Son günlerde farklı bloglarda hayatın anlamı, yaşamaya değip değmediği (Recep Altun), her şeyin boşunalığından (Klio'nun Şarkısı) bahsedilen yazılara rastladım. İsyankâr ergenlik/gençlik yıllarımda hayatın boşunalığı üzerine isyan dolu karamsar şiirler, yazılar yazmışlığım var :))) Ama şimdilerde çok farklı bakıyorum mevzuya.
Hayat kısa ve her anı çok değerli bence. Öyle ilahi bir amaç, hayatın ardına gizli kutsal bir mana falan aramak çok gereksiz. Geldik gidiyoruz işte. Burda olduğumuz süreyi en iyi şekilde değerlendirmeliyiz bence. Dolu dolu yaşamalı, mümkün olduğunca çok şey deneyimlemeliyiz. Doğanın, sanatın, güneşin, havanın, meyvenin, sebzenin tadını çıkarmalıyız. Her anımızı son anımız gibi düşünüp öyle yaşamalıyız. Nefes alırken, nefes alabildiğimizi, yaşadığımızı, Dünya üzerindeki zamanımızın hâlâ devam ettiğini fark edip gülümsemeliyiz.
Her anımı dolu dolu geçirmek için sevdiğim şeyleri elimden geldikçe çok yapmaya çalışıyorum. Geçen hafta bisiklet aldığımdan bahsetmiştim. Bisikletim henüz gelmedi ama ihtiyacım olan diğer malzeler bugün geldi. Ben de çocuklar gibi getirip yılbaşı ağacının altına dizdim :D
Kaskım, montum, kadro çantalarım, bisiklet pompası, branda, kilit... Hemen hemen her şey tamam. Bisiklet hariç :))) Umarım o da yarın gelecek. Hava cumaya kadar yağmurlu ama hafta sonu yağmur görünmüyor şimdilik. Yani endi bisikletimle ilk turumu bu hafta sonu yapabilirim :)
Ne için çalışıp çabalıyoruz? Yaşamak için, hayatımızı belirli standartlarda idame ettirmek için. Ama çoğu zaman tüm bunları yaparken gerçekten yaşamayı unutuyoruz. Unutmayalım. Yaşayalım!
Dünya fani, hadi sen de şımart kendini!
Merhabalar.
YanıtlaSilAslında çok doğru bir tespitte bulunmuşsunuz. Hayat bir kereliktir. Onu da öyle boş ve manasız şeylerle heba etmeyelim. Kaleminize sağlık.
Çok teşekkürler :) Sebebini ya da sonunu kesin olarak bilmediğimiz şeylere ya da değiştirme kudretimiz olmayan durumlara takılmak yerine bildiğimiz şeylere ve elimizden gelen şeylere odaklanmak daha faydalı olabilir. En azından elimizdeki zamanı mümkün oldukça keyifli geçirmeliyiz :)
SilYine felsefi bir konuya girmişsiniz Mrs. Kedi:) Hayatın anlamını sorgulamanın insan doğasının bir gereği olduğunu düşünüyorum. Ben bu konuda bir sonuca ulaşamadım ve bunun nafile bir çaba olduğuna inanıyorum. İnanç sahipleri hayatı bir imtihan olarak tanımlayıp kendilerince bir çıkış yolu bulmuş olabilirler. Hayatın anlamını çözemeyen biri olarak ben hayatın boşuna olup olmadığı üzerine bir şey söyleyecek durumda değilim. Toplumun koyduğu yasalar dışında yaşama dair diğer canlı türlerinin uymak zorunda olduğu doğal yasalar dışında biz insanlara özel bir kural varsa ben onu bilmiyorum.
YanıtlaSil"Hayat kısa, burada olduğumuz süreyi en iyi şekilde değerlendirmeliyiz." cümlesi bana bir zorunluluk çağrıştırıyor. Tamam, gönlümüzün istediğini gücümüz nispetinde yapalım ama bunu bir zorunluluk olarak görmemek gerekir belki. Bu konuda şu örneği vereyim. Spor yapıyorsunuz sözgelimi. Formunuzu korunak ve sağlıklı olmak için spor yapmak gereklidir. Bu örnek "hayatımızı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz" den farklı bence. Yani eğer spor yapmak sizin için sadece bir zevk, bir keyif ise, hayatınızı iyi bir şekilde değerlendirmiş olursunuz. Yok, bunun amacı zayıflamak, sağlıklı olmak vs. ise durum değişir.
Bisiklet sahibi olmanız sizi hayli sevindiriyor örneğin. Bunu siz yapmak zorunda olduğunuz bir iş olarak görmüyorsunuz. Sadece keyif almak için bu kararı vermişsiniz. Yani Mrs. Kedi, hayattan keyif almak güzel ama bunu bir mecburiyet olarak görmek bizi strese sokmaz mı? O zaman vay, bugün boşu boşuna geçti, bir günümüzü daha harcadık deyip üzülmez miyiz? Bence önümüze çıkan fırsatları değerlendirmek, sahip olamadıklarımıza da takılmamak lâzım. Anlatabildim mi bilemiyorum:)
Kesinlikle çok net anlattınız Mr. Kaplan ve haklısınız. "Öyle yapmıyorum yani zorunluluk olarak görmüyorum" demek isterdim ama şöyle bir düşününce keyif aldığım şeyleri yapamadığım günlerde aşırı mutsuz oluyorum. "İşte bak, ömrümden bir gün daha boşa gitti" diye üzülüyor, sinirleniyorum. Bunu yapmamak lazım kesinlikle. Bu yorumunuzu aklımda tutup bir dahaki "boşa giden günde" (?!) hatırlamaya ve hayata sinirlenmemeye çalışacağım. Çok teşekkürler, iyi ki varsınız :)
SilFuzulî'nin bir sözünü hatırlatmıştı babam "söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil". Öyle günler içinden geçiyoruz. Hissettiklerimi yazsam, zaten olumsuz havanın üstüne tuz biber, hissetmeliyim diye düşünüp kendimi zorladığımda da içim rahat değil, hiç umursamazmış gibi.. En iyisi susayım dedim..
YanıtlaSilAma bisiklete çok sevindiğimi de saklayamayacağım <3 Güle güle neşeyle sağlıkla kullan canım benim!
SilHer şey tepetaklak giderken kafamı çevirip sadece kendime odaklanmayı seçiyorum çünkü diğer yana baksam da elimden gelen hiçbir şey yok. Kendime bakıp kendimi mutlu edersem en azından enerjimi faydalı bir şey için harcamış olurum :) Zaten daha fazlası için gereken enerjim ve istek yok içimde. Bisiklete ben de çoooook sevindim :) Öyle yağmurlu bir havada geldi ki sırılsıklam oldum taşıyana dek ama değer :)
SilBende öyle yapıyorum, yazıp iyice kötüleşmek istemiyorum :(
SilGün nasıl gelmişse, onu kabul ediyorum hoşgelmiş diyorum ben de. :)
YanıtlaSilYani diyelim ki o gün başım ağırıyor ise, başım kendini hissettirmek istemiştir, biraz dur, şu bedenin seslerini, isteklerini bir dinle bakalım demiştir.
Benimki de daha farklı bir bakış açısı oldu ama kendimi hiç bir şekilde daraltmıyorum, ben beni memnun etmeye bakıyorum her ne şart olursa :)
Ben de seninkine ermek istiyorum Momentoscum :) Neyse o! Geleni kabullenmek, mevcudu kabullenmek en güzeli. Gelene hay hay, gidene bay bay demek lazım :)
SilAma dur acele etme :))) Ben de hemen ermedim bu hale.. yavaş yavaş olacak herşey. Ama şunu söylemem gerek sen yine de erken aydın çoğu şeye, bravo :) <3
Siloleey yılbaşı heyecanı iyidir :)
YanıtlaSilİyidir o zaman :)
SilUzun zamandır blogerdan uzaktım. Kendime bir ceza mı yoksa her şeye karşı duyduğum isteksizliğin bir sonucu mu bilemiyorum bu uzaklık. Sadece uzun bir zamandır ne hevesim ne de amacım var. Yaşımın gençliğinin verdiği tecrübesizlik belki. Belki bu genç hatta bundan daha genç, küçük, olduğum zamanlarda uzun yıllar boyunca yaşamak zorunda olduğumuz o acı dönem şu an beni böyle tükenmiş hissettiriyor bilmiyorum. Tüm dünyada yaşanan olumsuz durumlar da her insan gibi bana fazla gelmiş olabilir elbet. İşte böyle süren yaklaşık bir yıllık bir dönem geçirdim. Hala geçiriyorum da. Bir gün her şey oracıkta bitsin isterken bir an bir yazı görüp yeniden umutlanabileceğim günlerin geleceğini, bu ruh halimin de hayatın bir parçası olduğunu ve buna yenilmemem gerektiğini hissediyorum. Bir sonraki an bu dayanak yaptığım düşünce yıkılacak olsa da bir başka zaman yeni bir güçle bu düşünceleri inşa edebiliyorum. Bu sefer ki sizin yazınızdı. Uzunca bir zaman kendimi suçladım. Şu an ise umutsuz, isteksizim. Depresif yazılar yazmak isteyenlerden biri de bendim bloga. Ama her yazma fikri geldiğinde kendimi durdurdum. Çünkü bir sonraki an artık öyle hissetmediğimde günlüğüm dışında bir yerde böyle şeyler yazmış olduğumu görmek beni üzecek gibi geldi. Ne olursa olsun mutlu olamya çalışan bir insan olmak istiyorum. Şu an bunu başaramasam da. Belki yazınızla çok alakasız bir yorum oldu ama yine de yazmak istedim. Kusura bakmayın lütfen.
YanıtlaSilBöyle işte. Umarım herkes için gerçekten mutlu olduğu ve yaşadığı sürece keyif aldığı bir hayat olur. Düşüşler olsa da yeniden toparlanıp devam edecek gücü bulabildiğimiz bir hayat olur. :)
İyi ki yazdınız! Yazmak iyi gelir her zaman :) Blogum, kapım her zaman açık, istediğiniz zaman gelin yine yazın :) Benim o kadar çok depresif yazım var ki şu blogda... Yazarak iyileştiriyorum bazen kendimi. İyi olunca da yazıyorum ki sadece kötü günlerim alınmasın kayıt altına, iyi günlerim de geçsin kişisel tarihime. Bence siz de yazın blogunuza iyisiyle, kötüsüyle. Sonra dönüp bakınca her şeyin eninde sonunda geride kaldığını görüyor insan.
Silbu hafta yazan sevda ünlü yü okusana, o da çok komik yaa.
YanıtlaSilBakayım tabi
Silİlham veren yazılardan, o kadar haklısın ki. Bir yerimiz acıyınca direk yazıya koşuyoruz. Biraz da iyi şeylerden bahsetmek lazım...
YanıtlaSilEvet, iyi şeyler de oluyor demek lazım yola devam edebilmek için :)
SilOh, mis. Valla çok iyi yapmışsın, bu arada bisikletini şimdiden güle güle kullan, kazasız, belasız. (Ay ben binmesini bilmiyorum yaaa:( ) yılbaşı çamın çok hoş olmuş:) dincile görmesin:)))ay gördün di mi nasıl saldırdı siyah çarşaflı karı AVM'deki yılbaşı çamına...manyak. Özel hayatını deşsek kim bilir neleri çıkar. İşte o yüzden hayatın tadını çıkartmak, dolu dolu yaşamak filan demişsin ya onun için ben coğrafya kaderdir diyorum yani bizim gibi ülkelerde filan ben istesem de çıkartamıyorum:( 60'lı güzel yıllarda olsak bak yine olurdu...Norveç'te filan olsa belki...böyle içinde dinci olmayan ülke olacak ki, hayatı ben de dolu dolu yaşayayım. Mutlu, güzel ve Tayyip'siz seneler şimdiden♥♥♥
YanıtlaSilBiz Noel değil, yeni yıl kutluyoruz. Bir kesim insan daha neye karşı çıktıklarını bilmiyor. Aklı başında kimsenin bir çam ağacına takılacağını sanmıyorum. Önemli olan niyet. Bence bir çocuğun o ağaç ve altındaki hediyelere karşılık mutluluğu dünyadaki çoğu şeyden daha güzel, çoğu sözümona ibadetten daha kıymetli. Herkes kendi inancından ve seçimlerinden mesul. Ben kendi hayatıma bakıyorum, herkes de öyle yapmalı ve hoşgörü hüküm sürmeli ideal bir dünyada.
SilSana da mutlu seneler şimdiden :)