*Anime: Bir tür Japon çizim sanatının (manga), dizi ya da film uyarlamalarına "anime" denilir. Örnek vermem gerekirse eskiden televizyonda yayınlanan Ay Savaşçıları, Kaptan Tsubasa, Pokemon, Dragon Ball birer animedir.
Sailor Moon (Ay Savaşçısı)
Duygu Emanet'in anime karakterleri için yazdığı "Bir Karakter Mevzusu" serisini görünce benim de anime yazasım geldi. Duygu'nun Top 10 Anime listesine yaptığım yorumdan yola çıkarak şöyle bir liste oluşturdum ama sıralama karışık. Çünkü seçemiyorum hangisini daha çok sevdiğimi :)
- Bleach
- Black Butler: Sebastian,
- Fairy Tale,
- Death Note (ama zıvanadan çıkmadan önceki bölümler),
- Hunter x Hunter,
- Sword Art Online
- Black Clover
- Devil May Cry
- Full Metal Alchemist
Şimdilik aklıma gelenler böyle ama eminim düşünsem başka animeler de eklerim listeye.
Daha önce yazdığım anime yazılarını da şöyle bırakayım :)
Benzer şeyleri sevmemiz hoşuma gitti. :)) Senin liste hep shounen' den oluşuyor sanırım. Black Clover, HunterxHunter ve Devil May Cry' ı izlemedim. Yazdıkların içinde en sevdiğim Death Note ve Bleach. :) Naruto izlemedin galiba, yoksa muhakkak listede olurdu. :)) Beni andığın için de teşekkür ederim. :)
YanıtlaSilÇok yakın bir arkadaşım, Volkan izliyordu Naruto'yu, ben de onunla arada denk gelince izledim ama tamamını baştan sonra izlemedim. O yüzden yazmadım listeye. Ben genelde macera ve komedi bir arada olanları seviyorum ama komedinin kesinlikle tadında kalması, saçma sapan olmaması gerekli :) Bu arada One piece'e ben de başladım ama senin de dediğin gibi çizimleri hoşuma gitmedi. One-punch man'i de izlemeyi istiyorum ama nedense bir türlü içimden gelip başlayamadım. Eşim yemek animesi, basketbol animesi, okul animesi falan da izliyor ama hep aynı konu, aynı mekanlar beni sıkıyor animede, ben macera peşinde ordan oraya giden karakterleri seviyorum genelde :) "Oturup çizgi filmi mi izliyorsun bu yaşta?" algısı bir kırılsa, bence herkesin seveceği bir anime türü mutlaka vardır :)
SilOne punch man' i iki bölüm izledim. Aksiyon bol ama karakterler biraz yüzeysel gelince bıraktım, belki sonrası daha güzeldir bilemiyorum. :)
SilSon dediklerine katılıyorum animeleri sadece maceradan oluşan basit konulu, yüzeysel karakterli yapımlar sandıkları için mesafeliler. :) Yıllar önce bir akrabama çok sinirlenmiştim. Sırf facebookta bir iki anime replikleri üzerine video paylaştım diye halamı arayıp kaç yaşına geldi çocuk gibi ne paylaşıyor öyle, büyümemiş mi hala diye laflar etmiş. Gel de bu insanlara laf anlat. Saçma sapan dizi ve filmleri, kadın programlarını izliyorlar diye tek bir kitap bile okumayan bu insanlar kendilerini olgun ve zeka küpü sanıyorlar.
Benim okumuş etmiş arkadaşlarım da aynı şekilde bakıyor. Bu yaşta izlenir mi, çocuk işi... İlgi alanlarına girmemesini anlıyorum ama olumsuz yorumları anlayamıyorum. Ben de korku filmi sevmiyorum ama izleyenler hakkında olumsuz yorum asla yapmıyorum. Amaaaan insanoğlu işte, her şey mümkün! Çok da takmamak gerek.
Silbleach ile sailor moon benim için, eskilerden. ikisini de yeniden izlemeye başladım bugünlerdeee :)
YanıtlaSilBen de durup durup başlıyorum Bleach'te :))
SilFull Metal Alchemist ve Death Note'u izledim. İkisini de severim. Orhun devamlı anime öneriyor ama her şeye hemen sıra gelmiyor ki:)
YanıtlaSilOrhun??? Ben onu kaçırdım galiba, blog linkini paylaşabilir misin?
Silklio nun oğlu, ayolcum :) sinema ile ilgileniyor, nolan ile çalışmıştı :)
SilHımmmm ok o zaman, süpermiş! Açıklama için teşekkürler :)
SilOturup çizgi filmi mi izliyorsunuz bu yaşta?:))) Böyle demiyorum da doğrusunu söylemek gerekirse bu anime tutkusunu hayretler içinde izliyorum. Eskiden birkaç çizgi film vardı. Tabii önce Pembe Panter, hemen arkasından Tom & Jerry. Bu anime modası da bir süre sonra geçer gibi geliyor bana. İnanır mısınız, hiç ilgimi çekmiyor. Fakat karakterlerin mimiklerine varıncaya kadar gerçeğe yakın yapılmasının sanat olduğunu düşünüyorum. Son izlediğim (o da çocukları götürmüştük) Aslan Kral'dı:)) Bizim içimiz geçmiş, siz eğlenmeye bakın Mrs. Kedi:)
YanıtlaSilAslında şanslı mıyız yoksa tam tersi mi bilemiyorum Mr. Kaplan. Önümüzde sayısız seçenek var. İstediğimiz filme, istediğimiz kitaba, istediğimiz esere bir tıkla ulaşabiliyoruz ama böyle olunca da aldığımız haz, verdiğimiz kıymet azalıyor bence. Eskiden hevesle beklenen filmler, açık hava sinemaları, tiyatrolar, radyoda istek yapılan şarkılar, sevgiliye doldurulan karışık kasetler, yazılan mektuplar, okunan şiirler... Bence şimdi bir tıkla ulaştığımız her şeyden çok daha kıymetlilerdi. Anneannemler her hafta sinemaya giderlermiş zamanında, o eski Türk filmlerini hep sinemada izlemişler. Sonra matineler olurmuş, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Emel Sayın... Ben o zamanlarda yaşamak isterdim. Ama biz teknoloji çağına denk geldik, yapacak bir şey yok :) Bloglar, Podcastler, animeler, online buluşmalar... Devir değişiyor, her şey değişiyor, tabi ki animeler de bir gün nostaljik hatıralar olarak anılabilir :)
SilMerhabalar.
YanıtlaSilAnime tarzında çizilmiş dizi ya da filmleri ben de televizyon sayesinde tanımıştım. Ancak, ben pek anime tarzını sevemedim. İtalyan üçlüsü tarafından çizildiği söylenen Teksas, Tommiks, Kaptan Swing, Tex vs çizgi romanları ülkemizde ders kitaplarının arasına saklanarak ilgiyle okunurdu. Japonların anime tarzı çizgi romanlarının ilk neşriyat yılını bilmem ama, Japonların bu anime tarzı çizgi romanları da Teksas Tommiks gibi Türkiye'ye girebilirdi. Ama ben hiç karşılaşmadım.
Aslında ülkemizde birçok manga sever ve anime hayranı var. Halihazırda yazılı olarak ya da internet üzerinden takip ediyorlar manga ve animeleri ama sadece meraklısı olan bir grup tarafından biliniyor sanırım. Aslında bir alt kültür olarak baya da meraklısı ve takipçisi var Japon manga ve animlerinin. Ama tabi ki her zevke hitap etmiyor. Müzik türleri gibi de düşünebiliriz, kimi Rock sever, kimi pop... Animeler de biraz öyle işte.
SilYorumunuz için çok teşekkürler :)