Salı, Mart 29, 2022
Ne Kadar İyi Geldiğini Unuttuğumuz Şeylere Geri Dönelim
Pazartesi, Mart 28, 2022
Yeniden
Uzun zaman sonra tekrar spora başladım. Son 3 yıldır kilomu kontrol etmekte zorlanıyorum. Eskiden kilom 62-64 aralığında gidip gelirken önce 64-66 sonra da 66-68 aralığına transfer olmuştum (Boyum 1.78 :) Spor yapsam dahi boğazımı tutamadığım için bir türlü 66'dan aşağı düşemiyordum. Ama şu yazımda bahsettiğim üzere en azından tokken kendimi tutayım gereksiz yere yememeyeyim mantığı ile biraz hafiflemeye başlamıştım. Üstüne bir de ağır hasta olup yatağa düşünce 3 yıl sonra tartıda yeniden 64'ü görebildim :D Tabi bu fırsatı kaçırmayayım spora da başlayayım dedim. Amacım biraz incelmek, biraz kas yapmak, en azında %25 olan yağ oranımı daha makul seviyelere çekmek :D
Yan binanın altında güzel bir spor salonu var. Dün gidip bir ön araştırma yapmıştım, bugün de gidip kaydoldum ve hemen başladım. Gün ya da saat sınırı yok, istediğim zaman gidebiliyorum ve 3 aylık kampanyalı fiyat 750 TL ki aylık 250 TL gayet makul geldi bana zira bugün bir markete girince 250-300 TL'den aşağı çıkamıyoruz zaten.
Bugün koşu bandında 20 dk, bisiklette 15 dk ve eliptikte 15 dk olmak üzere toplamda 50dk.lık bir çalışma yaptım. 2 gün daha böyle olacakmış, sonra 1,5 hafta hoca eşliğinde çalışacağım. Toplamda 2 haftanın sonunda bana bir program oluşturacaklar ve onu takip ederek kendim çalışmaya devam edecekmişim. Spor salonuna ait bir fitness uygulaması var, antrenman planı oraya yüklenecek.
Yağ yakımı ve kas oluşumu için beslenme çok önemli, kaslar için protein ağırlıklı beslenmek gerekiyor. Burada gönüllü olarak çalıştığım kültür sanat evinden tanıştığım diyetisyen bir arkadaşım var. Yarın ona gidip uygun bir beslenme planı almayı düşünüyorum. Gerçi beslenme konusuna çok yabancı değilim. Daha önce bu konuda kapsamlı araştırmalar yaptım; birkaç kez diyetisyen yardımı aldım. Yakın arkadaşlarım Şehnaz ve Oktay'la ortak sitemiz fitizbiz.com'da birçok yazım mevcut. Ama bu kez plaj sezonunu açmadan şu yağlardan kısa sürede ve kalıcı olarak kurtulup yerine kas kütlesi koymak istiyorum :D
Şimdilik durum böyle, gelişmeleri yine yazarım :)
Pazar, Mart 27, 2022
Mini Macera :)
Cumartesi, Mart 26, 2022
Muhteşem Bir Dans
- Yarım kg kadar pırasa (1 kilonun yeşil kısımlarını ayırıp pırasa tavası yaptım :)
- 1 pkt dondurulmuş ıspanak (siz isterseniz tazesini kullanabilirsiniz tabi ki :)
- 2 yumurta
- 1 pkt krema
- 2 su bardağı yulaf ezmesi
- 1 pkt. kabartma tozu
- 1 tatlı kşğ. tuz
- 1 çay kşğ. karabiber
- 1 çay kşğ. kırmızı pul biber
- 2-3 tutam susam
Cuma, Mart 25, 2022
Hayaller
Evde geçen 3 günün ardından bugün ilk kez evden çıktım ve arkadaşlarımla buluştum. Yaz için hep birlikte 1 gecesi çadırda olmak üzere 3 günlük Sinop tatili yapalım diye konuştuk :) Evrim'in izin tarihine göre net planlama yapacağız umarım.
Evrim'e plandan bahsedince yol yüzünden başta biraz ırın kırın etti ama sonradan ısındı fikre :) Akşamüstü çıktığımız yürüyüş dönüşünde ise beni çok şaşırtan cümleler kurdu: "Arabayı değiştirelim, yerden yüksek, büyükçe bagajı olan bir şey bakalım, pikap tarzı olabilir." Son 2-3 yıldır bunları söyleyen bendim ve Evrim hep karşı çıkıyordu. Şimdi birden kendi bu cümleleri kurunca biraz şok oldum ve nereden çıktı şimdi diye sordum. Tabi sonra hemen toparlanıp ben kaç yıldır diyorum dinlemiyorsun, şimdi ne değişti acaba? diyerek takıldım Evrim'e. O zaman kamp yapan bir aile değilmişiz ama artık kamp yapıyormuşuz, eşyalarımız sığmıyormuş, bagajda yer kalmamış. Bisikletlerimizi de koyacak uygun aksam yokmuş zaten arabada. Bunları duyunca ben 2.dalgayla bir daha şok oldum tabi :))) Kocama n'aptın, gerçek Evrim nerede diye adamın yakasına yapışasım gelmedi desem yalan olur :)))
Velhasıl kelam düne kadar uzak olan hayaller bugün yakın oldu sanırım :) Tabi uygun bir araç bulana kadar daha epey yol vardır önümüzde ama fikren uzlaşmamız bile büyük bir adım bence :)
Daha önce yazdığım hayallerin doğru zaman geldiğinde nasıl gerçek olduğu ile ilgili yazdığım 3 yazım var. Aradım ama bulamadım maalesef. Bilgisayarda bakıp bulursam link eklerim. İnanıyorum bu kez de yazılan hayaller gerçek olacak ve ihtiyacımız olan o aracı bulacağız :)
Yazımı geçen yazdan kalan şu foto ile bitirmek geldi içimden:
Olur da gözünüze bize uygun bir araç çarparsa haber ediverin lütfen :)
Salı, Mart 22, 2022
Ağaç Ev Sohbetleri #135
Yine yatak döşek hastayım :( Geçen ay da tam bu vakitler böyle hastaydım. Okul o kadar soğuk ki sürekli üşüyüp hasta oluyorum. Bu kez 3 gün evde yattıktan sonra dün inat - ya da salaklık - edip okula gittim ve bugün daha da kötüyüm. Sesim tamamen kısıldı. Az sonra doktora gideceğim. Saatin 8 olmasını beklerken bu haftaki Ağaç Ev sohbetine dahil olayım. Konu Deep'ten gelmiş:
"Ölmeden önce neleri yapmış olmak istersiniz?"
- Bu güne dek yazdıklarımı bir dosyada toplamak, hepsini elden geçirmek ve daha katmanlı yeni öyküler eklemek,
- Gitar çalmak - başlayıp başlayıp bırakmasam çoktan olurdu da işte - ,
- Dünyayı dolaşmak,
- Kuzey ışıklarını görmek,
- Motorsiklet kullanmak,
- Sörf yapmak,
- Tüplü dalış yapmak,
- Parasailing ve paragliding yapmak,
- İpli mağara tırmanışı yapmak,
- Devasa şelalelerden atlamak,
- Offroad araçlarla dağ tepe dolaşmak, bundan zevk alan yeni insanlarla tanışmak,
- Arabayla kıyıdan kıyıdan tüm sahilleri gezmek, en güzel koylarda çadır kurmak,
- İspanyolca'yı unutmadan önce İspanya'ya gidip bir süre orda yaşamak,
- Artistik patinaj yarışmalarını canlı canlı izlemek,
- Paten kaymayı öğrenmek,
- Curling oynamak,
- Dikiş dikmeyi öğrenmek, Arya'yla ikimize efil efil, renk renk elbiseler dikebilmek,
...
Şu an aklıma gelenler bu kadar ama kim bilir daha neler vardır zihnimin derinliklerinde, gönlümün köşelerinde :)
Hadi siz de yazın ki okuyup yeni hayaller seçelim kendimize :)
...
Update: Ses tellerim şişmiş; doktor 4 gün rapor ve konuşma yasağı verdi :( Hatta geçmezse pazartesi tekrar rapor verecekmiş. Evde kalmak neyse de konuşamamak kötü oldu. Evrim göbek atıyor, olsa kına da yakacak :))))
Pazar, Mart 20, 2022
Mizacımız ve Nihai Kimliğimiz
Bugünün asıl yazısı diğer blogumda ama oradaki bir cümleyi buraya taşımak istiyorum:
Doğuştan gelen mizacımız kim olduğumuzu belirlemede başrolü oynuyor. O temelin üzerine ailemizin ve okulun koydukları ile hayatın ilk yıllarında başımıza gelenler adım adım nihai kimliğimizi oluşturuyor.
İşte bu yüzden hayatın ilk seneleri çok önemli. "Görgülü kuşlar gördüğünü işler" derdi anneannem küçükler bir hata yaptığı zaman. O zamanlar tam anlamazdım ama anne-babaları eleştiriyormuş meğerse. Anne-baba olarak çocuklarımızın bizden ne gördüklerine, hareketlerimizden neler öğrendiklerine dikkat etmeliyiz. Aman onlar küçük ne anlayacaklar demek yapılabilecek en büyük hata. Unutmayalım ki onlar ortalama 2 yıl boyunca her duyduklarını kaydedip sonra da o kayıtları kullanarak konuşmaya başlayan canlılar. Aynı şekilde her hareketimizi kaydedip yarın önümüze koymaları da kaçınılmaz. Anne-baba olmak - aynı şekilde öğretmen olmak - çok ciddi bir mevzu ve büyük bir sorumluluk.
Bugün çocuklara verdiğimiz tepkiler yarın onlardan alacağımız tepkilerin kaynağı. Bunun farkına varıp mümkün oldukça bu bilinçle hareket edersek daha iyi ebeveynler olabiliriz. Benim gibi fevri biri için bunu uygulamak çok zordu ama Arya'nın ani tepkilerini birebir benden almış olmasını görmek beni çok üzüyordu. Bir süredir bu konuda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Benim tepkilerim düzeldikçe onunkiler de düzeliyor :) Henüz yolumuz var ama eskiye nazaran epey ilerleme kaydettik. Ne demişler: "Başlamak bitirmenin yarısıdır" :)
Perşembe, Mart 17, 2022
Ağaç Ev Sohbetleri #134 ve Bazı Anılar
Bu haftanın konusu Deep'ten:
"21. Yüzyıl dünyaya neler getirdi?"
Neler getirmedi ki? Sanki yıllardır hayatımızdaymışçasına onlarsız yaşayamayacağımızı sandığımız bir çok teknolojik cihaz ve uygulama aslında 21. yüzyılın ürünü. Hatta okuyunca "Yok canım! Olur mu öyle şey?" diyeceksiniz ama isterseniz hepsini internetten kontrol edebilirsiniz.
- Apple iPod MP3 çalar (2001)
- Facebook (2004 - Harvard öğrencileri için - 2006 Dünyaya açılış)
- Youtube (2005)
- Spotify (2006)
- Kindle, E-okuyucu (2007)
- Apple iPhone Dokunmatik telefon (2007)
- Apple iPad Dokunmatik tablet (2010)
- Instagram (2010)
- Whatsapp (2010)
Mektubu yazan unutulmayı sonuna dek hak ediyor. Şiirse, mektubu yazanın değersizliğine rağmen unutulmayacak kadar güzel.
ESMER
Şarkılardan çıkıp geldi bir esmer ansızın
Koyu renk gözleri çıldırasıya hüzünlü
Bir esmer geldi pencerelerden kapılardan
Bir esmer geldi kokularla, baygın
Dökülmüş bir kadeh gibi
Kopmuş bir gerdanlık gibi
Bir esmer geldi darmadağın
Bir esmer geldi diyorum size
Tüy tüy
Işıl ışıl
Kapkara saçları alnına düşmüş
Öylesine öpülesi dudakları
Öylesine alımlı
Öylesine aşka çağıran
Şarkılardan masallardan romanlardan
Beste beste
Satır satır
Bir esmer geldi duman duman
Esmeri hüzzam makamında seviyorum
Bir kemanın telleri inliyor içimde
Bir kadın ud calip şarkı söylüyor
Sevdalı sesiyle çok dokunaklı
Esmerle göz göze geliyoruz
Ben ürpertiler içinde tutkun, ışımış
Oysa korkulu düşler içinde ağlamaklı
Bir sigara yakıyorum
Parmaklarımı yakıyorum
Al sana iste gördün mü
Mazot döküp denizlerini de yakıyorum İstanbul'un
Demek ki ben kundakçının biriyim diyorum
Esmerde bir telaş bir heyecan
Onun bu haline bitiyorum
Şimdi hep gölgedeyim gölgede
Bir esmer gölgede
Ellerimizle gözlerimizle hüzzam yaşamaktayız
Sırtımızda kamçılar şaklıyor vahşi, doru
Bir alanda şimdi onunla dört nalayız
Er geç tamamlayacağız birbirimizi
Bir yerde bir bütün olacağız
Umulmadık sonların özlemi içimizde
Ve o bir yerimizde
Burgu burgu sancısı özlemlerin
Derinlerde ta derinlerde
Er geç bir bütün olacağız
Daha güzelleşecek dizleri esmerin
Saçları daha bi kara olacak
Daha bir güzel
Daha bir hüzzam
Gitgide aydınlanacak güçlenecek
Gözlerinde pırıltısı pırlantaların
Dudaklarında şarkıların en güzeli
Bir gün geldiği gibi esmer
Şarkılarla gidecek
- Ümit Yaşar Oğuzcan
Çarşamba, Mart 16, 2022
Hayatı Paylaşmak
Hayat paylaşınca güzel. Mutlulukları, hüzünleri, hayalleri, yenilgileri, başarıları...
Sadece yaşamak yetmiyor insana, paylaşmak da istiyor insan. Evrim'le 16 yıldır paylaşıyoruz hayatı. Defalarca kez ağladım göğsünde, defalarca kez güldüm kahkahalarla yanında. Günümü anlattım, gününü dinledim; rüyalarımı anlattım, izlediği -hiç ilgimi çekmeyen- dizileri/filmleri dinledim. Sonra bir şeyler oldu ve biz anlatmaktan vazgeçtik. Anlatacak bir şey kalmamıştı belki de. Başkalarına anlattık bir süre, başkalarını dinledik. Ben boş vakitlerimi arkadaşlarımla doldurdum, o da bilgisayarı ve oyunlarıyla. Zaman akıp gitti. Tam da böyle olması gerekiyordu sanırım. Konuşmayı özledik, paylaşmayı özledik, anlatılacaklar biriktirdik. Değiştik, büyüdük. Şimdi yeniden paylaşıyoruz.
Evrim gün içinde izlediği kısa, komik, ilginç videoları atıyor, ben de bloglarda okuduğum ilginç şeyleri anlatıyorum ona. Ben gün batımlarını çok sevdiğim için Evrim evdeyse birlikte izliyoruz, değilse birbirimize fotoğraf atıyoruz. Evrim bir şeyler izlemeyi çok sevdiği için birlikte dizi ya da film izliyoruz. Her fırsatta sohbet ediyoruz. İşten güçten pek konuşmamaya çalışıyoruz çünkü ikimizin yöntemleri çok farklı, bakış açılarımız ve aynı durumlara vereceğimiz tepkiler taban tabana zıt. İş konuşursak illa ki tartışıyoruz :))) Gerek yok :D
Bugün birlikte kahvaltıya gittik Evrim'le. Hafta ortasını hafta sonuna çevirdik, uzuuuuun uzuuuun kahvaltı yaptık :) Sonra buz gibi havada birbirimize iyice sokulup koşarak eve geldik. Tüm gün battaniye altında dizi izledik, Designated Survivor. Karşılıklı çay içip tatlı yedik :) Sonra Arya gelince ben onunla kız tavlası oynayıp yemek hazırladım, Evrim de kendi odasına çekilip bilgisayarıyla hasret giderdi :))) Az sonra Arya ile satranç oynayacaklar. Ben de duş alıp keyfime bakacağım :)
Güzel bir gündü :) Full ders ve nöbet günü öncesi enerji ve mutluluk depolamış oldum :)
Pazar, Mart 13, 2022
Son 3 yıl ve 13 Mart
Cuma, Mart 11, 2022
Şaşırtıcı ama Gerçek
Son bir hafta on gündür acıkmadan bi'şey yememeye ve tatlı tüketmemeye dikkat ediyorum çünkü sivilcelerimi kurutmak için kullandığım ilaç yüzünden değerlerim yükselmiş; doktor beslenmeme dikkat etmem gerektiğini söyledi. Hâl böyle olunca sağlıklı şeyler yemeye ve az yemeye özen gösteriyorum. Şaşırtıcı ama pek de zorlanmıyorum :)
Spor ve diet yapmadığım hâlde sadece azıcık dikkat ederek kısa sürede 66.7'den 65'e düştüm. Bu arada fark ettim ki ben hep stresten, sinirden, sıkıntıdan acıkıyormuşum. Çünkü şu an çok daha az yiyerek çok daha az acıkıyorum. Aklıma kolay kolay yiyecek, abur cubur, tatlı gelmiyor. Gelse bile açlık hissetmediğim için ille de yemeliyim diye kıvranmıyorum.
Önceden sabah kahvaltı ettiğim halde öğle arasına kadar zor dayanıyordum. Karnımda kepçeyle kazı çalışması yapılıyordu sanki :))) Şimdi öğle arası bile tam acıkmış olmuyorum. Okuldan eve gelince yine acıkırdım, o da bitti. Akşam bile çok acıkmış olmuyorum artık.
Günde 5-6 kez - sonuncusu yatmadan hemen önce ve mümkünse tatlı olarak - bir şeyler yerken şimdi günde 3 kez yiyorum. Yediklerim de şöyle:
Sabah:
- 1 haşlanmış yumurta ya da tavada çırpılmış yumurta (omlet değil :)
- 1 muz
- Bir parça peynir
- 2 siyah zeytin
- 2 ceviz
- Ev yapımı çorba ya da ton balıklı salata
- Çorba ya da ev yemeği
- Çiğ kuruyemiş
- Hurma
- Yoğurt
Çarşamba, Mart 09, 2022
Bahar
Bugün "English Together" isimli mesleki eğitim semineri için Arya'nın okuluna gittim ve hazır gitmişken Arya'nın öğretmeniyle de görüştüm.
Öğretmeni, Arya'dan çok memnun olduğunu ve Arya'nın sınıfın en iyi 2 öğrencisinden biri olduğunu söyledi. "Birinciliği 2 arkadaş paylaşıyorlar" dedi :) O an ne kadar gurur duyduğumu anlatamam. Öğretmen, "Arya dersleri dışında davranışları ile de örnek bir öğrenci." deyince sevinçten havalara zıplamamak için zor tuttum kendimi :D Demek ki Evrim'le bu ebeveynlik işini iyi kotarıyoruz :)
Eğitim sonrası eve gelip bir uyumuşum off :D Uyanınca biraz blog alemine daldım. Canım Ceren'im 3Aylık Bahar Planı'nı paylaşmış blogunda ve bizlere de yapmamız için bazı egzersizler bırakmış. İlk egzersiz kim olduğumuz ve kim olmak istediğimize dair.
Ben Kimim?
1) Dışa dönük, sosyal biriyim.
2) İyi bir anneyim.
3) Aldığı sorumlulukları mutlaka yerine getiren biriyim.
Kim olmak isterdim?
1) Zor anlarda daha sakin kalıp mantığın sesini duyabilmek,
2) Kendi mutluluğumu baltalama huyumdan kurtulmak,
3) Kendimden daha az şüphe etmek, kendimi daha az suçlamak isterdim.
Bu üç isteğime ulaşırsam daha da derdim tasam kalmaz gibi geliyor nedense :))))
Canım Ceren bu egzersizin devamında bahar için planlarını da yazmış ama ben cesaret edemiyorum. Çünkü ben uzun vadede planlara uyamıyorum. Anlık olarak yapayım desem de iş zora girince çok stres oluyorum. Planı yapan ben, plana uyamayan ben, kendi yaptığım plana uyamadığım için stres olan yine ben :)))
Ocak sonu - Şubat başından itibaren hayatın bana sunduklarına odaklanıyorum. Öyle olsa, böyle olsa; şöyle yapsam... demiyorum. Sadece o gün, o an ne yapmam gerek, ne yapabilirim, ona bakıyorum. Yapılacaklar bitince kendime vakit ayırıp kitap okuyabilirsem ya da Evrim'le güzel bir film izleyebilirsek günü kârlı kapatmış hissediyorum :) Arya ile birlikte kitap okumak ya da kutu oynamak da günü kârlı hâle getiren favori aktivitelerimden oldu son zamanlarda.
Arya'nın büyümesi ile - daha doğrusu benim sonunda onun büyüdüğünü fark etmem ile - işler epey kolaylaştı. Kendime ait daha çok vaktim ve daha çok alanım var. Evrim de son zamanlarda daha planlı programlı hareket ediyor ve bir şekilde ailecek ya da başbaşa güzel zaman geçirebiliyoruz. E daha ne olsun zaten :D İşte bir de yukarıdaki 3 maddede gelişim kaydedersem oldu bu iş :D
Bahar güzellikler getirsin hepimize :)
Dipnot: Baharla ilgili şimdilik tek planım deniz sezonunu açmak :) Hedefim 23 Nisan, bakalım havalar izin verecek mi :D
Salı, Mart 08, 2022
Hikayenin İçinde Kal!
"Bazen hayatın nasıl olacağına dair kafanda kurduğun resmi bırakmalı ve
içinde olduğun hikayeden keyif almayı öğrenmelisin."
Pazartesi, Mart 07, 2022
Kaçamak
Her şey öyle güzeldi ve bize o kadar iyi geldi ki... 😍🥰❤️
Cumartesi günü Hopa'ya yarım saat mesafedeki Oce Köyü'ne kurulmuş olan DoğadaKal bungalovlarına kalmaya gittik. Evrim, 10. evlilik yıl dönümümüz için bir jest yapıp mini bir kaçamak planladı; bana da ilk kez hiçbir detayla boğuşmadan sadece tadını çıkarmak kaldı :D
O kadar güzel bir yerdi ki nasıl anlatsam eksik kalacak. Fotoğraflarla anlatmaya çalışayım :)
Biz bu gidişimizde 10. yıl şerefine en büyük bungalovlardan birinde kaldık ama bir dahaki gidişimizde daha ufak olanları da deneyeceğiz :D Kaldığımız bungalovun altından dere akıyor; bungalovun zeminin büyük kısmı cam ve dere görünüyor.
Cuma, Mart 04, 2022
Keyifliyim :)
Anne-kız karşılıklı kahvaltı yapıp "Hadi! Hadi!" demek zorunda kalmadan keyifle hazırlanmak ve geç kaldık telaşı yaşamadan okula gidebilmek o kadar güzel ki 😊
Bu keyfimin bir diğer sebebi Evrim'le yapacağımız 2 günlük küçük bir kaçamak olabilir tabi 🤩
Bugünün şarkısı böyle sabun köpüğü kıvamında ama bahar neşesi taşıyor yine de :)
Çarşamba, Mart 02, 2022
Hayatı Paylaşmak ve Köfteli Çorba
Salı, Mart 01, 2022
Öpüşme
2022'nin ikinci kitabı da bitti sonunda. "Öpüşme - Metafizikten Erotiğe", Adrian Blue tarafından yazılmış 240 sayfalık bir kitap. Kitabın ilk iki bölümü sıkıcı hatta yer yer rahatsız edici ama 3.bölümde işler biraz ilginçleşiyor. Bu bölümde yazar çok bilindik masallar üzerinden öpüşme temelinde toplumsal kadın ve erkek rollerini irdeliyor; Uyuyan Güzel'den Kurbağa Prens'e, Güzel ve Çirkin'den Eros ve Psyche aşkına bir sürü hikayeye değinerek toplumsal beklentilerden ve kadın-erkek arketiplerinden bahsediyor. Kitabın sevdiğim tek bölümü bu kısım oldu diyebilirim.
Yazar, biraz ilginç olan üçüncü bölümden sonra değişik kültürlerde/ülkelerde öpüşmenin selamlaşma olarak kullanım şekillerinden bahsediyor. Sonrasında ise kitap sinemadaki öpüşme sahnelerinin tasvir ve analiz edildiği bir çeşit tez yazısına dönüşüyor maalesef. Bir noktadan sonra sürekli tekrarlanan benzer sahneler bir süre sonra sıkıcı hâle geldiği için sayfalara şöyle bir göz gezdirerek geçtim hızlıca. Genel olarak yazarın uslubunu sevdiğimi söyleyemem; beklentimi karşılamakta hayli yetersiz kaldı.
Kitaptan birkaç alıntı paylaşmadan geçmeyeyim. Danimarkalı felsefeci Kierkegaard'ın "Diary of the Seducer" adlı eserinde geçen şu cümle bir öpüşün nelerle kıyaslanabileceğini düşündürtüyor insana:
"Beni, cennetin denizi öptüğü gibi sükûnetle, çiğin çiçeği öptüğü gibi yumuşak ve sessizce, denizin ayın yüzünü öptüğü gibi kutsalca öptü."
Aşkın kimyasal bir tepkime olduğunu ve geçiciliğini anlatan şu satırların da gerçeklik payı yadsınamaz bence:
"... evrimin bizi, çift oluşturmaya özendiren, doğuştan alışkanlık yapan kimyasal maddelerle donattığını ileri süren birden fazla insanbilimci var ama bu maddelerin ömrü 18 aydan 4 yıla kadar sürüyor. Boşanmaların çoğu dördüncü yıldan sonra gerçekleşiyor."
Daha önce başka bir yerlerde 4. ve 8. yılların ilişkilerdeki zor yıllar olduğunu okuduğumu hatırlıyorum. Yani bu bilgi ikinci kez çıkıyor karşıma. Aşkın beyin kimyasının değişmesine sebep olduğu ve bu etkinin ortalama 3 yıl olduğunu gösteren çeşitli araştırmalar mevcut. Kitabın kısa da olsa bu konuya değinmesi ilginçti.
Kitabın içinde yer yer sevdiğim bölümler, çeşitli eserlerden hoş alıntılar olmakla beraber anlatım genel olarak beklentimin altındaydı. Çevirinin az da olsa negatif bir etkisi olabilir diye düşündüm ama bence asıl sıkıntı konunun çok tek düze bir bakış açısıyla ortaya konmuş olması. Sonuç olarak okumasam da olurmuş dediğim bir kitabın bitmesine sevindim.
Gelsin yeni kitaplar :)
Hayat, sen bambaşka planlar yaparken başına gelenlermiş gerçekten...
Bu akşam bir elimde kitabım, bir elimde sıcak çikolata ile tam kendi kendime "Huzur bu işte" derken telefon çaldı ve kardeşim ağla...
-
Ay saçı burma Uzakta durma Gel ay sevgilim Boynunu burma Dağda duman yeri var Kaşta keman yeri var Yarim benden incinmiş ...
-
"Çok güçlüsün. Ben olsam onca şeye dayanamazdım." O kadar çok duydum ki bu cümleleri... Değilim! Dayanmamak gibi bi...
-
Bir önceki yazımda bahsetmiştim mutfak aşkıma geri döndüğümden. Epeydir uzak kalınca hamburger yapmak için düştüm netteki tariflerin peşine ...