Bu haftanın konusu Deep'ten gelmiş:
“Size, ailenize, akrabalarınıza özel davranışlar, sözler, espriler, aktiviteler var mı? Aile içi gelenekleşmiş hareketler?”
Ben çok küçük bir çocukken annemle babam kavga edip ayrılınca onlar barışana dek büyükannem ve Osman dedemin evinde yaşardık. Aslında annemin teyzesi ve eniştesiydiler ama anneannem işçi olarak Almanya'ya gidince annemi ve dayımı onlar büyütmüşler. Osman dedem her gün evden çıkarken içeri seslenir: "Makbule, ben çıkıyorum. Akşama bir şey lazım mı?" diye sorardı. Akşam yemeklerini hep beraber yer, büyükanneme eline sağlık derdik. Osman dedem de eline sağlık derdi ama her akşam illa ki bir kusur bulurdu yemeğe: "Tuzunu biraz fazla koymuşsunuz Makbule", "Salçası sanki az olmuş Makbule", "Sulu olmuş Makbule", "Kuru olmuş Makbule"... Her akşam acaba bu kez ne diyecek Osman dedem diye bekler ve gülerdik. Büyükannem arada sitem eder: "Bir kere de her şeyi tam olmuş Makbule, deyiversen ya Osman" derdi. Yıllar sonra o atışmaları hatırlayınca bunun, onların arasındaki tatlı bir sevgi atışması olduğunu fark etmiştim. Ama dedem o kadar ciddi yapardı ki o tek cümlelik eleştirisini, o zamanlar asla anlamazdım aslında büyükanneme takılıyor olduğunu :)
Bizim evde şakalaşmalar genelde isimlerimize bağlı ironi üzerine kurulu. Mesela benim adım Rüya Kara (kızlık soyadım) ama tüm ailede lakabım "Kara Kabus" :D Annem arada "Kabus gibi çöktün oğlumun hayatına" diyor :))) Öz babam beni bebekliğimden beri "Kara yılanım" diye seviyor. Babamın sülaledeki lakabı "Deli Mustafa" ki bence sonuna dek hak ediyor. Ailecek bir garibiz :)))
Evrim'in ismi üzerinden yaptığımız esprileri çeşitlendirmek daha kolay :D
- O kadar rahat, o kadar yavaş ki insanlık onu beklerken "Evrim" geçirebilir.
- Adı Evrim ama daha süreci tamamlanmamış galiba :)))
- Sen "Evrim" sürecini tam anlayamadın galiba, yarıda bırakmamak lazım :)))
- İsminin hakkını veriyorsun cidden!
Tabi ki bu cümlelerin hepsi aramızda yaptığımız espriler, gülüp geçtiğimiz şeyler :)
Benim Evrim'e en çok yaptığım espri:
- Aaaa aşkım alnına ne olmuş?
- He Rüya, he Rüya...
Evrim'le 4-5 aydır çıkıyorduk ve parkta pikniğe gitmiştik. Evrim dizime yattı ve ben de elimi yüzünde gezdirirken birden bastım çığlığı: "Aşkım alnına ne oldu senin böyle? Bir yere mi çarptın? Niye söylemedin?" Evrim bana uzun uzun baktı: "Rüya, ciddi değilsin di mi? Benim alnım böyle, çıkık. Normal halim bu yani!" dedi. Vallahi ciddiydim :))))) Alnının o kadar çıkık ve kemikli olduğunu daha önce fark etmemiştim :))))) 16 yıl geçti ama ben her defasında çok gülüyorum :)))) Hatta şu an yazarken de baya baya güldüm :))))
Arya için de benzer espri anlayışımızı sürdürüyoruz. Babaannesi, Arya'yı prensesim benim diye seviyor; ben "Sonuçta Xena da prenses" diyorum :))
Aaaa neredeyse en çok güldüğümüz mevzuyu unutuyordum. Annemin dışarıda yemek yemekle ilgili bir takıntısı var. Nereye gitsek "tost" yemek istiyor, ilk iş "Tost var mı?" diye soruyor. Ya da dışarıda karnımız acıksa direk "Tost yiyelim" diyor. Tabi ki Evrim'le ben bu fırsatı hiç kaçırmıyoruz. Annem ne zaman bir şey anlatsa ve "Babanla dışarı çıktık" dese ya da bir şey anlatırken "Sonra karnımız acıktı, biz de..." dese "Tost yediniz di mi?" diye atlıyoruz kadının lafının ortasına ve basıyoruz kahkahayı :)))) Yıllar önce bir defasında o kadar sinirlendi ki baya kavga çıktı evde, annem ağzına geleni saydı döktü. Ama bu bizi durdurdu mu? Tabi ki hayır :))) Yine her fırsatta yapıyoruz ve delice gülüyoruz Evrim'le :D
Yazmaya ilk başladığımda aklıma pek bir şey gelmemişti ama yazdıkça açılıyorum sanki :P
Son olarak aklıma gelen bize özgü bir şey de Yaz ve Kış sorusu. Büyükannemin anlattığı bir masal vardı: Yaz ile Kış'ın masalı. Masalın bir yerinde 2 farklı yaşlı kadına farklı zamanlarda aynı soru soruluyor: "Yaz'ı mı seversin, Kış'ı mı? İyi kalpli ve fakir olan kadın, "Yaz'ı da severim, Kış'ı da" derken; zengin ama kötü kalpli kadın, "Yaz'ı da sevmem, Kış'ı da sevmem. Biri yakar, bir dondurur. İkisinin de canı cehenneme!" diyor. Ben de zaman zaman bu soruyu kullanıyorum insanları tanımak için. Çok zararsız gibi duran ama bakış açımızı ve sevme kapasitemizi gösteren bir soru aslında.
Bu haftanın sorusunu düşününce aklıma gelenler böyleydi. Ben yazarken çok keyif aldım, umarım siz de okurken alırsınız :)
Çok enteresan bir yazı,teşekkürler
YanıtlaSilHayat komple enteresan :) Ben teşekkür ederim yorumunuz için.
SilOsman Dede çok hoşmuş:) Evrim iyi ki sakin, epey üzerine gitmişsiniz adamcağızın:) Tost hikayesi de güzeldi. Benim kayınvalidem de tam tatlıcı. Bir tepsi baklava koysan önüne başını çevirene kadar bir şey bırakmaz. En büyük şansı şekeri olmaması, şeker hastası olsaydı hastalıktan değil tatlısızlıktan giderdi muhtemelen:)
YanıtlaSilOsman Dedem gerçekten çok hoştu :) Evrim o kadar sakin biri olmasa benimle hayatta yaşayamaz, beni çoktan boğardı :))) Ben de tatlıyı çok severim dicem ama ben genel olarak tüm yiyecekleri ayırt etmeksizin çok seviyorum :D
SilSana bişi diycem iyi dinle şimdi:
YanıtlaSilAnnesine karısıyla bir olup gülebilen erkek muhteşem bir şeydir, öp ve alnına koy, geniş çıkıntılı dar fark etmez :)))
Kesinlikle haklısın :))) Evrim her daim objektiftir. Kim haklıysa ondan yana olur, kime gülünecekse ona güler :))) Öyle biri annem, biri eşim diye kıvırmaz hiç, neyse o :)
Silhahaaaa en komik sohbet sendeydiiii :) kara rüya anneeeee :) bu yazın çok tuzlu ha haaaa :)
YanıtlaSilYazarken ben de çok güldüm :)))
SilHoş insanlarmış, benimki de yemeğe hep bir kulp takar, "yemekteyiz programında değiliz," derim. :)
YanıtlaSilAlın mevzusu ilginçmiş, yani yıllar sonra fark etmen. Benim üniversiteden bir arkadaşım vardı, bizim eve sık gelirdi. Evde saçım açık tabi, bir gün şaşırdı aniden. Ne oldu dedim. Senin saçınla kaşların farklı renkmiş ya kız, dedi. Ne olmuş öyleyse dedim. 😅 Farklı dediğine bakma kaşlarım biraz daha koyu, kahveye yakın o yüzden.
Yaz mı kış mı sorusuna sonbahar derim. :))
Yıllar sonra değil ama tanıştıktan bi' 4-5 ay sonra fark etmiştim :)) Düşünsene yıllar sonra fark etsem ne efsane olurdu :))))
Sil"Kabus gibi çöktün oğlumun hayatına" Bu iyiymiş...
YanıtlaSil:))))
Silkeyifle okudum, ne güzel yazmışsınız, yüzüme gülümsemeler doldu okurken. :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilAh güle güle öldüm :)))) Ne şenlikli bir aile yarabbim.. komşu olsaydık kesin kaynardım araya :)))))
YanıtlaSilKeşke komşu olsaydık :)
Sil
YanıtlaSilYemeklere bahane bulan her evde var herhalde. Tebessüm sebebi yazınızı okudum . Okurken bizimde birbirimize taktığımız ve damarına basmak için söylediğimiz isimler geldi. Yaz tatillerinde bir araya geldiğimizde hep yadederiz geçmemiş güzel geçmişimizi...
Çok güzeldi sizi okumak...
Çok teşekkürler :) Aile içinde birbirine takılmak, şakalaşmak çok eğlenceli :)
SilÇok keyif aldığımı beyan ederek çekiliyorum keza hâlâ gülüyorum ve daha çok da sanırım yazının duygusundan geçen mutluluk buna sebep:) Ne diyeyim, birlikte çok güzelsiniz:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Birlikte çok eğlendiğimiz oluyor gerçekten zaman zaman :) Yazmayı unutmuşum her haftasonu mutlaka Arya sandiviçi yapıyoruz, yatakta ya da koltukta Arya'yı aramıza alıp bir güzel sıkıştırıyoruz :) O kadar çok gülüyor ki o anlarda mutlu olmamak elde değil :)
SilNe kadar hoş bir aileniz varmış. Büyüklerin tatlı atışmaları da güzelmiş :D Kara kabus garip ama komik bir lakap olmuş. Annenizin cümlesine de çok güldüm :) Emeğinize sağlık :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Aile ilginç bir şey, eskilerin bir sözü vardır: "Atsan atamazsın, satsan saramazsın" :)))
SilKara Kâbus güzelmiş, çok güzel gülümseten bir yazıydı:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilHahaha ailece çok tatlısınız :)
YanıtlaSilSorma 😅 tadından yenmeyiz ailecek 😂
SilÇok teşekkürler 🥰❤️
:) Okurken çok güldüm, hele de en çok "Alnına ne olmuş" kısmına. :D Not: Ben kışı severim.
YanıtlaSilBen 16 sene sonra bile hâlâ gülüyorum :)))
Sil