Perşembe, Mart 17, 2022

Ağaç Ev Sohbetleri #134 ve Bazı Anılar



Bu haftanın konusu Deep'ten:

"21. Yüzyıl dünyaya neler getirdi?"

Neler getirmedi ki? Sanki yıllardır hayatımızdaymışçasına onlarsız yaşayamayacağımızı sandığımız bir çok teknolojik cihaz ve uygulama aslında 21. yüzyılın ürünü. Hatta okuyunca "Yok canım! Olur mu öyle şey?" diyeceksiniz ama isterseniz hepsini internetten kontrol edebilirsiniz.

  • Apple iPod MP3 çalar (2001)
  • Facebook (2004 - Harvard öğrencileri için - 2006 Dünyaya açılış)
  • Youtube (2005)
  • Spotify (2006)
  • Kindle, E-okuyucu (2007)
  • Apple iPhone Dokunmatik telefon (2007)
  • Apple iPad Dokunmatik tablet (2010)
  • Instagram (2010)
  • Whatsapp (2010)

Yukarıdaki yeniliklerin yanı sıra bir de Covid-19 derdini getirdi tabi ki 21. yüzyıl ama o konuya hiç girmek istemiyorum. 21. yüzyılda yaşanan önemli bilimsel gelişmelerin bir kısmına da şu linkten ulaşabilirsiniz.

Sıraladığım tüm teknolojik gelişmelerin sözüm ona hayatımızı kolaylaştırdığı ya da hayat kalitemizi arttırdığı söyleniyor. Buna her zaman %100 katılmıyorum çünkü teknoloji bir şeyleri kolaylaştırırken o şeylerin değerini de azalttı bence bir miktar. Sevgili Buraneros'un şu yazısında bahsettiği duyguları yaşamak artık neredeyse imkansız maalesef. Çünkü artık kimse mektup yazmıyor birbirine. Sevgili Buraneros'un yazısına yazdığım yorumu buraya taşımak istiyorum:

"Ya sanırım ben bu teknolojinin bazı nimetlerini(?) pek de sevmiyorum. Mesela şimdi elimizde telefonlar çat görüntülü arıyoruz, pat mesaj yazıyoruz. Sevdiklerimizi özleyecek, duygularımızı besleyecek fırsat olmuyor. Nasılsa olsa her istediğimizde elimizin altında konuşma imkânımız. Eskiden mektuplaşılırdı. Mektup yerine ulaştı mı, cevap yazıldı mı acaba ne zaman gelecek cevap diye meraklanırdık. Hep bir heyecan, bir bekleyiş vardı. Mektup bekler gibi sevdiğimiz şarkıları da beklerdik radyoda çalsın diye. Radyodan istek yapmak diye bir şey vardı mesela. Radyo dinlerken şarkı falı tutardık, sıradaki şarkı benim olsun diye. Karışık kaset doldurmak, radyodan kasete şarkı çekmek... Sevdiğimiz şeylere ulaşmak için çaba harcardık ve daha kıymetliydi çaba harcadığımız her şey. Şimdi her şey parmaklarımızın ucunda, istediğimiz an emrimize amade her şey ama eski tat yok sanki.  Mektup arkadaşlığının tadı da bambaşkaydı. Üniversitenin ilk yılında o zamanki sevgilimle mektuplaşıyorduk. O kadar heyecanla bekliyordum ki anlatamam. Mektubu elimi alıp okumak nasıl muhteşemdi :) İlk mektupta Ümit Yaşar Oğuzcan'ın "Esmer" şiirini yazmıştı sevgilim ve ben şiirin bir kısmını bugün bile hatırlıyorum."

O heyecanı hatırlattığı için Sevgili Buraneros'a tekrar teşekkürler :)

Mektubu yazan unutulmayı sonuna dek hak ediyor. Şiirse, mektubu yazanın değersizliğine rağmen unutulmayacak kadar güzel.


ESMER

Şarkılardan çıkıp geldi bir esmer ansızın
Koyu renk gözleri çıldırasıya hüzünlü
Bir esmer geldi pencerelerden kapılardan
Bir esmer geldi kokularla, baygın
Dökülmüş bir kadeh gibi
Kopmuş bir gerdanlık gibi
Bir esmer geldi darmadağın

Bir esmer geldi diyorum size
Tüy tüy
Işıl ışıl
Kapkara saçları alnına düşmüş
Öylesine öpülesi dudakları
Öylesine alımlı
Öylesine aşka çağıran
Şarkılardan masallardan romanlardan
Beste beste
Satır satır
Bir esmer geldi duman duman


Esmeri hüzzam makamında seviyorum
Bir kemanın telleri inliyor içimde
Bir kadın ud calip şarkı söylüyor
Sevdalı sesiyle çok dokunaklı
Esmerle göz göze geliyoruz
Ben ürpertiler içinde tutkun, ışımış
Oysa korkulu düşler içinde ağlamaklı

Bir sigara yakıyorum
Parmaklarımı yakıyorum
Al sana iste gördün mü
Mazot döküp denizlerini de yakıyorum İstanbul'un
Demek ki ben kundakçının biriyim diyorum
Esmerde bir telaş bir heyecan
Onun bu haline bitiyorum

Şimdi hep gölgedeyim gölgede
Bir esmer gölgede
Ellerimizle gözlerimizle hüzzam yaşamaktayız
Sırtımızda kamçılar şaklıyor vahşi, doru
Bir alanda şimdi onunla dört nalayız

Er geç tamamlayacağız birbirimizi
Bir yerde bir bütün olacağız
Umulmadık sonların özlemi içimizde
Ve o bir yerimizde
Burgu burgu sancısı özlemlerin
Derinlerde ta derinlerde
Er geç bir bütün olacağız


Daha güzelleşecek dizleri esmerin
Saçları daha bi kara olacak
Daha bir güzel
Daha bir hüzzam
Gitgide aydınlanacak güçlenecek
Gözlerinde pırıltısı pırlantaların
Dudaklarında şarkıların en güzeli
Bir gün geldiği gibi esmer
Şarkılarla gidecek


- Ümit Yaşar Oğuzcan

10 yorum:

  1. :) olsun şimdi de güzel her şey, değişiyor tabii her şey, mektup değil mesaj var artık, mesajla tanışıp mesajla bitiyor aşklar. belki çocukluğumuzu filan özlüyoruz ama hayat böyle devam ediyor işte :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değişim kaçınılmaz da keşke "insanlık" da aynı hızla değişip gelişse. Hâlâ tarih öncesi çağlardan kalma mağara insanları gibi kavga, gürültü, savaş...

      Sil
  2. Size tamamen katılıyorum Mrs. Kedi. Verdiğiniz linklerin hepsine baktım. 2021 yılı bilimsel gelişmeler bir insan olarak gurur verici ancak sizin de belirttiğiniz gibi hangi amaçlara hizmet edeceği ve bu hizmetlerden öncelikle kimlerin yararlanacağı önemli. Diğer gezegenlerde bizimkine benzer ya da benzemeyen bir yaşam olduğunu düşünüyorum. Onlarla karşılaşmamız durumunda nasıl bir tepki vereceğiz kim bilir? Ben bu dünyadan umudumu çoktan kestim, belki dünya dışından biri gelip bize sevgi ve barış konusunda kılavuzluk eder.

    Ne sosyal medya ne e-mail mektubun yerini tutar. Belki onların hızıyla yarışamaz ama haber beklemenin heyecanı da başka oluyor tabii. Ne gelirse başımızda hızlı yaşamaktan geliyor ve o hız pek çok güzelliği görmemize engel oluyor.

    Sevgili Buraneros'un yazılarını okudum. Bu arkadaşın kullandığı üslûp ve gözlem yeteneği müthiş. Kaçırdığım yazıları için kendime kızıyorum. Yine siz vesile oldunuz da Kars macerasını büyük bir lezzetle okuma imkânı buldum. Hem size hem de Buraneros'a sonsuz teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Mr. Kaplan :) Blog dünyasında hiç yüz yüze görmediğim (canım Ceren'imi gördüm sadece) ama yazılarını her gün merakla bekleyip her seferinde heyecanla okuduğum çok sevdiğim dostlarım var. Yazmak, okumak, yorumlarda karşılıklı sohbet etmek o kadar güzel ki! Şimdi yazarken fark ettiğim üzere biz de bir nevi mektuplaşıyoruz sanki blog sayfalarımızda :)

      Sil
  3. Teknolojinin bazı nimetlerini bende gerçekten çok sevemiyorum. Mesela biz eskiden kızkardeşimle oturur müzik kanallarını izlerdik, beklerdik istediğimiz şarkı çıksın. :) Şimdi müzik bile çok dinlemiyorum çünkü hepsine anında ulaşabilmek sanırım açıp idinleme isteği yaratmıyor.
    Ailecek televizyonda Yedi Numara izlerdik mesela. Şimdi babam dışında kimse televizyon da izlemiyor, reklamlara katlanamadığımız için izleyeceğimiz birşey varsa sonra netten izliyoruz.
    Bilemedim, bazı yönlerden iyi ama bazı yönlerden de sanki pek çok şey kaybettik gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak bu dediklerini kastediyorum ben de. Eskiden zor ulaştığımız şeyler için fırsat kollar, o anları paylaşmak için çaba harcar, bir araya gelirdik sevdiklerimizle. Şimdi her şey elimizin altında ama bir araya gelmek yerine giderek uzaklaşıyoruz sanki birbirimizden ve aldığımız zevk azalıyor eskiye nazaran.

      Sil
  4. Blogger alemi için hep biz bir imece yapıyoruz diyen imecesever Buraneros ne kadar mutlu şu an. Hem Sana hem Sevgili Kaystros Tyrh'ya, hem rica ederim der hem de çok teşekkür eder:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukarıda Mr. Kaplan'a yazarken fark ettim ki aslında biz de bir nevi mektuplaşıyoruz blog sayfalarımızda Sevgili Buraneros :) Çok da güzel yapıyoruz :)

      Sil
  5. Düşüncelerimiz çok benzer. Zaten fikirlerimi ben de paylaştım. Daha sade bir hayatı tercih ederdim ben. Teknoloji daha işimizi kolaylaştırsa da mektup olayı daha özel geliyor bana da mesela. Linklere göz attım. Harbiden daha bilmediğim bir sürü şey olmuş. İyi kötü değişip gidiyor hayat. Bakalım ne kadar değişecek daha, en azından biz yaşarken...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az önce okudum yazını ve harfiyen katılıyorum. Yorumlarda karşılıklı sohbet edince hafiften mektuplaşıyormuş hissi oluyor, seviyorum :)

      Sil

Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...

Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...