Öncelikle herkese iyi bayramlar ❤️🍬❤️🍬❤️🍬❤️
Biz ailelerimizden ve akrabalarımızdan uzak olduğumuz için bayram telaşımız/heyecanımız fazla sürmüyor. Bugün kahvaltıya yakın arkadaşlarımıza gittik. Hopa'daki ailemiz sayılırlar. Çocuklarımızı beraber büyüttük, büyütüyoruz :) "Bayram kahvaltısı kalabalık aileyle yapılır, bize gelin" dediklerinde seve seve kabul ettim tabi ki :) Gerçekten çok keyifliydi.
Ben çocukken - muhtemelen bu satırları okuyanların çocukluğundaki gibi - sabah erkenden kalkılır, erkekler bayram namazına gider, onlar gelince kahvaltı yapılır, giyinilip bayramlaşılırdı. Büyükten küçüğe doğru el öpülür, ufaklıklara bayram harçlığı verilir ve bayram ziyaretlerine gidilirdi. Biz her bayram annem ve dayımla çıkıp en büyükten en küçüğe doğru değişmeyen bir sırayı takip ederek tüm akrabalarımızı ziyaret eder; her birinde onlarla özdeşleşmiş özel bayram tatlısını yer ve ananemin elini öpmek için bize gelecek misafirleri karşılamak için eve dönerdik.
Bizim sabah gittiğimiz akrabalarımızın yaşça anneannemden küçük olanları akşama doğru bize gelirlerdi. Ziyaretlerde yaşa dayalı bir hiyerarşi vardı yani :D
Bizde her Ramazan bayramında cevizli ev baklavası olurdu. Gittiğimiz evler içinde baklavadan sonra en çok Semiha yengemin kadayıflı muhallebisini severdim. Annemin favorisi ciciannemin baklavası olurken, dayım en çok Yaşar yengenin tulumba tatlısını ve kalburabastısını severdi :)
Bazen aynı akrabalarımızla gün içinde 2-3 yerde karşılaşır ve bu duruma birlikte gülerdik :)) İlk gün akraba ziyaretini bitirir, ikinci gün mahalle komşularımızı ziyaret ederdik. Bu ziyaretler içinde favorim ise Sultan teyzelerdi. O kadar sıcak, o kadar samimi o kadar huzurluydu ki evleri...
Arya'nın da böyle anıları olmasını çok istiyorum ama akrabalardan uzak bir şehirde bu zor. Yine de sabah giyinip bayramlaştık, Arya'ya harçlık verdik. Özlemlerde de kahvaltıdan önce bayramlaştık, çocuklara harçlıklar verildi. Kahvaltıdan sonra Arya, Ata ve Deniz Ada el ele tutuşup şeker toplamaya, pardon komşularla bayramlaşmaya çıktılar :)))
İyi bayramlar dilerim. :) Kendine ailemle bayram daha keyifli geçiyordu. Eskiden şehir dışında yaşarken hepimiz memlekete gider bsbaannemlerde toplanırdık ama çok fazla insan geldiği için bıkıyordum da çünkü tüm gün bulaşık yıkayıp tatlı vermekle geçiyordu. Gelenlerin çoğunu tanımazdım zaten oradan buradan herkes gelirdi. Fazlası bıktırıyor ne yalan söyleyim.:)
YanıtlaSilHer şeyin fazlası zarar :D
SilAz olsun, öz olsun :) İyi bayramlar :)
Çocuklardan her birinin ne güzel isimleri var:) Eskiden bu bayramın adı bildiğiniz üzere Şeker Bayramı idi:) Üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri yapardık. Ben de size biraz babaannemden bahsedeyim:) Bayramın birinci günü sabahtan hazırlanır ilk önce İzmir Kemalpaşa yollarına dökülür, sıkış tepiş minibüslerin içinde sıkıntılı bir yolculuktan sonra onunla dedemin ellerini öpmeye giderdik. Eğer ki şeytana uyar, bayramlaşma önceliğini onlardan esirgeme gafletine düşer, hele kazara bu seremoni ikinci güne kalması halinde suratlarını asarlardı. Biz çocuklar için pek hoşlanmazdık bu ziyaretten. Bir kere kendi açtığı yufkadan yaptığı cevizli baklava olmazsa olmazıydı bu ziyaretin. O zamanlar şerbetli tatlıları sevmediğim için bu hazırlığın pek anlamı yoktu benim için (Evlendikten sonra maalesef bu kötü alışkanlığı edindim) Hacıya gittikten sonra sofulukları iyice artmıştı. Ayaklarımızı toplayıp oturmaya kalksak müdahale eder, büyüklerin karşısında doğru oturun derdi. Bu oturuşun şekli onların ağzında "köpek oturuşu" ydu. Bazen dalıp babaanne, dede dediğimizde uyarı gecikmez, hacı babaanne, hacı dede deyip düzeltirlerdi. Su içmek için buzdolabını açmak yasaktı, her an bozulabilirdi çünkü. Merasimle eller öpüldükten sonra halleri vakitleri iyi olmasına rağmen onlardan harçlık beklemek tamamen hayaldi. Önceden hazırlanmış ve özenle üçgen şeklinde katlanmış çocuk mendillerinden verirlerdi sadece. Daha sonra sofraya oturulur, yemekten sonra dualar edilirdi. Halen dalgasına dilime pelesenk olmuş bir dua cümlesinin son kısmı vardı, ellerini tanrı katına biraz daha yükselterek, "yüce rabbim, olana da versin, olmayana da" derdi hacı babaannem!, hep birlikte üç kulhüvallah bir elham okur, amin derdik. Çocuk aklımla bu durumu bir türlü çözemezdim. Allah olmayana versin tabii, ama olana ne versin ki daha der, kızardım içimden. İnsanın gözü doymuyor, şimdi toprağın altında neyin olmasını bekliyor bilmiyorum:)
YanıtlaSilMr. Kaplan üzüldüm bu anlattıklarınıza. Babaanne ve dedeniz... Nasıl desem? Pek tatlı değillermiş. Benim dedem (babamın babası) de sizin anlattığınız gibi biriydi ama babamla arası bozuk olduğu için şanslıyım ki 1-2 bayram dışında görmüşlüğüm yok kendisini.
SilBen çıkmaz bir sokakta büyüdüm ve tüm komşularımızla çok samimiydik. Kocaman bir aile gibiydik. Bu yüzden çoğunlukla güzel anılarım var bayramlara ilgili. Ama gariptir ki birbirleri ile defalarca kez boşanıp evlenmiş olan anne-babamın bir arada olduğu bir tane bayram anım yok. Demek ki bayramlarda ayrıymışlar hep. Kavgalı olmadıkları zamanlarda babam ziyarete gelir, bizimle yemek yer ve giderdi. Hepsi o kadar :)
Bayram budur işte, tekrar iyi bayramlar...:) Çocukların şeker toplamaya çıkacak oldukları bölüm, onlar için ne büyük şans ki biz biribirimize tüyo verirdik sokakta karşılaşınca, hangi evin çikolata, hangi evin ne tür şeker ikram ettiği konusunda:) Artık büyük şehirlerde bu amaçla kapılar çalınmıyor malesef... Daha sıcak, nispeten küçük mahallerde devam ediyordur belki ama ne yazık ki artık o mahallere de rastlayamıyoruz buralarda... Çünkü hepsi artık apartmanlarla dolu. En çok Arya adına sevindim, biz gibi anıları oluyor işte, ne güzel:)
YanıtlaSilBazı dairelerde muhtemelen nasılsa çocuk falan gelmez diyerek haklı olarak şeker almamışlar bile Sevgili Buraneros. Ama şekerimiz yok, harçlık verelim demişler :D Sonuçta biraz şeker biraz harçlık ve çokça mutluluk ile geri geldi çocuklar :)
SilBayram diye bir şey kaldı mı inan artık bilemiyorum, hiç samimi gelmiyor bana nedense...
YanıtlaSilSamimiyet zor bulunan bir şey. Zoraki ilişkilerde bulunmuyor ama arada gönül bağı varsa samimiyet de bulunuyor :)
SilBüyükanne ve büyükbabalar toparlıyor gibiymiş sanki bayramlarda, çünkü bizde de onlara veda edince eksilen çok gelenek oldu. Kısmet olursa yani anneanne ya da babaanne olursam bayram ritüellerini yaptırıcam benimkilere:)) diye hayalleniyorum. Hala durur mesela anneannemin eşime hediye ettiği erkek mendilleri.Mutlaka alırdı damatlara mendil, çorap. Kocaman olsak da bizlere bayram harçlığı, tepsi tepsi tatlılar .Anılar anılar.
YanıtlaSilİyi bayramlar diliyorum, komşulara da.
Ah mendiller ve çoraplar... Ne güzeldi! Çok teşekkürler, size ve sevdiklerinize de iyi bayramlar :)
SilMutlu bayramlar. Biz de yurtdışında olduğumuz için pek bir şey anlamıyoruz. Çocuklar isteyince bayramlarda izin alabiliyor ama sınıflar büyüdükçe ders kaçırmak istemiyorlar 😊
YanıtlaSilYurtdışı olunca hepten zor bayramlaşma gibi gelenekleri devam ettirmek ama çekirdek aile olarak yapılır yine de :) Biz ramazanda oruç tutmuyoruz ama oruç tutan tanıdıklarımızı iftara davet ettik, onlar da bizi davet ettiler. Çocuklar en azından bir fikir sahibi oldular diye avuttuk kendimizi :) Bayram için de aynı mantıkla apartmanda şeker toplayıp bayram neşesinden nasiplendiler biraz :)
Silyazıda geçen tatlı isimleri şiir gibiydi :) bayramlaşma, şeker isteme turu da iyiymiş :)
YanıtlaSilTatlı mühim konu :D
SilÇok uzun zamandır bayram gezmesi, şeker toplayan çocuklar görmedim.. Ne güzel yapmışsınız, akrabalardan uzak ta olsanız çocuklara bu duyguyu yaşatarak:) Geçmiş bayramınız kutlu olsun:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Sizin de geçmiş bayramınız kutlu olsun :)
SilDevir öyle bir devir ki maalesef insan korkuyor da çocuğunu şeker toplamaya göndermeye... Küçük ve kontrollü bir apartman olduğu için gözümüz kulağımız kapıda gönderdik :)
Bu bayram bizde de tam bayram havası vardı. :)
YanıtlaSilSizin yazı da o havayı veriyor. Bayram bitmemiş gibi geldi okurken.
Çocuklar da eskiden bizim yaşadığımız gibi bayram heyecanı yaşasın istiyorum her bayram :)
Sil