Salı, Eylül 07, 2021

Ağaç Ev Sohbetleri #107

Haftanın konusu sevgili Makbule Abalı'dan gelmiş:

Hayal bu ya, bugünlerde "ÖĞRETMEN" olsaydınız öğrencilerinize öncelikle hangi değerleri kazandırmak isterdiniz? Hangi öğretim kademesinde, hangi sınıflarda, hangi branşlarda öğretmenlik yapacağınıza lütfen siz karar verin. 

Halihazırda ortaokul kademesinde görev yapan bir İngilizce öğretmeni olarak konuya bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim :) Makbule öğretmenimin yazısı mutlaka okunmalı, o kadar önemli noktalara parmak basmış ki... Ben de öğrencilerime her şeyden önce iyiyi, güzeli, doğruyu, adil olmayı öğretmeye çalışıyorum. Tüm milli bayramlarımızda ve özel günlerde Atatürk'ü, atalarımızı, yurdumuzu ve geleceğimizi nasıl kurtardıklarını anlatıyorum. Bugün sahip olduklarımızı onlara borçlu olduğumuzu bıkmadan usanmadan vurguluyorum.

Akademik başarıdan önce dürüst olmayı, insani değerleri, doğayı ve tüm canlıları sevip korumamız gerektiğini anlatmanın derdine düşüyorum. Öğrencilerimin ufkunu genişletmeyi, bilmedikleri dış dünyaya pencereler açmayı, yaşadıkları ilçenin, ilin, bölgenin dışında başka dünyalar olduğunu anlatmayı hedefliyorum. Hayal kurmalarını, hayallerine ulaşmak için çabalamalarını istiyorum. Bunun için onlara sürekli değişen ve gelişen dünyayı, farklı hayatları, bambaşka coğrafyaları, başka kültürleri anlatıyorum. Kimsenin içine doğduğu çevreyi ve koşulları kendisinin seçmediğini hatırlatıp din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın insanlara eşit ve adil davranılması gerektiğini vurguluyorum her fırsatta. İngilizce öğretirken kullanacağım materyalleri seçerken de tüm bu bahsettiklerimi destekleyen materyaller seçmeye özen gösteriyorum. Bunların yanı sıra en çok kafa patlattığım konu öğrencilere okumayı sevdirmek ve okuma alışkanlığı kazandırmak. Okula her daim kitapla gidip her fırsatta okuyarak ve onların da okumaları için çabalayarak elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bu yıl hedefim tüm öğrencilerin çantalarında her daim bir hikaye kitabı olması ve ders sonlarında birlikte okumak.

Eğer İngilizce öğretmeni olmasaydım fen bilgisi ya da beden eğitimi öğretmeni olmak isterdim. Bu dersler en sevdiğim dersler olduğu için değil, bu dersler öğrencilerin en sevdiği dersler olduğu için :D Fen dersinde günlük hayatta sık sık karşılaştığımız olguların, olayların detayları işlendiği için tüm öğrencilerin ilgisini çekiyor. Beden eğitimini ise anlatmaya gerek yok :D Öğrencilerin %70 - 80'i için en eğlenceli ders beden eğitimi çünkü ders değil oyun ve eğlence gibi görüyorlar. Artık eskiden olduğu gibi askeri disiplinle düz takla at, ters takla at, denge tahtasında yürü, turnike atışı yap anlayışı yok beden eğitimi derslerinde. Düz koşuyla başlayan dersler voleybol, basketbol, futbol ile devam ediyor. Herkes istediğini seçip eğlenerek dersi tamamlıyor. Eğer beden eğitimi öğretmeni olsam çocuklara dünyadaki farklı spor dallarını öğretir, olimpiyat tutkusu aşılar, milli sporcular yetiştirmek isterdim. Yine aynı mantıkla müzik ve görsel sanatlar derslerine de göz kırptığımı söyleyebilirim :))))

1,5 yıllık uzaktan eğitim çilesinden sonra okulların tam zamanlı ve tam kapasite açıldığı bu haftaya böyle bir konu seçilmiş olmasına çok sevindim. Nasıl bir öğretmen olmak istediğimi, öğrencilere neler öğretmem gerektiğini bir kez daha detaylıca düşünmüş ve kendime yeni hedefler belirlemiş oldum ve  iç motivasyonum arttı :) Bu güzel konu için Makbule öğretmenime bir kez daha teşekkürler <3




Şuraya 7 ders ve tüm gün nöbet sonrası kendini eve zor atmış bir öğretmen bırakayım :)



Yine de mutluyum :) 
Yaşasın Okullarımız, Öğretmenlerimiz, Öğrencilerimiz :)

19 yorum:

  1. Ben kesin felsefeci C. olurdum ve çocukların aklını karıştırdığım için ikinci ay kovulurdum :)))
    Fakat ev okul deneyiminden sonra anladık ki herkes öğretmen olamıyor çelik gibi sinirler lazım…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Offff caaaanıııım Felsefe <3 felsefe dersleri kaldırıldığı için yazmamıştım biliyor musun :) nasıl severdim felsefe dersini... Öğretmenim diye demiyorum ama cidden zor be Cerenim ama sen sevgiyle yapardın kesinlikle eminim :)

      Sil
  2. Çocukların çok şanslı Kedi, onların akıllarında yer eden öğretmenlerinden biri olacaksın 👏👏🧿❤️ Öldüyse de sağsa da Allah rahmet etsin, lise 1-2 İngilizce öğretmenim Ayşe Mirasçı, ne öğrendiysem o öğretmiştir İngilizce konusunda🙏 Bursa Kız Lisesi mezunuyum, bizim zamanımızda senin gibi öğretmenlerimiz çoktu, ufkumuzu açtılar. Bugünkü benin ben olmamda çok büyük katkıları var. Çok istemiştim öğretmen olmayı, doktor olduktan sonra bir sürü eğitimler alıp yetişkin ve okul eğitimcisi oldum 😍, halk eğitimlerinde, okul eğitimlerinde ve meslek içi eğitimlerde dersler verdim. Aynı şey değil ama birazcık tattım o duyguyu, o yüzden yüzündeki gülümsemenin altında yatan duyguları okuyabiliyorum bir miktar🤗. Ne mutlu sana ve çocuklarına 👏👏👏🧿🧿❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Leylak Dalı'nın şu yazısını ( https://leylakdali.blogspot.com/2021/09/dizlerimle-sohbetler-7-eylul.html) okuyunca çok özendim, ilerde öğrencilerim beni de öyle hatırlar mı acaba diye merak ettim 😁 Benim de ilkokuldan liseye çok değerli öğretmenlerim oldu hiç unutmadığım, beni ben yapan 😊 Sizin de tattığınız o "işe yaramaz, faydalı olmak" hissi öğretmenliğin en güzel yanı sanırım 🥰 çok çok teşekkürler sevgili Sevda 🥰❤️

      Sil
    2. "*işe yaramak hissi" yazacaktım otomatik düzeltme sağolsun saçmalamış 😅

      Sil
  3. Ah sevgili Öğretmenim, yazınızı zevkle okudum. Sonra bir daha okudum. Öyle güzel, öyle içten bir yazı ki. Benim acaba soyut mu olur diye konu etmediğim bazı noktalara da değinmişsiniz. Böylece konu bütünlük kazanmış.
    Başka kültürlere de açılmak, onların varlığından öğrencileri haberdar kılmak. Özellikle İngilizce dersi için ne kadar önemli.
    Beden eğitimi dersini önceki yorumlarda anlatmıştım. Hala tehlikeli sporları yapanlara hem imrenirim hem de bir kaza olabilir diye endişe ederim. Zamanı geri alabilseydik ve siz öğretmenim olsaydınız.
    Fen Bilgisi dersi çoğu okulumuzda laboratuvarlarda yapılmıyor. Yeterli araç gereç de yok. O yüzden her kademedeki tüm giriş sınavlarımızda dersin ortalaması çok düşük. Yıllardır yükselmiyor daha da düşüyor.
    Girdiğiniz sınıflardaki öğrenciler ne kadar şanslı olduklarını biliyorlar mı acaba?
    Zeki, yetenekli, işini ve çocukları seven, yaratıcı öğretmenlerin çoğalması dileği ile...
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim öğretmenim 🥰 Ders ne olursa olsun öğretmen çok önemli, sizin de yazınızda dediğiniz gibi okulu sevmek öğretmeni sevmekle başlıyor. Tüm imkansızlıklar rağmen çok güzel dersler işleyen Fen bilgisi öğretmeni arkadaşlarım var okulumda ve çocuklar bayılıyor onların derslerine :) Sondaki dileğinize can-ı gönülden katılıyorum ve sistemin de o öğretmenleri daha çok desteklenmesini umutsuzca umut ediyorum.
      Sevgiler...

      Sil
  4. Öğretmenim, keyifli, başarılı, neşeli bir ders yılı dilerim size. (son kelime meslek babında kullanılmıştır.:))

    Sizin de öğrencilerinizde iz bırakacak eğitim emekçilerinden biri olduğunuzu biliyorum, bu nedenle sizi tanımış olmaktan çok çok mutluyum. Bunun kıymetini çok çok iyi bilen bir öğrenci olarak, şuraya bir fotoğraf linki bırakıyorum. Hayatımın unutulmaz, nadide kadınlarından birisidir kendisi. Eminim ki sizin öğrencilerinizde bir gün, kazık kadar adam olduklarında bile sizi ve emeğinizi asla unutmayacaklardır. Ve ziyaretinize topluca, kazık kadar kadınlar ve adamlar olarak da geleceklerdir.

    Saygılarımla.

    https://laparagas.blogspot.com/2009/11/ogretmenler-im.html#comment-form

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son günlerde okuduğum yazılarda hep unutulmayan öğretmenler var. İster istemez ben de onlardan biri olacak mıyım diye merak ediyorum :) Benim de ilkokuldan üniversiteye hiç unutmadığım öğretmenlerim oldu. Hepsinin bugünkü halim üzerinde reddedilemez emekleri, etkileri var. İngilizce öğretmeni oluşum bile çok sevdiğim İngilizce öğretmenlerimden kaynaklı büyük ihtimalle :D O zamanlar kesinlikle öğretmen olmayacağım diyordum ama belki de onlar hiç şaşırmadılar ben öğretmen olunca :D Bugün kazık kadar olmuş halimle öğretmenleri arayıp konuşmak, meslektaş olduğumuzu bilmek inanılmaz mutlu ediyor beni. Mezun ettiğim öğrencilerimle karşılaşınca ya da beni aradıklarında da çok mutlu oluyorum. Bir türlü ulaşamadığım, bir şeyler öğretemediğim öğrencilerim de var maalesef ama vazgeçmeden deniyorum aklıma gelen her şeyi. Günün sonunda tek bir öğrenciye bile ufacık katkım olduğunu düşünmek kendimi işe yarar hissettiriyor. Zaten o güzel anlar olmasa öğretmenlik yapılacak bir iş değil ülkemizin koşulları düşünüldüğünde.

      Güzel yorum için çok teşekkürler :)

      Saygılar, sevgiler...

      Sil
  5. güzel düşünceler, hedefler :) bu hafta okullar açıldı ama öğrenciler çok şikayetçi. sınıflar kalabalık, sıralarda 3 kişi oturuyoruz diyorlar, bir de sınıflar, camlar, tuvaletler çok pismiş, yani hani pandemi hijyen filan demekki bunları düşünmediler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir hazırlık yapılmadığı kocaman ve çok üzücü bir gerçek. O noktaya takılıp kalmadan ilerlemeye çalışıyorum. Hep olumsuza odaklanınca olumlu bir şeyler yapamıyor insan çünkü negatifler pozitifi itiyor, aklıma yapılacak iyi şeyler gelmiyor. Bu yüzden çoğunlukla olumsuzlukları 1-2 sızlanma sonrasında görmezden gelmeye çalışıp "Ben ne yapabilirim?"e odaklanmaya çalışıyorum.

      Sil
  6. "Akademik başarıdan önce dürüst olmayı, insani değerleri, doğayı ve tüm canlıları sevip korumamız gerektiğini anlatmanın derdine düşüyorum." Bu kısma çok katılıyorum. Canlıları doğayı seven insanı da sever, sayar.
    Beden dersini ben sevmezdim. Benim için boş geçen dersti. Çünkü futbol, basketbol, voleybol üçünü de sevmem, gider bir kenarda otururdum. Daha farklı etkinlikler yapılmalı bence. Takla atmayı falan severdim ama erkeklerden iyi yapardım bir de. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de severdim takla atmayı ve denge tahtasını ama geri takla konusunda pek başarılı değildim :D Hatırlıyorum da küçükken beden derslerin de birdir bir oynardık bazen ve acayip eğlenirdik :) Keşke arada bir dönebilseydik o günlere bir süreliğine.

      Sil
  7. “Hayatta en büyük mucize, küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır" der buket uzuner, çok inanırım bu cümleye! öğretmen olmak çok istemiştim, aile dinamikleri izin vermedi buna :(
    ama eğer olsaydım matematik öğretmeni olmak isterdim. analitik düşünmenin güzelliğini öğretmek isterdim gençlere sanırım. ve sadece matematikten değil sanattan, edebiyattan, hayattan konuşmak, paylaşmak isterdim onlarla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çok doğru söylüyor Buket Uzuner. Özellikle anaokulu ve ilkokul öğretmenleri o kadar önemli ki! Temeli iyi olmayan öğrenci ortaokulda toparlayıp ilerleyemiyor, sonrası zaten çorap söküğü gibi, taşıtları ile arası açıldıkça açılıyor maalesef. Aklımda kalan tek bir matematik öğretmenim var, o da aslında kendi öğretmenim değil. Komşumuz Tuğba abla bana gönüllü olarak matematik çalıştırmıştı lise 1'de bir sene boyunca. Yıllarca nefret ettiğim matematiğe aşık olmuştum neredeyse onun sayesinde :) Hâlâ severim fonksiyon sorusu çözmeyi :D

      Sil
  8. İlk aklıma geleni yazacağım Mrs. Kedi:) Daha doğrusu bir hayal bu! Keşke sadece sizler gibi idealist öğretmenlerden müteşekkil bir eğitim ordusuna sahip ülkede yaşamış olsaydım. "Sadece" nin altını çiziyorum:)

    Beden dersini sevmezdim. Ortaokulda kompleksli erkek bir beden öğretmenimiz vardı. Bir sonraki derse herkes beyaz çorap giyip gelsin demiş! Ben duymamışım, haberim yoktu. Ertesi ders herkesi sıraya dizdi. Beş altı kişi vardı aramızda ben dahil, beyaz çorapsız. Parmaklarımız uç uca yukarı doğru gelecek şekilde ellerimizi önüne uzattırdı ve cetvelin kenarıyla şiddetli bir şekilde hepimize vurdu. O acıyı hâlâ unutamam. Yine ortaokulda bir arkadaşımız, ki onun annesi de aynı okulda öğretmendi, kasaların üzerinde takla atmak isterken bacağını kırdı. O günden sonra beden derslerinden soğudum. Şimdi beden eğitimi derslerinin eğlenceli hale getirilmesine sevindim. Görsel sanatlar üzerinde çalışmak ve bu konuda eğitim vermek de çok heyecanlı olmalı. Öğretmenlik hem mesleği sevmek hem de bir parça öğretme kabiliyeti gerektiriyor sanırım. Günümüzde bu mesleği lâyıkıyla yerine getirmek çok zor. Siz ve sizin gibi öğretmenliği mesleğin üzerinde gören insanlar ülkemizin gelişmesine büyük katkı sağlıyorlar. Diğer taraftan sizden sayıca çok daha fazla bir kesim de gencecik beyinleri uyuşturmakla meşgul. İşiniz çok zor, kalbimiz sizlerle. Ülke adına tüm çabalarınız için sonsuz teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Mr. Kaplan, 35 yıllık ömrümün 15 - 30 yaş arası 15 yılını falan inatla "Ben öğretmen olmayacağım" diyerek geçirip sonunda öğretmen olduğumu anlatmıştım daha önce. Bu bakımdan çok idealist ya da çok ideal bir öğretmen sayılmam :D Yukarıda anlattıklarımı yapmadan yani çocuklara dünyadan, doğrudan, adaletten, başka kültürlerden bahsetmedin; ayrımcılığın ve bağnazlığın saçmalıktan başka bir şey olmadığını anlatmadan duramadığım için anlatıyorum aslında her şeyi. Yani öğretmenlikten öte insanlık görevimmiş gibi geliyor bunları yapmak. Bunların yanında tüm çabamla İngilizce'yi sevdirmeye ve isterlerse öğrenebileceklerini anlatmaya çalışıyorum ama maalesef bu konuda toplumun genelindeki "İngilizce zor" algısı yüzünden maça 1-0 yenik başlıyorum hep. Oysa hiçbir erkek öğrenci futbol zor, ben oynayamam demiyor. İnanın 10 öğrenciden en az 7sinin hayali futbolcu olmak. Kız öğrenciler de voleybolda çok iddialı, özellikle Hopa da durum böyle. Kendinden hevesli olan öğrencilerle çalışma fırsatı yüzünden beden eğitimi öğretmeni olmak isterdim yazdım anlayacağınız. Yoksa gönlüm hâlâ İngilizce'den yana :) Bu güzel sözleriniz için asıl ben teşekkür ederim.

      Sil
  9. Staj yaptığım yıllarda çocuklarla olmanın nasıl bir güzelliğe sahip olduğunu görmüştüm. Elbette, tövbeler olsun da diyor insan ama hangi iş, bu sözü söyletmeye ki. Bu sene meslek hayatına başlarım diye ümit ediyordum. Maalesef bu sene olmadı. (Neden iç döktüğümü bilmiyorum sayın öğretmen) size ve çocuklara güzellikler diliyorum.
    Biliyor musunuz, ortaokuldayken bütün ingilizce öğretmenlerinin mutlaka sarışın olması gerektiğine inanırdım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de ilk İngilizce öğretmenim sarışındı :) Hepimiz sarışın değiliz ama genelde bir marjinallik, bir farklılık oluyor İngilizcecilerde :)

      Umarım en kısa sürede başlarsınız meslek hayatınıza.

      Sil

Kısacık da olsa gitmek...

Gittim. Döndüm. Bugün kısacık bir doğa gezisi yaptık sonunda. Sonbaharın renklerini ucundan yakaladık. Gittiğimiz mekanın adı "Odun Ate...