Biz şu an Artvin'in Hopa ilçesinde yaşıyoruz. Ülkenin bir ucu! Sarp-Gürcistan sınır kapısına 15-20 dakikalık mesafedeyiz. Buraya 3 yıl önce, öğretmen olarak atanınca geldik. 3 yıl kalıp dönecektik ama son düzlükte planlar değişti. Ben atandıktan yarım dönem sonra burası Doğu Hizmeti bölgesi haline geldi. Bir de evimizin karşısında iyi bir ilkokul olunca Arya'nın okula burada başlaması ve doğu görevimi görece rahat bir yerde tamamlamak için kalma süremizi uzattık.
İlk geldiğimizde ben ciddi bir depresyona girmiştim. Atlatmam zaman aldı ama alıştık bir şekilde. hatta sevdik bile :D Hopa'yı sevmemizi sağlayan ilk şey burda kurduğumuz dostluklar oldu. Ondan sonra da muhteşem gün batımları. Ama öyle böyle değil! Her gün başka, her biri diğerinden güzel gün batımları!
Evimiz deniz kıyısında, salon, mutfak, balkon full deniz manzaralı :) Kışın mutfakta, yazın balkonda muhteşem gün batımlarını izliyoruz. Bazen aşka gelip dans ediyoruz, bazen el ele hayallere dalıyoruz, bazen de dostlarımızla çilingir sofraları kuruyoruz. Ne zaman konusu açılsa, Hopa'dan ayrılırsak bir gün batımlarını, bir de dostlarımızı özleyeceğiz diyoruz hep :(
Hopa'da gün batımı dışında ne var peki? Hımm... Zor soru!
Hopa'da gün batımı dışında çok bir şey yok maalesef. Sinema yok, tiyatro yok, spor kompleksi, yüzme havuzu, pazar, AVM vs. yok. Sahilde deniz manzaralı kafeler var, bir adet canlı müzik olan ufacık bir pub var. Ama Hopa başka ilçelere çok yakın ve bazı şeyler oralarda var. Misal 5 dakikalık mesafede Arhavi ilçesinde pazar, sinema, cafe&pub var. Yine 10-15 dakikalık mesafede Kemalpaşa ilçesinde canlı müzik olan restoranlar ve AVM var. Biraz daha ileride Gürcistan - Batum var. Orada oteller, beachler, casinolar, lunapark vs. birçok şey mevcut. Yine çevre ilçelerde Borçka ve Şavşat'ta iki farklı Karagöl var ki sonbahar aylarında fotoğrafçılar gelip kamp kuruyorlar. Civarda bir sürü dere var; rafting ve zipline yapmak mümkün. Hopa arabayla Rize'ye 1 saat, Trabzon'a 2 saat mesafede. Oralarda da gezilip görülecek bir çok yer var tabi ki. Bunlar dışında Hopa'nın girişinde ve çıkışında güzel plajlar var. Bizim evimizin arkasından dağlara çıkan çok güzel bir yol var ki sabah 5'te kalkıp 1 saat tırmanıp, 15-20 dk nefes alıp huzur bulup 1 saat de geri gelerek 2,5 saat dünyadan kopuyorum.
Hopa'da ne yenilip ne içilir derseniz, tabi ki rakı - balık ve karalahana yemekleri derim. Mutlaka hamsi ve mezgit yemelisiniz Hopa'da. Mıhlama ve kuymak da unutulmamalı tabi ki! Ah bir de Laz böreği var! Biz sevmiyoruz ama burada kime sevmiyoruz desek "Aaa siz bir de benim annemin Laz böreğini tadın, bayılırsınız!" diyor. Henüz bayılmadık :)))) Laz böreği içi muhallebili bir çeşit baklava ama muhallebinin içinde karabiber de var. Gerisini siz düşünün :P
Hopa deyince Kazım Koyuncu'dan bahsetmemek olmaz. Kazım Koyuncu genç yaşta kaybettiğimiz Hopalı bir sanatçı. Sahilde bir heykeli var ve heykelde şu sözleri yazılı: "Yerim yurdum yoktur benim, dünyada bir yerdeyim."
Karadeniz müziği çok ilginç. Bir yanda horonlar, Hemşinler; diğer yanda inanılmaz duygusal parçalar.
Gün batımları, rakı-balık, müzik, dostlar... Daha ne olsun işte! Yolunuz Karadeniz'e düşerse mutlaka beklerim :) Gün batımları paylaştıkça daha da güzelleşiyor :)
Manzaranız gerçekten harika. Doğaya doyulacak bir yer gerçekten oralar. Ancak sosyal hayat dediğiniz gibi. Mesleğinizde başarılar ve görev süreniz boyunca Artvin' de mutluluklar :)
YanıtlaSilGerçekten doğa bir harika! Araba sürmek bile başlı başlına bir keyif; bir yanım deniz, bir yanım yeşil, kulağımda en sevdiğim ezgiler... Hayat böyle; her şey tam olmuyor, biri varsa diğeri eksik :) doğa var, sosyal hayat yok ama olsun buna da alışıyor insan. geçici bir süreç olduğunu bilmek avutuyor bizi :)
SilHopa gördüğüm yerlerden biri (görmediğim yer kalmamış:)) Hatırladığım kadarıyla insanları modern ve ileri görüşlü. Şimdi su altında kalacak olan (kaldı mı yoksa) Yusufeli ilçesi gibi egitim seviyesi yüksek, bağnazlık fazla yok.
YanıtlaSilLaz böreği ile ilgili bir anım var. Genel müdürüm Arhavi'liydi. Bir seferinde ailecek bizi memleketine davet etmiş, laz böreği yapacaklarını söylemişti. Allah için böreği de severim. Aceleci bir tipti benim müdür, Ankara'dan yola çıktığımızdan beri dakikada bir arıyordu. Hadi acele edin, laz böreği hazır, çabuk olun, eğlenmeyin deyip duruyordu.
Hani az yol da değil, hiç mola vermeden akşam saatlerinde varmıştık Arhavi'ye. Sofralar hazırlanmış, karadenize özgü ne varsa masaya konulmuştu. Karnımız da çok acıkmıştı. Benim aklım şu meşhur laz böreğinde tabii. Bu yüzden fazla bir şey de yememeye çalışmıştım.
Şimdi mis gibi kızarmış bi peynirli börek gelecek önümüze diye hayal ederken garip, muhallebi krep kıvamında bir şey getirdiler önumüze. Öyle şartlanmışım ki böreğe, tatlı tadını alır almaz dumura uğradim. O akşam masadan aç kalktım diyebilirim. Laz tatlısı falan deselerdi, eminim severdim. Bu talihsiz başlangıç beni laz böreğinden soğutmuştu. O gün bu gündür yemek istemem laz böreğini:)
Laz böreğini sevememe sebebimiz çok benzermiş :) börek dediğin çıtır çıtır olur, en güzeli de otlu börek olur tabi ki bir Egeli için :) szö konusu olan yiyecek tatlıysa adı da tatlı olsun içinde de karabiber olmasın bir zahmet :D
Sil:D Karadeniz dışında yaayan herkesin ilk laz böreği deneyimi hatırası bu işte :D Herkesin!
SilSiz daha bir de Bursa'da yaşayan Bulgar göçmeni (macır denir, muhacirden gelme) vatandaşların bir de içi balkabaklı bir böreği vardır ki, yeme direkt yanında yat hatta koşarak kaç. Seveni de çok tabii.
düşünmek bile istemedim bal kabaklı bir böreği şu an :D
SilMerhaba bloğuma yaptığınız ziyaretten dolayı teşekkür ederim . Bloğunuzu takip ettim
YanıtlaSilRica ederim. Hoşgeldiniz :)
SilMUHTEŞEM... Bizimkiler orda şimdi bugünlerde.. Ağzım sulanıyor (böreğe değil), baktıkça içim açılıyor, mis gibi kokan yemyeşil bir yer, çocuk büyütmek için de yaşamak için de güzel.. Evet belki küçük bir yer olmasının verdiği kısıtlamalar insanın canını sıkar ama araba altınızda, çıkın gezin ya da senin de yaptığın gibi bol bol doğada yürümek... Sınırlı zaman eminim güzel anacaksınız bu günleri ileride <3
YanıtlaSilBiliyorum ki gidince kesinlikle özleyeceğiz. İçinde sevdiklerimiz olan her yer bir parça evimiz oluyor. Eh evden ayrılmak ne zaman kolay oldu ki bu kez olsun :)
Silbi zaman sonra büyük şehirlere iyiden iyiye yabancılaşıyor insan. tüm o kalabalık, gürültü ağır geliyor. avmlerin olmayışı öylesine bulunmaz bi nimet ki bizi hapsedecek soğuk para tuzakları yok.
YanıtlaSilbiz de öyle düşünerek geldik Hopa'ya ama "kurtulmuş" gibi hissetmedik. İstanbul girmiş bir kez kanımıza, çıkmak bilmiyor aklımızdan. kötü bir bağımlılık gibi bizimkisi, bitmeyen acılı, sancılı bir aşk gibi ama sonuçta aşk gibi işte :)
Silannem Trabzonlu.. bir gün oradan böyle fotoğraflar çekebileceğim, yılın yarısını mis gibi anne köyümde geçirebileceğim günleri bekliyorum ben de. çocukken orda duyduğum yağmur kokusu, hala burun duygu arşivimde saklı.
YanıtlaSilKöyler inanılmaz güzel gerçekten Karadeniz'de. Umarım en kısa sürede fırsatın olur tekrar gelmeye :)
Silşarkı önerilerine bayılırım önceliklee :) ay hopada başka blogçumuz yok galiba. bencesi büyük şans orada yaşamanız yaa. görmedim ama aklımda sizin oranın yeşilliği. maçael de aklımda. doğa içinde yaşamak gibi var mı. nefes almak. hem de denize karşı oh :)
YanıtlaSildenize karşı nefes almak, denizli bir nefes almak... kıymet bilmek gerek... bilmeye çalışıyorum ben de.
SilKaradeniz’in yeşili doğası bir başka. Küçük yerlerde pub tipi yerlerin olması bölge insanı için güzel alternatifler.
YanıtlaSilHep Karadeniz'e kaçmaya çalıştım önüme çıkan fırsatlarda. Başaramadım ama sonunda Rize'ye damat oldum :) Çok kısa bir zaman sonra yuvamızı oralara taşıyacağız :)
YanıtlaSilNe güzelmiş o gün batımları.
YanıtlaSilUmarım bir gün Karadeniz turu yapma şansı buluruz da biz de görürüz oraları.
biraz uzak gibi medeniyete sanki ama yine de doğayla birleşik göründüğünden yaşaması güzel olur bence. sakin bir yere benziyor. gün batımlarına bayıldım. bence denizi olan her yer harikadır :))
YanıtlaSil