe, dinginliğe, huzura ermeye harcamak daha mantıklı gerçekten 😁 Sevgiler❤️😘

      Sil
  4. Ben de işin olmasını beklerken daha fazla gerildiğim için kısa sürede kendim halledenlerdenim ama öyle de çok fena alışıyorlar.Bu da birikip birikip yorgunluk yaratıyor. Bir noktada ister istemez patlıyorsun:) Bazı satırlarda eşimi okudum sanki. Salgın zamanı, evden çıkamazken on sezon Walking Dead izledi, o zombilerin "harg, hurg!" sesleri yüzünden nasıl katil olmadım bilmem:) Biz kadınlar gerçekten çok sabırlıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şöyle düşünüyorum: halihazırda zaten yüz kere söyleyerek zor bela yapılan bir işi yapmamaya alışsa (?!) - ki zaten yapmıyor işte :))) - ne olur ki :D boş yere uğraşıp sinir olmaktansa hiç yokmuş da tüm sorumluluk benimmiş gibi yapmak daha kolay ve daha az beyin yorucu.

      Sil
  5. Kadın blog yazarı arkadaşların bu tarz yazılarına denk gelince acayip değişik bir hisse kapılıyorum... Galiba gerilme gibi bir şey bu his:) Sanki eşimde benim için aynı şeyleri düşünüyor gibi bir durum... Tabi konular farklı ama içerik benzer:) Olmadı ben bu akşam bir sorayım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de siz bir sorun :) Yoksa da bir durum içiniz rahatlar :)

      Sil
  6. Her zaman kendi işini kendi halleden 99 probleminin de tek başına üstesinden gelen çıt kırıldım olmayan kadınlarından olacağız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama o sözümona çıt kırıldım kadınlar her daim el üstünde tutulacak. Biz mi? Bizim maşallahımız var ya n'olcak erkek gibi kadınlarız evelallah :))))))))))))

      Sil
  7. Offf be ne güzel yazı olmuş ama. Bana yine cuk oturdu biliyor musun? :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız değilim, yalnız değilsin! Belki de sandığımızdan da çok kalabalığız.

      Sil
  8. Ben bu ruh halinizin gelip geçeceğine inanıyorum Mrs. Kedi:) Bir süre sonra ister istemez umursamazlığınızı bırakıp yine umursayacaksınız:) Hayat bazı roller biçiyor her birimize. Fakat bazı küçük iyileştirmeler sağlayabilirsiniz:) Örneğin eşinizin sadece bir gün servisi kaçırması bu sorumluluğu üzerinizden alması için yeterli olur muhtemelen:)) Erkekler genellikle kadınlardan farklı bir düşünce yapısına sahip. Onlar işten eve döndüklerinde bütün zamanı kendi gönüllerince harcamayı hak ettiklerini düşünüyorlar. Fakat çalışan kadın için durum farklı. Çalışan kadın için eve döndüklerinde esas iş başlıyor. Haklı olarak evde gerek işi gerekse eğlenceyi paylaşmak istiyorlar eşleriyle ve çocuklarıyla. Bu biraz da toplumun getirdiği bir alışkanlık ve bunu değiştirmek hayli zor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşim o servisi o kadar çok kaçırdı ki Mr. Kaplan... Sınır kapısında çalıştığı için servisi kaçırınca atlıyor yoldan geçen bir tıra, otostopla gidiyor işe. Bu da tehlikeli olduğu için sinirimi bozuyordu önceleri ama artık hiç takılmıyorum. Kendi bilir, kendi sorumluluğu sonuçta :) Çalışan kadınlarla ilgili söyledikleriniz tam isabet ama nedense sürekli tekrar tekrar açıklamak, anlatmak zorunda kalıyor kadınlar bu durumu. Erkekler evde iş yapınca bunu "yardım" olarak yapıyor ve karşılığında minnetarlık hatta pohpohlama bekliyor ki bu komik çünkü evde yapılan iş "yardım" değil, sorumluluk. İki kişi de çalışıyorsa iş bölümü kaçınılmaz. Bu mevzu dallanır budaklanır Mr. Kaplan. Boşvereyim gitsin. Amaç mevzulardan uzaklaşmak :)

      Sil

Pazar Mesaisi ve Kendine Ait Bir Oda

Öğretmen olmak bazen eve sınav kağıtları ile gelmek, bazen gönüllü etüt yapmak, bazen gönüllü gözetmen olmak, bazen hem ana-baba olmak manas...