Bugün bir arkadaşımla konuşurken şöyle bir cümle kurdu:
"Dozunda olunca güzel her şey."
O andan beri rahatsızlık hissediyorum içimde. "Dozunda" ne demek? Uygun doza kim karar verecek? Kime göre, neye göre dozunda? Senin için uygun doz ile benim için uygun doz aynı mı? Aynı olmak zorunda mı?
Toplumsal normlara ve toplumsal ahlâka karşı olmamın başlıca sebebi bu keyfi sınırlamalar işte. Kim karar veriyor bu iyi, şu kötü? Bunun dozajı böyle, onun dozajı şöyle; bu çizgiye kadar ok, bu çizgiyi geçersen tu kaka!?
Hiçbir hareketimin, hiç bir fikrimin sınırını benim dışımda biri çizemez. Toplumun uygun gördüğü dozaj nedir diye düşünerek hareket edemem. Bana uyan sana uymuyorsa aynı yolda yürümek zorunda değiliz. Topluma uymuyorsa bi' zahmet kafasını diğer yöne çeviriversin "toplum"!
Uzun zamandır ilk kez kızgınlık hissediyorum içimde. Şimdilik buraya yazmakla yetineyim ama yarın bu konuyu tekrar konuşacağım arkadaşımla.
Son Durum:
Bugün konuştum arkadaşımla biraz yanlış anlaşıldığını söylemekle beraber oturup konuyu konuşunca kullandığı ifadenin yanlış anlaşılmaya çok müsait olduğunu anladığını söyledi :) Aslında her zaman sadece keyif aldığımız, canımızın istediği şeyleri yapamayacağımızı, öyle yapmak için şartları zorlamak yerine mümkün oldukça yapmanın da güzel olduğunu söylemek istediğini anlattı. O biraz eksik anlatmış, ben biraz fazla anlamışım. Konuşup çözdük :)
Sevgili Rüya, arkadaşınız hangi konuda böyle bir yorum yapmış bilemem ama genel anlamda bence de talihsiz bir söylem olmuş. Dediklerine katılıyorum.
YanıtlaSilDoz değil ama her konuda dengeyi savunurum. Sağlıklı yaşamda, yeme içmede, hislerde, ilişkilerde vs.vs. Önce toplum için değil, önce kişisel huzur için. Ancak bunu savunurken bile dikkat ederim karşımdaki belki aynı görüşte değildir, belki bazı konularda dengesiz olmak ona daha iyi geliyordur diye. Velhasılı hassas konular:)
Bence de biraz talihsiz ve üzerine çok da düşünülmemiş bir cümleydi. Denge önemli ama aslında o da içsel/öznel bir şey. Benim dengeli olarak gördüğüm bir başkasına çok dengesiz gelebilir. Onun dozunda dediği nokta benim için yetersiz olabilir. Bahsettiğimiz şeye gelince, sevdiğimiz şeyleri yapmak için vakit ayırmaktan, sevdiğimiz şeyleri yapınca rutin hayata katlanmamın kolaylaştığından bahsediyordum. Bir noktada her şeyin dozunda yapılınca güzel olduğunu söyledi arkadaşım. Yani ben aşırıya kaçıp suyunu çıkarmamalıymışım gibi bir alt meyin vardı. Özellikle neyden bahsettiğini soracağım yarın kendisine.
SilKimse kimseye hesap vermek zorunda değil bence de:)
YanıtlaSilKendimizden başkası için sınırlar da çizemeyiz, çizmemeliyiz bence.
Sil"Yani ben aşırıya kaçıp suyunu çıkarmamalıymışım gibi bir alt metin vardı." demişsin...
YanıtlaSilSakin:))
Bence söz manasını dinleyenden alır durumu olmuş bu, gerilmeye gerek yok bence, varsayalım ki dozu aşmış olsun, üzerimize almaya gerek var mı? Arkadaşının kastının anlaşıldığı gibi olduğunu, bir eleştiri içerdiğini de düşünmüyorum ben, genel bir ifadededir ve gerçekten de herkesin dozu farklıdır, En kötü ihtimalle, varsayılım tümüyle benim tahminim dışı bir ukalalıktı yaptığı, yine gülüp geçmeli çünkü onun o anki ruh halinin doz aşımı bünyesini bozmuş olabilir:)
Olabilir tabi :) Belki de ben yanlış anladım. İşte bunu çözmek için sormam gerek. Ben mi yanlış anladım onu yoksa gerçekten de benim işin dozunu kaçırdığımı mı ima etmek istedi? Bu sorunun cevabını alınca mevzu benim için kapanacak :) Benim arkadaşlık anlayışım çok daha açık sözlü olmaya dayalı. Eğer işin dozunu kaçırdığımı düşünüyorsa arkadaşım olarak bunu bana tatlı dille anlatması gerekiyor bence. Eğer öyle anlatırsa ben de arkadaşımı dinleyip kendimi ölçüp biçerim. Kimbilir belki de benim göremediğim bir şey görüyordur. Eğer bir şey ima etmek istemesiyle ben yanlış anladığım için özür dilerim, sorun kalmaz :)
SilDedim ama ben sana:)) Ayrıca seni tebrik ediyorum, cevabı aradığın için. Alkış hatta... çünkü tavrın örnek teşkil etmeli insanlık için:)
SilEvet demiştin Sevgili Buraneros :) Gidip konuşmasam kendi kendime kurulup kurulup arkadaşıma kırılmaya devam edebilirdim boş yere. Her zaman açık olmakta fayda var bence :)
SilTopluma ve kurallarına dozaj tamamen tercihtir, çünkü dediğiniz gibi kime göre, neye göre... Ama belki tanıdığınız, sevdiğiniz ve hayatınızda önemi büyük insanlar için, onun sınırlarını bilerek bir dozaj ayarlaması yapılabilir:)
YanıtlaSilİşin ilginç yanı arkadaşıma, sevdiğim şeyleri sevdiğim insanlarla yapmanın bana ne kadar iyi geldiğinden bahsediyordum ve konuştuğum arkadaşım da birlikte bir şeyler yapmayı sevdiğim arkadaşlarımdan biri. Sanırım beni en çok üzen de bu oldu.
SilÇok teşekkürler :) Böyle günbatımları aşk gibi heyecanlandırıp mutlu ediyor beni :) Toplumsal beklentiler ve kurallar en sevmediğim şeyler hayatta.
YanıtlaSilDemişsiniz ya, kimse benim sınırımı koyamaz, diye. Peki sizin sınır başkasının sınırını aşıyor ve rahatsız ediyor ise. Buradan kıyafete bağlamayın, ben başka rahatsızlıklar bahsediyorum.
YanıtlaSilYani o öyle bir cümle ki, herkes öyle düşünse dünya kaos olur bence. Yani huzur için kanımca bir sınır olmalı.
Yada olaya çok başka baktım
Özgürlüğün temel tanımını, başkalarının haklarını, özgürlüğünü ve kişisel alanını ihlal etmeden kişinin kendi iradesi ile istediği şeyleri gerçekleştirmesi olarak yapabiliriz kabaca sanırım. Tabi ki bir başkasını rahatsız edecek boyutlarda sınır tanımaz bir tavır takınalım demek istemiyorum :) Kişinin kendi dışında başkalarına etkisi olacak durumlarda tabi ki mecburi sınırlar var. Bu konuda hemfikirim sizinle ancak benim yazımda bahsi geçen sohbet öyle bir durum içermiyor.
SilBakalım kişisel bir eleştiri mi, faza düşünülmemiş genel bir yorum mu? Yarınki konuşmada sonuç ne çıkacak acaba? ;)
YanıtlaSilBelki de yarına kadar bir anlamı kalmaz bile bu konunun :)
SilBen bu konuyu yıllar önce çok farklı şekilde idrak etmiştim. Azı karar çoğu zarar lafını annem öyle sık kullanırdı ki... Çocuk aklımla annemi sürekli sorguladığımı anımsıyorum.
YanıtlaSilNitekim hak veriyorum da, Allah akıl vermiş kullan kendin kararını kendin ver. Ben kendim için iyi olanı, gerekli dozajı da bilirim. Bitmiştir.
"Her şeyin fazlası zarar" denilince katılmak gelmiyor içimden. Mutluluğun, neşenin fazlası da mı zarar? Bilemiyorum işte :) Beni rahatsız eden "dozunda" kelimesi oldu nedense. O kelime olmadan başka şekilde ifade edilse bu kadar takılmazdım belki de.
SilToplumsal ve mahalle baskılarına karşı net bir tutum almış biri olarak sizi çok iyi anlıyorum Mrs. Kedi ama biraz beyin jimnastiği yapmak adına kendimi biraz merkeze konumlamak istiyorum:)
YanıtlaSil"Dozunda olunca güzel her şey." cümlesi doğru bir önerme değil bence. ABD'de yılda yüz bin kişi aşırı dozdan ölüyormuş. O zaman uygun dozda uyuşturucu kullanmak güzel mi oluyor?
Doz deyince aklıma ilâç geliyor. Her ilacın dozu kişiye göre farklı belirlenmek zorunda ve bunu belirleyecek olan, işinin ehli doktorlar. Peki doz konusunu ilâç değil de gündelik yaşamımız içindeki davranışlarımız olarak ele alırsak burada doktor rolünü kim üstlenmeli? Aşağıdaki şıklardan hangisi doğru?
a) Aklımızı kullanıp kendimizin doktoru olmalıyız.
b) Anane, gelenek, görenek olarak adlandırdığımız kabullere saplanıp kocakarı tavsiyelerinden medet ummalıyız.
c) Başta moda olmak üzere topluma dayatılan çağdaş sömürü düzenine kapılarak küresel ilaç sektörünün kucağındaki dünya sağlık örgütüne kulak vermeliyiz.
d) Yakın çevremizde bulunan insanların deneyimlerinden faydalanıp onların tavsiyelerine uymalıyız.
e) Hiçbiri
Gönül her ne kadar a şıkkını işaretlese de doğru cevap e şıkkı sanırım. Zira "çevre faktörü" bazen balans ayarı vererek bazen şiddet uygulayıp yaşam şekline müdahale ederek kendini gösteriyor. Ne kadar kızsak, içimize sindiremesek de bu gerçeği kabul etmek ama yeri geldiğinde yaşam şeklimize yapılan müdahaleler karşısında mücadele etmek, fikir özgürlüğünün yanında olmak zorundayız. Hali hazırda dozun yarısını kendimiz belirlerken diğer yarısını toplum ve iktidar sahipleri belirliyor. Bu durumun değişeceğini ise, hiç sanmıyorum:)
Dediklerinize katılıyorum Mr. Kaplan. İster istemez dozun bir kısmını bizim dışımızda gelişen koşullar belirliyor maalesef. Son yıllarda "Doğduğun yer kaderindir" ya da "Coğrafya kaderdir" sözleri sık sık kullanılıyor ve düşündükçe de çok doğru olduğu sonucuna varmak zor değil.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilGüncellemeyi okumadan yazmışım :) e sorun çözülmüş, iletişim ile, tebrikler
SilBöyle ileteşemesek asla arkadaş kalamayız hatta en başından arkadaş olamayız galiba. Bence arkadaşlığın ilk kuralı açık/dürüst bir iletişim canım Ceren'im :)
SilO kadar haklısın ki. İnsanlar berbat olan hayatlarını başkalarının seçimlerini karalayarak aklama peşinde. Bunu özellikle son iki yılda o kadar çok yaşadım ki. Benim hayatım benim tercihim.. Seni neden bu kadar alakadar ediyor ki. Herkes birbirinin hayatına, yaşam tarzına karışmaya pek meraklı. Bunun asıl sebebi de özgür seçimler yapabilecek cesarette olmamaları.
YanıtlaSilEvet, insan ne kadar inkar etse de bencil, ben-merkezli bir varlık ve kendi yapamadıklarını başkasının yapmasına içerleyebiliyor istemsizce. Arkadaşımla aramdaki sorun böyle değildi; yanlış anlaşmaydı, çözdük ama başkalarıyla çoğu kez böyle sorunlar yaşayabiliyoruz günlük hayatta.
SilBence başkalarının sınırına girince doz aşımı olur. Kimse ben özgürüm istediğimi istedigim gibi yaparım deme şansına sahip olamaz, maalesef. Çok karışık degil konu.
YanıtlaSilYukarıda Uyuşuk Hayalperest'e verdiğim cavabı yenileyeyim. Tabi ki kişisel özgürlüğümüz için başka birinin özgürlük alanını ihlal edemeyiz.
SilSorunun çözülmesine sevindim. Dozu toplum değil de sen belirlersen cümle çok yanlış gelmiyor bana.
YanıtlaSilÇok teşekkürler :) Cümle yanlış değildi belki de ben iyi bir günümde değildim ve yanlış anladım. Neyse ki çözdük :)
SilBence de kime göre neye göre...Herkesin dozu kendi ihtiyacına göre, o nedenle bir sınır koymak zor bence..
YanıtlaSilManzara muhteşemmiş...
Bu sıralar merkür retrosu var ,konuşurken birbirimizin tam ne dediğini anlamayabiliyoruz oluyor yani öyle :)) Arkadaşınız da kendini tam ifade edememiş demek ki.
Doz kelimesi olmasa da başka bir şey olsa daha kolay anlaşırdık sanırım arkadaşımla :)
Siliyi olmuş, dozunda konuşmuşsunuz :)
YanıtlaSilYeap!
Sil